Elif ÇAKIR
Hatırlıyorsunuz değil mi?
Bundan tam 4 yıl önce..
Milli Eğitim yetkilileri on binlerce öğrencinin merakla beklediği TEOG sisteminin ‘muhteşem özelliklerini’ anlata anlata bitirememiş, akademisyenlerle, okul müdürleriyle, öğretmenlerle, velilerle, öğrencilerle, eğitim uzmanlarıyla yaptıkları çalıştaylar neticesinde ortaya çıkan model sayesinde sonunda ülkecek “köklü bir eğitim sistemine” sahip olacağımızı, hatta bu modelin eğitimle alakalı bütün yeni gelişmelere uyum sağlayacak “köklü bir temel” olduğunu falan anlatmıştı.
Türkiye’nin yıllardır muhtaç olduğu “eğitim modelini” bulan Milli Eğitim’in “süper” kadrolarının yaptıkları açıklamalara, verdikleri mülakatlara bakınca, AK Parti hükümeti nihayetinde aradığı MEB kadrolarına kavuştu falan deniliyordu.
TEOG sistemi öğrencilerin ve velilerinin üzerindeki sınav baskısını ve kaygısını azaltacak bir modeldi vesaire.
Hatta dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Hocamız TEOG sisteminin en şahane özelliğini ise şöyle müjdelemişti:
“Artık bu sistemde 3 doğru 1 yanlışı götürmeyecek. Çocuklarımız ve velilerimiz artık yanlışlar doğruyu götürüyor kaygısı yaşamayacaklar.”
***
4 yıl sonra bugün...
Şimdi 4 yıl önce “öğrenci ve velilerin üzerindeki sınav baskısı ve kaygısını azaltacak olan TEOG modelini” bulan Milli Eğitim kadroları 4 yıl sonra bir kez daha “öğrenci ve velilerin üzerindeki sınav baskısı ve kaygısını azaltacak muhteşem modelleriyle” kamuoyunun karşısına çıktılar!
Ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz yeni sistemlerinin önemli özelliklerinden birisini ise şöyle açıklıyor:
“Sınavlarda 3 yanlış 1 doğruyu götürecek.”
***
E tabi, ülkemiz malum gündem yoğunluğunda bir gün öncesinde olan biteni, ne söylendiğini hatırlamıyor ki, kaldı ki dört yıl öncesini hatırlayacak. Ayrıca hatırlayıp da Milli Eğitim Bakanlığına dün “3 yanlış 1 doğruyu götürmeyecek” müjdesini yapan sizdiniz bugün “3 yanlış 1 doğruyu götürecek” diyenler de sizsiniz!
Bir açıklayın ne oluyor? Nasıl oluyor?
Diyecek olunsa bir maliyetinin olmadığı dahası kimse de tınmayacağı için...
Oluyor işte böyle şeyler...
Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı bizlere güvenmeye devam ediniz, açıklamaları yapsınlar.
E tabi ki... Hay...Hay...
Elbette ki, “Türk eğitim sistemi dünyaya uyum sağlayamıyor. Öğrettikleriniz artık gereksiz. Tamam, sisteminiz nasılsa öyle devam ediyor ama dünya dönüyor. Değişen dünyada yeni yetenek çeşitlerine ihtiyacınız var. Öğretmenlere her gün yeni bir şey anlatırsanız, bir gün hiçbir şeye inanmaz hale gelirler, değişim stratejik ve tutarlı olmalı” gibi (belli ki ülkemizi kıskanan birisi) abuk sabuk konuşan açıklamalar yapan PISA Direktörü Andreas Schleicher’e güvenecek halimiz yok!
Sonuçta... Milli Eğitim Bakanımıza göre endişeye mahal yok! Zira Sayın Yılmaz’a göre “Türkiye, geçmişe kıyasla eğitime daha çok önem veriyor, eğitime daha fazla kaynak ayırıyor ve eğitimde de alınan sonuçlar çok daha iyi durumda.”

YARGITAY'IN KARARI YARGICIMIZI BAĞLAMIYORMUŞ!
FETÖ, Türkiye’nin başına gelmiş geçmiş en büyük, en aşağılık terör örgütüdür. Dolayısıyla FETÖ davası devletin bekasını ilgilendiren bir davadır. FETÖ öyle bir terör örgütüdür ki mensuplarının en belirgin özellikleri gerektiğinde “takiyye” gerektiğinde ise “ölü taklidi” dahi yapabilme yeteneklerine sahip olabilmeleridir. Bu örgütün devletin bütün hücrelerine bir habis ur gibi nasıl sızdıklarını ve devletin imkanlarıyla devlete karşı nasıl operasyon yaptıkları ortada.

17-25 Aralık’ın üzerinden 4 yıl geçti devlet de toplum da hala kendisini toparlayamadı ve devlet içindeki tasfiyelerinin de tam olarak gerçekleştirildiği söylenemez.
Ve böylesi ortamlar en sisli en dumanlı olan ortamlardır. Birilerinin rahatça kişisel hesap görmelerini mümkün kıldığı gibi toplumda büyük mağduriyetlere de sebep olabilir. Ve bu bağlamda en büyük sorumluluk FETÖ davasını soruşturan, bu davada hüküm veren yargıçlarımıza düşmektedir. Ki onlar toplumda adalet dağıtan kanun adamlarıdır.
Ve kanunlara uyulması konusunda, adaletin tecelli etmesi konusunda en hassas olması gereken kişilerdir. Toplum yargıçların adaletle hükmedeceği konusunda güven duymalıdır. Yargıtay kurumunun ne olduğunu da yetkilerinin ne olduğunu da, Yargıtay bir karar verdiği zaman bunun ne anlama geldiğini de en iyi yargıçlar bilirler. Şimdi. FETÖ gibi hassas bir davanın devam ettiği şu günlerde, (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaç kez “at izi it izine karışıyor” uyarısı yaptığını hatırlayın lütfen) Yargıtay 16. Daire dört dörtlük bir “suçlu suçsuz ayrımını yapan, at izinin it izine karışmasını imkansız hale getirecek, sapla samanı keskin bir şekilde ayırmayı mümkün kılan, kesin suçlu tanımını ortaya koyan” bir karar yazdı. Yargıtay 16. Daire’yi ve bu kararı hassaten yazan yargıçlarımızı kutlamak isterim.
Ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman kalktı dedi ki: “Yargıtay’ın kararı bizi bağlamaz!!!”
Soralım: Yargıtay’ın vermiş olduğu karar Ankara Cumhuriyet Başsavcısını bağlamıyorsa kimi bağlar? Kimi bağlasın!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025