Kemal ÖZTÜRK
Bizim meslekte Cumhuriyet Gazetesi’nin sembolik anlamı çok yüksektir. Küçük, az satan ama köklü bir gazetedir. Herkes ‘sol’ diye bilse de, asıl çizgisinin ne olduğunu çok kimse de bilmez. Bana sorarsanız çalışanları da Cumhuriyet’in asıl çizgisi nedir bilmez.
Şu anda onlarca yazarının istifa ettiği, çalışanlarının işten çıkartıldığı, adeta örtülü bir darbe ile gazete yönetimi değişiyor Cumhuriyet Gazetesi’nde.
Yazarlara, nezaketen yazılarının yayınlamayacağı bile söylenmeden, aniden ilişkiler kesildi. Birçok insan gazete için ağlıyor, ağıt yakıyor, hayıflanıyor ve isyan ediyor.
Bu değişime, yaşananlara ve gazete çalışanlarının mesajlarına bakara asıl şimdi Cumhuriyet Gazetesi’nin çizgisini görebilirsiniz.
OTORİTER, KABA, MEDENİYET YOKSUNU KİMDİR?
Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve sol kesimin önemli isimlerinde biri olan Prof. Ahmet İnsel, gazeteden ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada şöyle diyor:
“..Türkiye’de AKP’nin iktidarda kalmasının, kalabilmesinin nedenlerinden bir tanesi, yegane değil ama, bir tanesi de ona karşı gibi gözüken çevrenin aslında aynı otoriter, kaba ve medeniyet yoksunu tavrı paylaşıyor olması.” (T24.com)
İnsel, sert ve acımasız AK Parti eleştirilerinin çoğunu Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde yazarken, bir gün kendi gazetesi için de aynı derecede sert ve acımasız cümleler kuracağını sanırım aklına getirmedi.
Bugün gazeteden istifa eden ya da işten el çektirilen onlarca yazar da İnsel’le aynı durumdaydı. Hepsi gazetelerinde insanların yazılarına son verilirken, birileri tasfiye edilirken, işte atılırken, köşelerinde hiç de özgürlük, demokrasi, medeni davranış gibi eleştirileri olmadı gazeteleri için. Zira o zaman kendi ideolojik fikirlerini (hangisiyse kafamız iyice karıştı) paylaşan kişiler gazeteyi yönetiyordu.
Şimdi o ekip, ‘yani hoyratça, kabaca, medeni davranıştan’ yoksun tutumlarla gazete yöneten ekip gidiyor, yerine başka bir ekip geliyor. Aynı yöntem ve aynı davranışlarla.
Ağlayanlar, vaveyla edenler, kale düştü diyenler, kale kurtuldu diyenler…
KABA, DİKTATÖRYAL VE NOBRAN BİR ANLAYIŞ
Cumhuriyet Gazetesi’nde yaşananlar, onun temsil ettiği zihniyetin, dışa yansımasıdır sadece. Bugün kavgada ortalığa dökülen sözlerden ve tutumlardan anladığımız şudur: Cumhuriyet Gazetesi, kaba, nobran, diktatöryal, acımasız, kör ideolojik anlayışların küçük kavga alandır.
Aslında Cumhuriyet Gazetesi geleneksel olarak böyledir. Bu ülkenin en sert, acımasız ve en saplantılı ideolojilerine sahip insanları bu gazetede yönetici olmuş, gazete yönetmiş, muhabir yetiştirmiştir.
Orada yetişen ve sonra ülkenin en önemli gazetelerine dağılan kişiler de bu anlayışı diğer medya organlarına taşımıştır. Bir bulaşıcı hastalık gibi, neredeyse gazetelerin çoğunda, Ahmet İnsel’in bugün şikâyet ettiği; otoriter, kaba ve medeniyet yoksunu davranışlar bolca gözükmüşse, bunun bir sebebi de Cumhuriyet Gazetesi geleneğinin buralara bulaşmasıdır.
KİMSENİN SES ÇIKARAMADIĞI ‘YARI TANRILAR’
Ne hazindir ki, zerre kadar özgürlük alanı olmayan gazete yönetimlerinde, insanlar hiç yüzleri kızarmadan iktidarları diktatörlük, otoriterlikle suçlamış, özgülük düşmanı ilan etmiştir.
Bu ülkede yüzlerce, binlerce gazeteci sosyal haklardan mahrum çalıştığı gibi, mesleki yaşamları bir yayın yönetmenin dudakları arasından çıkacak kelimeye bağlıydı. Hiç kimse o zaman bu ‘yarı tanrı’ kabul edilen yayın yönetmenlerine ses çıkarmadı, eleştirmedi.
Bugün Cumhuriyet Gazetesi’nde olanlar bir fikrin, bir anlayışın ve bir ideolojinin dışa yansımasıdır. Bu bir ekoldür. Gazetede, bürokraside, siyasette, iş dünyasında, yazı hayatında başka kolları da vardır.
Her ne kadar gazete kendini savunurken, “Atatürk’ün Cumhuriyeti” diye önceki gün açıklama yapsa da, Cumhuriyet Gazetesi’nin kimin gazetesi olduğunu inanın kimse bilmiyor.
Zira bir gün FETÖ’cüleri, bir gün PKK’yı, bir gün DHKP-C’yi, bir gün Esed’i savunacak hale bile geldi bu gazete. İktidarları eleştirmek için yapmadığı şey, denemediği yöntem kalmadı.
Ama her zaman Atatürk’ü kendine kalkan yaptı. Bugün de aynı şeyi yapıyor, yarın da aynı şeyi yapacak. Zira bu bir zihniyet, bir ekol ve bir anlayıştır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021