Etyen MAHÇUPYAN
Akil İnsanlar heyetinden bir grubun bildirisi aydın dünyasındaki siyasi ve ideolojik ayrışmanın boyutu hakkında epeyce fikir veriyor. Bildiri suçlu arama ve çatışmayı besleme psikolojisinden çıkılması için bir davet. İmzalayanların son yaşananlar karşısında ‘nötr’ olduklarını herhalde sanmıyoruz. Bazısı hükümeti, bazısı da PKK’yı (daha) sorumlu tutuyorlar mutlaka. Buna rağmen yan yana gelmeyi içselleştirdiler. Çünkü gerçekten de eğer bir ‘hedef’ olacaksa, sorumluluk eşit dağılmamış bile olsa, buna ulaşmanın yükünü tek tarafa yıkmak mümkün değil. Yapılan çağrının kritik cümleleri şöyleydi: "Derhal silahlar susmalı ve mutlak çatışmasızlık haline dönülmeli. Meydan okuyucu, ayrımcı tahkir dilinden uzak durulmalıdır. Basından kanaat önderlerine, iktidardan muhalefet partilerine her anlamda siyasetin hareket alanını boğacak önerilerden kaçınılmalıdır."
Buradaki kaygı, siyaset alanının daralması sonucunda çözüm ihtimalini elden kaçırabileceğimiz. Ancak Akil İnsan grubunda kendilerini AKP’ye yakın veya PKK’ya uzak hisseden birçok kişi bu bildiriye imza koymadı. Çünkü ortada gerçekten de tamir edilmesi gereken bir yara var ve hükümet ile PKK arasındaki denge son on yılda belki ilk kez bu kadar belirgin biçimde hükümetten yana.
Çözüm Süreci başladığında PKK tarafı için tek koşul Türkiye’den çekilmesiydi. Örgüt Gezi’den heveslenerek bunu yapmadı. Ama hükümet süreç bitmiştir diyerek Kandil’i bombalamadı… Sonrasında hükümet de yavaşladı ve bir tür ‘eşitlik’ sağlandı. Ancak PKK bölgede hegemonyasını pekiştirmek üzere alternatif bir kamu düzeni kurmaya kalktı. Baskı ve haraç mekanizması işletildi, mahkemeler kuruldu. Hükümet yine de süreç bitti deyip Kandil’i bombalamadı. Dolmabahçe toplantısını hem yaptı, hem de bundan rahatsız oldu… Çözüm Süreci kenara alındı ama yine de bitirilmedi. Sonrasında seçim sürecinde PKK işi iyice çığırından çıkardı, oylara el koydu. Hükümet hâlâ süreç bitti deyip Kandil’i bombalamadı. Çünkü ateşkes işin temeli, her türlü olası çözümün zeminiydi… Ama seçimden sonra PKK açıkça savaş ilan etti ve uygulamaya geçti. ‘Sıkıysa gel de bombala’ demiş oldu. Hükümet de bombaladı ve ‘birinci kareye’ geri döndü: Çözüm Süreci’nin önkoşulu PKK’nın Türkiye’yi terk etmesi ve bundan geri adım olmayacak.
Bütün bunlar yaşanırken bir de ‘diğer’ aydın tipolojisi var. Şöyle demişler: “… ‘Çözüm Süreci’nin, başlamasının da sonlandırılmasının da yegâne sebep ve dayanağının, iktidar partisini vesayeti altına almış bir kişinin şahsi hesap ve hevesleri olduğu anlaşılıyor. Bu konuda baştan beri duyulan kaygılar, yaşanan son olaylarla da açıkça kanıtlanıyor.” Bu kadarının artık ahlaksızlığa girdiğini düşünenler olabilir ama mesele daha derin. İdeolojinin psikolojiye hapsolmasının ve yapısal bir aptallığa dönüşmesinin tezahürlerinden biriyle karşı karşıyayız. Bildirinin altında kendi dar çevrelerinde saygın aydınların yer alması da kimseyi şaşırtmamalı. Gerçeklik karşısında yenik düşenlerin zihni kendini tekrarlamaya başladığında ideolojik ahmaklığın sürükleyiciliği de kaçınılmaz oluyor.
Böyle bir aydın yelpazesinde Akil İnsanlar grubunun sözü, yürek soğutmasa ve adil gözükmese de, namuslu bir kaygıyı yansıtıyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023