Kemal ÖZTÜRK
Gittiğim şehirlerde, bulunduğum bir ortamlarda, aldığım mesajlarda memleketin durumunun sıkıntılı olduğu anlatan çok insanımız var.
Doğrudur. Kişisel olarak sorunumuz yok. Ama memleketin derdi var.
Lakin bu derdi konuşanların, bunu dillendirenlerin nasıl bir gayesi olabilir? Sanırım burada önemli bir husus var. Üzerinde düşünmeye ve konuşmaya değer.
KİMİN NE DERDİ VAR?
Her kesimden insanla konuştuğumu söyleyebilirim. Her kesimden insanın, ülkede bir şeylerin iyi gitmediğine dair tespitleri neredeyse benzer.
Dış politikadan başlayalım. Avrupa’dan girip, Ortadoğu’ya, oradan Amerika’ya kadar gidelim. Sorunlar var. Dünyanın girdiği krizden biz de nasipleniyoruz. Kimse buna itiraz etmiyor.
Ekonomiyi konuşsanız, durum aynı. Kısa, orta ve uzun vadeli sorunlar var. Bunların nasıl düzeltileceğine dair görüşler, fikirler var. Umutlu olanlar var, karamsar yazanlar var.
Toplumsal uzlaşı, bir arada yaşama, ortak devlet, ortak ülke, ortak gelecek tasavvurlarımızda sorunlar var. Ortadan ikiye ayrıldığımızı düşünüyor bir kısmımız. ‘Yüzde 50, 50 bölünmüşüz’ diyorlar. Birbirimize karşı hasım gibi konuşuyoruz. Bazılarımızda nefret, öfke, ötekileştirme artık gizlenemez hale gelmiş. Üslubuna, yazısına, duruşuna yansımış.
FETÖ başta, terörle mücadelede, asayişte, hortlayan mafya ile mücadelede, uyuşturucuyla savaşta ve diğer güvenlik merkezli konularda sorunlarımız var.
Benim için en kritik konuyu önemli bir devlet bürokratı söyledi: Devletin sorunları çözme yeteneği zayıfladı. Bürokrasideki tıkanmayı, gruplaşmayı, fırsatçılığı her seferinde görüyorum. Bu bence en tehlikeli sorunlarımızdan biri.
Bu listeyi çoğaltabiliriz. Uzadıkça uzayabilir.
SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN SEN NE YAPIYORSUN?
Listenin sonunda şunu sormalıyız:
Bu sorunları çözmek için sen ne yapıyorsun?
Bir soru daha ekleyin: Sorunu çözmek için yaptığın şeyin amacı nedir?
30 Ağustos resepsiyonunda konuştuğum iki üst düzey bürokratın tavrı, tutumu ve olaylara bakış açısı çok dikkatimi çekti. Gördükleri sorunları çözmek için gösterdikleri çabadan çok etkilendim. Kişisel ikballerini riske sokacak şekilde, gördükleri hataları ve yanlışları raporlayıp devlet büyüklerine iletiyorlardı.
Gelecek için kendi adlarına bir planları yoktu. Ancak memleket için bir dertleri olduğu yüzlerinden okunuyordu.
Ben bu arkadaşlar için, “memleket derdi olan insanlar” derim.
MEMLEKET DERDİ OLANLAR NE YAPAR?
Memleket derdi olan insanlar, kendi ikballeri için hareket etmez. Memleketin sorunu varsa, kişisel sorunlarını bir kenara bırakırlar. Susmazlar. Bir kenara çekilip, ‘bakalım ne olacak?’ demezler.
Memleket derdi olan insanlar, güce tapmaz, zayıfı ezmez, haksızlığı onaylamazlar.
Memleket derdi olan insanlar, ‘yanlışı dile getirirsem beni terfi ettirmezler, bana iş vermezler, beni uçağa çağırmazlar, beni dışlarlar’ diye korkmaz.
Memleket derdi olanlar, ‘iktidar duvara toslasın da koltuk bana kalsın’ diye düşünmez. Duvara toslayacak olan şeyin memleket olduğunu bilir. Bunu önlemek için çabalar.
Memleket derdi olan, memleket batsın sevmediği siyasi lider, karşı olduğu ideolojik görüşteki insanlar, desteklemediği parti altında kaslın diye ürkütücü bir görüşü savunmaz.
Memleket derdi olan, ‘yorulan, başarısız olan gitsin, ben geleyim’ demez. ‘Ehliyet ve liyakat sahibi işin başına getirilsin’ der.
Memleket derdi olanın, sadece devletin neden olduğu değil, her türlü haksızlık, adaletsizlik karşısında kalemi tutuk, dili lal, gözü kör, kulağı sağır olmaz.
Memleket derdi olanın, uykusu derin, gözü aç, neşesi gani olmaz. Uykusuz gecelerde memleketini düşünür, kuytu köşelerde göz yaşı döker.
MESELE PARTİ, İKTİDAR MESELE DEĞİLDİR
Memleket derdi olanların, millet derdi olanların, gelecek kaygısı olanların, gönlü geniş, merhameti bol, öfkesi kontrollü olur. Ülkesinde yaşayan tek bir ferdi kaybetmemek için kavga verir.
Memleket derdi olandan, hain çıkmaz.
Memleket derdi olan, kendi aleyhine de olsa adaletten yana tavır koyar.
Etrafınızda memleket derdi olan insanlardan çok vardır. Onları bulun. Onları dinleyin. Onlarla birlikte çözüm yolu bulun.
Meselemiz iktidar, parti, ideoloji meselesi değildir. Meselemiz, memleket meselesidir.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021