Hasan CEMAL
Hükümet kredi borçları konusunda söz verdi ama işlemeyen bir şey var. Van’dan teminat kabul etmiyor banka... Nasıl bulayım?..
Geçen gün şu yandaki çadırın birini su bastı gece vakti. Ölümüm soğuktan olacağına evden olsun dedi, bastı gitti hasarlı evine...
Gündüz iyi ama, geceleri kötü gidiyor. Evladım, altı kişilik bir çadır, bütün isteğim bu... Cenabı Allah’ın merhametidir, hâlâ kar yok...
Çoluk çocuk oturuyorlar. Yan yana iki çadırın ortasına. On yaşındaki Serkan’ın ayakları çıplak, ne çorap ne ayakkabı. Güleç yüzlü ablası diyor ki: “Deprem olunca çıplak ayak kaçtı, ondan beri çorap giymiyor.”
VAN
İstanbul’dan Van’a uçuyoruz dün sabah vakti. Yanımda oturan Vanlı bir vatandaşı dinliyorum.
“23 Ekim’di. O gün evde televizyon seyrediyorduk. Tuhaf bir sesle birlikte elektrikler kesildi, televizyon karardı. Aynı anda korkunç bir titreme başladı. Donup kaldım. Duvardaki saat 2’ye 18 kala durmuştu.”
Evi hasarlı, dükkânı hasarlı.
Hasar tespiti yapılamadığı için ikisinin de içine giremiyorlar.
75 yaşında. Esnaf, demir işi yapıyor.
Depremden birkaç gün sonra ailesini alıp İstanbul’a gitmiş. Şimdi devlet memuru olan kızıyla birlikte geri dönüyor Van’a.
Ben kulak verince dertleniyor:
“Ne yapacağız, nerede kalacağız bilmiyorum. Kendi memleketine yabancı gibi dönmek... İnsanın içini acıtıyor. Evi bırakıp İstanbul’a gittik çaresiz. Ama olmadı. Bu arada eve de hırsız girmiş... Çadır hayatı bu soğukta çok zor, zemin ıslaktır, rutubetlidir.”
Bir başkası yandan kafasını uzatıyor. Van’da cam işi yapan bir esnaf.
Kredi derdi var:
“Hükümet kredi borçları konusunda söz verdi ama işlemeyen bir şey var. Faizin yüzde 75’ini kendi üstüne alıyor, iyi güzel. Ama yeni kredi için Van’dan teminat kabul etmiyor banka... Van’ın dışından nasıl bulayım teminat?.. İki cam atölyem var, ikisi de kullanılmaz halde. Hasar tespit işi çok yavaş işliyor. 27 gün oldu, hâlâ bekliyoruz. Bizler kepenk açmadan şehir nasıl toparlanacak, canlanacak ki?”
Demirci esnafı bana dönüyor:
“Van’ın soğuğu çok fenadır, dokunur. Altına bir şeyler giydin mi, pijama falan?..”
Bir ara dalar gibi oluyor:
“Çaresiz memlekete dönüyoruz ama... Dün gece gözüme uyku girmedi. Sanki kafamı bir mengeneyle sıkıyorlar. O kadar mutsuzum ki...”
Bıraksam, uçak Van’a inmeden yazı bitecek. Böyle deyince gülüyor:
“Dogridir Hasan Bey.”
Çocuklar hep ve her şeye rağmen cıvıl cıvıl Yaşam Çadırı’nın içinde... Evlerini özleseler de, geceleri üşüseler de...
HER GECE SALLANIYORUZ, SALLANMASA DA
Kar, Erek Dağı’nın eteklerine kadar bembeyaz inmiş. Gri ve soğuk bir hava.
Erek mahallesinde yan yana iki çadırı birbirine bir koridor bağlıyor, aynı zamanda mutfak gibi kullanılan...
Çoluk çocuk oturuyorlar.
On yaşındaki Serkan’ın ayakları çıplak, ne çorap ne ayakkabı.
Güleç yüzlü ablası diyor ki:
“Deprem olunca çıplak ayak kaçtı, ondan beri çorap giymiyor. Bu arada annem de bayıldı.” Anne,Kürtçe konuşuyor.
Anlamıyorum.
Oğlu, Türkçesini söylüyor:
“Her akşam sallanıyoruz.”
Babaları manifaturacı, Burhan Aslan:
“Pazar akşamı da sallandık. Burada artçı olmasa da artçı var. Her gece sallanıyoruz. Özellikle bayanların psikolojisi bozulmuş durumda. Sallanmasa da sallanıyor onlar için... Aslında hepimiz öyleyiz. Evimiz şurada ama giremiyoruz. Tuvalet ihtiyacı için bodrumunu kullanıyoruz ama... Bayanlar, çocuklar giremiyor, korkuyorlar.”
Oğlu devam ediyor:
“Geçen gün şu yandaki çadırın birini su bastı gece vakti. Ölümüm soğuktan olacağına evden olsun dedi, bastı gitti hasarlı evine... İstanbul’a, köylere o kadar çok göç var ki... Bu arada yardım geliyor diyorlar ama doğrusu biz görmedik daha... ”
Erek mahallesi kendi çadırlarını kendileri temin etmiş. “Bize çadır verilmedi” diyor. Çadırlar yazlık. Yağmuru karı çekiyormuş. Bu yüzden içeride ağır, rutubetli bir koku var.
