Hasan Bülent KAHRAMAN
Daha o zamanlar yazdığım yazılarda şimdi bambaşka bir yere kaymış Francis Fukuyama'nın 'Tarihin Sonu' tezini de, hemen ardından hocası Samuel Huntington'un adım adım geliştirdiği 'Medeniyetler Çatışması' (MÇ) tezini de şiddetle eleştirmiştim. O yazılar Yeni Yüzyıl, Radikal arşivlerinde durup duruyorlar.
Huntington'un iddiası, Soğuk Savaş'ın içerdiği sosyalizmdemokrasi ikileminin yerini dinsel inanışların, kimliklerin ve aidiyetlerin alacağıydı. Ben bu görüşü, Huntington'un 1960'larda da ABD'nin SS stratejisini hazırlayan bir Harvard profesörü olduğunu bildiğim için, bir tespit değil de tür yol gösterme, önerme, kurgu olarak işaret ediyordum. Daha açıkçası, var oluşu için daima bir düşmanı gereksinen Batı'nın ve Amerika'nın kendisine ne türden bir düşman icat etmesi gerektiğini tarif eder bir yanı olduğunu düşünüyordum bu modelin.
Bugün bu görüşüme daha da fazla inanıyorum. Ortada bütün engellemelere rağmen yükselen, devam eden bir İslam- Batı çatışması var. Bu kendiliğinden ortaya çıkmadı. IŞİD'in bile ABD'den aldığı desteğin bilindiği bir dünyada İslam kökenli hareketlerin kendiliğinden, bir 'medeniyet çatışması' olarak geliştiğini, 'otantik' olduğunu düşünmek pek o kadar mümkün değil. Hele Charlie baskını, gitgide artan şüphelerle, işin içinde başka ellerin olduğunu daha fazla duyumsatıyor insanlara.
***
Ne var ki, bütün toplumlardan hadiseleri bu çerçeve içinde yorumlamasını beklemek olanaksız. MÇ düşüncesine inanlar bugün her zamankinden fazla. Artık neredeyse ortadan kaldırılması imkânsız bir durumun olduğunu düşünenler var. Almanya'da düzenlenen yürüyüş, Charlie'ye karşı gösterilen dayanışma bu gerçeği değiştirmeye yetmiyor. El-Kaide, IŞİD gibi örgütler ortada durdukça bu inanç büyüdükçe büyüyor. Buna yeni Ortadoğu politikalarını eklemek de mümkün. Arap Baharı'nın uğradığı büyük başarısızlık, hiç ortadan kalkmayan otoriter rejimler meseleyi sadece MÇ olmaktan da çıkarıyor. İslam'a/ Müslümanlığa dönük bir genel değerlendirme haline getiriyor. Neredeyse dışına çıkılamayacak bir kuyunun içine düşülmüş gibi...
Batı'nın bu konudaki tutumu malum. Koloniyal geçmişinden gelen reflekslerini kısmen yitirse de kısmen ayakta tutuyor Batı. Kaldı ki, Batı bugünkü şartlarda, kapitalizmin son evresi olan, haydi Lenin gibi söyleyip emperyalizm döneminde demeyeyim ama küreselleşme döneminde hâlâ bir düşmana, bir 'Öteki'ye muhtaç. O nedenle Doğu'yla/ İslam'la ilgili olarak bilincindeki yerleşik düşünceyi değiştirmeyecek. Bu aynı zamanda onun 'psikanalizi'yle ilgili bir durum.
***
Peki bu durumda Doğu'ya /İslam'a hiç mi bir sorumluluk düşmüyor? İslam dünyası sadece Batı'nın 'kurbanı' ('victim'), hiç değilse 'mağduru' olduğunu söylemekle mi yetinecek? Verilecek yanıt belli: İslam, 19. yüzyıldan itibaren ikili bir tutumla bölündü. Bir kesim modernleşme/ Batılılaşma ekseninde ilerledi. Diğer kesim gitgide artan bir bilinçle hem Batı'ya dönük, geçmişten beri biriktirdiği öfkeyi hatırlayarak hem Batılılaşma yolunda ilerleyenleri suçlayarak keskin bir Batı karşıtı pozisyon aldı. Arap milliyetçiliği, gene Batı'ya ait bir kavram olduğu için de ayrıca karşı çıkılan kapitalizme tepki olarak üretilmiş
Arap sosyalizmi de bu tutumu katılaştırdı. Arap Baharı ve sonrasının bile bu açılardan ele alınması şart. Bütün bunlar çok açık bir sonuç üretti:
Arap dünyası demokrasiyle olan bağını yeterli bir sağlamlıkta kuramadı. Demokrasi o kültürde bazen sorgulanan çoğu zaman da çeşitli nedenlerle reddedilen, hiç değilse işletilmeyen bir rejime dönüştü. Oysa demokrasi/ demokratikleşme Batı'yı Batı'nın silahıyla vurmak demekti ve o bir yana elbette demokrasinin kendisi bile bir kazançtı. Kurulan oyunları bozacak bir olanaktı.
Tren tamamen kaçırıldı mı, bilmiyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024