Aydın ENGİN
Ergenekon davası kadar önemli, Ergenekon davasından çok çok daha fazla muvazzaf (=Görev başında) ve emekli generali kapsayan Balyoz davasında karar 21 Eylül’de, neredeyse üç ay önce açıklandı. 365 sanıktan 330’una ceza yağdı. Sanık yakınları ve karar duruşmasnı izleyen az sayıdaki kişi dışında ortalık çalkalanmadı. O günden bu güne de Balyoz kararları gündemden adeta düştü. Sessiz sedasız Yargıtay süreci bekleniyor.
Buna karşılık kararın değil, savcıların “esas hakkında mütalaa”larını açıklayacakları duruşma öncesi, sırası ve sonrasında ulusalcı (=Milliyetçi) olarak anılan kesimlerin iyi ve yaygın örgütlenmiş bir “Silivri çıkartması”na tanık olduk. Geçen haftaya damgasını vuran olay buydu.
Jandarma ve polis ile göstericiler arasındaki biber gazlı, coplu, tekmeli, tokatlı, su sıkmalı “kapışma” televizyon ekranlarına taşındı. Ertesi gün de medya gündemi “Silivri olayları”ydı. Yazan, çizen, yorum döktüren, fikir belirten hemen herkes kendi meşrebi, ideolojik tercihi doğrultusunda olayları yorumladı.
Yorumladı mı ?
Galiba hayır !
Karar aşamasına yaklaşmış cok, ama çok önemli bir davanın hukuksal yanı, adalet ile yasalararasındaki uyuşmazlıklar (Türkiye sözkonusu ise uçurumlar)ele alınmadı; göstericilerin demokratik bir hak kullanmayı iyiden iyiye aşan ve şiddet kullanmaya varan tepkileri ve jandarma ile polisin şiddet kullanmaya tutkulu bağlılığı üstüne tartışıldı. Bir de birkaç hukukçu yargılamadaki usul hatalarını vurgulamakla yetindi.
Bununla yetinemeyiz…
Türkiye’nin geçmişinde derin izler bırakmış, onmaz yaralar açmış bir örgütlenmeden,Ergenekon ve eylemlerinden, yani Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bir hukuk sürecinden söz ediyoruz. Hüküm kesilmiş, Yargıtay sürecine girmiş Balyoz davasından ve karara az kalmış Ergenekon davasından…
* * *
Ergenekon, bütün NATO ülkelerinde olası bir Sovyet işgalini ya da ülke içinde güçlü bir sol kalkışmayı önlemek amacıyla resmen örgütlenmiş, siviller arasından seçilmiş aşırı milliyetçi, ırkçı, faşist unsurlarla destekli bir yeraltı örgütü, bir “gizli ordu” idi.
Ülkelerin kilit noktalarında günü gelince kullanılmak üzere kullanım dışı kalmış tünelleri, 2. Dünya Savaşından kalma sığınakları gizli silah depoları haline getirdi. Olmadı, silahları günü gelince çıkarmak üzere “toprağa gömdü”.
Her ülkede farklı bir ad aldı. İtalya’da Gladio (=Kılıç) idi, Fransa’da Rüzgar Gülü, Belçika’daSDRA-8, Almanya’da Gehlen, Yunanistan’daKoyun Postu vb…
Türkiye’de ise Ergenekon.
Salt askerlerden oluşan kesimine Kontrgerilla da dendi. Ama ana örgütün adı ya da örgütün ana adı Ergenekon’du.
Sovyetler Birliği dağıldıktan, “Duvar” yıkıldıktan sonra, önce İtalya’da, ardından NATO ülkelerinde bu aşırı milliyetçi, antikomünist, yarı askeri yeraltı örgütleri resmen feshedildi.
Türkiye hariç.
Türkiye ne bu örgütün varlığını kabul etti ne de dağıtmak yolunda adım attı. Onun yerine, kural olarak Genelkurmay 2. Başkanının sorumluluğunda olan örgütün askeri kanadının adını ha bire değiştirerek gözlerden ırak tutmaya çabaladı.Seferberlik Tetkik Dairesi olarak kuruldu (1952), Özel Harp Dairesi oldu (1965); o da kesmedi Özel Kuvvetler Komutanlığı oldu (1991).
Sovyetler Birliği dağılmış sosyalist sistem çökmüş, “duvar” yıkılmış komünist bir istila (?) ya da komünist bir kalkışma (?) tehlikesi ortadan kalkmıştı. NATO kendine yeni etkinlik alanı arayışındaydı. Hâlâ da tam bulabilmiş değil.
Ama Türkiye çoktan bulmuştu: Güneydoğu Anadolu’da PKK’ya karşı normal asker ve polis güçlerinin yanısıra “Özel Kuvvetler Komutanlığı”na bağlı güçler devreye girdi. Askerliğini komando olarak yapmış MHP – BBP çizgisinde olduğu sağlama bağlanmış unsurlardan oluşan Özel Tim’ler, PKK itirafçılarıyla desteklenmiş JİTEM gibi örgütler aslında Ergenekon’un alt birimleriydi.
Daha gerilere gidersek Selanik’te Atatürk’ün doğduğu eve bomba koydurup, ardından İstanbul ve kısmen İzmir’de 6-7 Eylül olayları diye adlandırılan ülkenin “Rumlardan arındırılması” operasyonunu düzenlediği gibi…27 Mayıs öncesi ve sırası ve sonrasında belirleyici bir görev üstlendiği gibi… 12 Mart sonrasında kara ünlü “Ziverbey Köşkü”ndeki sorgulama ve işkenceleri gerçekleştirdiği gibi… 1980 Darbesine giden yolun kanlı taşlarını sistematik olarak döşediği gibi… “Faili Meçhul” diye anılan cinayetlerde tetikçileri bulup eyleme geçirdiği gibi...
* * *
Bu kadar ayrıntı yetsin.
Şimdi soralım: Yukarıda bir gazete yazısının sınırları içinde ayrıntıladığım Ergenekon ile Silivri’de yargılanmakta olan Ergenekonbir ve aynı görgüt müdür?
Sorunun kanımca yalın ve kısa bir cevabı var: Evet ve hayır !
Türkiye’nin geçmişini karartmış ve kanatmış bir gizli örgütten ve Türkiye’ninm geleceğini belirleyecek önemde bir davadan söz ediyoruz. O yüzden bu kadar kısa ve yalın yanıt yeterince açıklayıcı değil.
Yani…
Yani yarın devam edeceğiz…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021