“Üşüttük, grip olduk, ateşlendik. Başka yerlerde çok fazla zatürre var.”
SU?ALMAYA?HERKESİN GÜCÜ?YETMİYOR Kİ
Tandır ekmekleri, otlu peynir, yoğurt, pul biberle zeytinyağında yüzen zeytin ve demli çaylar...
Manifaturacı baba, Burhan Aslan keyifli:
“Pazar günü bütün gün çalıştı bayanlar, tandır ekmeği yoğurup yaptılar. Üstelik buyur bak, kepeklisi de var.”
“Rejim için mi?” Gülüyor:
“Evet evet, bak göbeğimiz büyüdü. Ev başımıza yıkıldıktan sonra geldin sen. Daha önce geleydin, sana şöyle bir kuzu tandır ikram ederdim.” Anlatıyor depremi:
“23 Ekim’deki ilk depremde önce sanki bir bomba patladı, öyle bir ses... Sonra sallanmaya başladık, bir türlü sona ermeyecekmiş gibi... İkinci deprem korkunç bir patlamayla geldi, çok kısa sürdü ama çok şiddetli oldu. Annemiz o zaman bayıldı.”
Genç adam dertli:
“Boştayım. İşsizlik fena. Eve bir şey getiremiyorum. İstanbul’a gitmeyi düşünüyorum.”
Bazen susuzluk çekildiğini söylüyor:
“Şebeke suyuna güven yok. Hazır suya da herkesin maddi gücü yetmiyor.”
Manifaturacı babanın da kredi sorunu var:
“Kredi erteleme işi için bugün bankaya gittim. Öyle bir kuyruk var ki had safhada... Ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Yeni kredi şi de zor gözüküyor, kefil istiyorlar. Nasıl bulacaksın ki? Biz de şaşırdık, nereye gideceğiz ki? Göç de çözüm değil.”
Erekli mahallesinin duvarına Kürtçe kocaman yazmışlar: “Edi bese!”
Türkçe, yeter artık.
YEMEK?KAMYONU VE CIVIL CIVIL ÇOCUKLAR
75. Yıl Spor Merkezi’nde bir çadırkent. 300 çadırda kimine göre 1500, kimine göre 3000depremzede yaşıyor.
Bir düzen hâkim gözüküyor çadırkente. Kapısı zincirli, özel korumalar bekliyor.
Yerler çamur...
Su birikintileri...
Öğle vakti.
Yemek kamyonu geliyor.
Çocuklar cıvıl cıvıl.
Çoğunun yüzleri boyalı. “Yaşam çadırında öğretmenlerimiz yaptı” diyor Dilan.
Helin: “Evimizi özlüyorum.”
Kader: “Geceleri üşüyoruz.”
Şeyda: “Çay içiyorduk. Sarsıntı olunca kaçtık. Annemlerin odasının duvarında koca bir delik açıldı.”
Ercan: “Evimize girmeye izin yok, okul da kapalı.”
Yusuf: “Bizim ev tamamen gitmiş...”
ALLAH’IN MERHAMETİDİR KARIN OLMAYIŞI
Beyaz yemenili yaşlı kadın.
Yakalıyor beni. Elinde nüfus kâğıdı:
Adı, Necibe Özdemir. Baba adı Sıddık, ana adı Bevan, doğum 1944.
Kürtçe konuşuyor, öfkeli:
“Bir aydır çadır alamadım. Bak, muhtardan kâğıdım da var, verilsin diye. Beyim vefat etti. Düzyol mahallesindeyim. Gündüz eve giriyorum. Akşam olunca da komşularımın çadırına...” Sesi acılı çıkıyor:
“Gündüz iyi ama, geceleri kötü gidiyor. Evladım, altı kişilik bir çadır, bütün isteğim bu...”
“Şabaniye mahallesi, Selamet sokağına da uğrasın yardım” diyor biri, “Kömürdü, erzaktı, yemekti. Mahalle aralarına hiç yardım gelmiyor.” Soğuk, kar henüz bastırmadığı için şanslı olduklarını söylüyor biri:
“Cenabı Allah’ın merhametidir, hâlâ kar olmayışı Van’da...”
Erek Dağı’nın eteklerine kadar inmiş kar. “Esas soğuk bundan sonrası, eksi otuzları bile görür buraları...”
Allah’a emanet olun diye uğurlanıyoruz, Namık Durukan ve Bünyamin Aygün’le birlikte...Bu hafta yazılar Van’dan, Erçiş’ten...
Yaşlı kadın Kürtçe konuşuyor öfkeli:?Cenab-ı Allah’ın merhametidir, bu.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
RİSMAZO
Bizde o kültürün temeli yok ki? Ben yıllardır Erdoğan sevdalısıyımdır. Ülkeye kazandırdıklarından dolayı kendisini hep takdir etmişimdir. Hatta bu yüzden arkadaşlarım adımı yalakaya çıkarmıştır. "Son dolar krizinde Erdoğanın da hatası, devletteki savurganlığı görmemesi, vatandaşları da tasarrufa çağırmaması yazdığım için sosyal medyada üye olduğum gruplarda lince uğradım. Aynı gemide olmanın bilincinde olmak ne güzel bir erdem de bu aforozcu tipler ile ile aynı gemide seyahat etmek zorunda olmak, ızdırapların en ağırı olsa gerek.