Kemal ÖZTÜRK
İstanbul Kartal’da, 6 Şubat 2019 tarihinde 7 katlı, 14 daireli bir bina çöktü. Enkaz altında 35 kişi kaldı. Bunlardan 21’i hayatını kaybetti, 14’ü sağ çıkarıldı.
Birkaç koldan inceleme ve soruşturma başlatıldı. Sonuç şöyleydi:
Binada kullanılması gereken çimento türü yanlıştı. Ayrıca taşıyıcı kolonlarda ve diğer yerlerde kullanılan demir eksikti.
Binanın enkazında midye kabukları gözle görülüyordu. Yani binanın betonunda içinde çok sayıda deniz mahsulü bulunan, deniz kumu kullanılmıştı.
Eksik demir, yanlış çimento ve deniz kumu nedeniyle binanın statiği bozulmuş ve ağırlığı kaldıramayacak hale gelmişti. Apartmanın en altında bulunan iş yeri de ruhsatsızdı.
Üstüne iki kat da kaçak kat yapılarak, bina adeta ‘mezara’ dönüştürülmüştü.
Sonunda içinde çocukların da olduğu, 21 insanımızı bu ‘mezarlığa’ dönüştürülen apartmanda kaybettik.
ENKAZDAN ÇIKARTILAN BAYRAK
Belediye yetkilileri, Bakanlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olayı yakından takip etti. Soruşturmalar açıldı.
Sadece çöken binanın etrafında yapılan incelemede on apartmanın aynı durumda olduğu ve çökme tehlikesi içinde bulunduğu tespit edildi.
Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
“Temennimiz odur ki bütün bu olanlardan bir ders çıkartmamız lazım. Buralarda tabi yerel yönetimlerin üzerinde çok büyük sorumluluklar var. Şimdi yerel seçimlere gidiyoruz”.
Enkaz kaldırma çalışmaları esnasında bir itfaiye görevlisi, enkazda bulduğu Türk bayrağını aldı, temizleyip cebine yerleştirdi.
Bu davranış, aktif sosyal medya kullanıcısı olan bir medya mensubu tarafından görüntülendi ve sosyal medya hesabından paylaşıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, resmi Twitter hesabından önce bu tiviti RT etti, ardından da bunu alıntılayarak kendisi şu tiviti attı:
“Kartal’da arama kurtarma çalışmaları sırasında enkazda bulduğu Bayrağımızı temizleyip cebine koyan kahraman itfaiye erimizi göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı tebrik ediyoruz.”
HATALI ZAMANLAMA DOĞRU TUTUMU, YANLIŞA ÇEVİREBİLİR
Sanırım buraya kadar her şeyin normal olduğu düşünülüyor. Bir daha bakalım.
İtfaiye erinin bayrak duyarlılığı takdire şayandır. Ancak iletişimde doğru bir tutumu, yanlış zamanda ön plana çıkarınca, durum negatife dönebilir.
21 kişinin hayatını kaybettiği trajik bir olayda, belediyenin herkesin beklediği çalışmaları ve soruşturmaları ön plana çıkarması gerekirdi.
Belediye arama kurtarma çalışmaları ve resmi yetkililerin beyanatları haricinde konuyla ilgili bir bilgi paylaşımında bulunmadı.
Kaçak iki kat, ruhsatsız iş yeri, deniz kumuyla yapılmış binaya izin verenler, denetleyenler, kontrol edenler hakkında belediyenin yaptığı soruşturmaların ne olduğunu öğrenemedi kamuoyu.
Ağır bir depremin beklendiği İstanbul’da, yapıların %60’ının depreme dayanıksız olduğu söyleniyor. Bu konuda belediye çalışmalar yapıyor mu, kamuoyu bunu bilmiyor.
Bu sorunu kentsel dönüşümle çözmeye çalışan hükümet, istediği hızda ve etkide verim alamıyor. Bunun nedeni de bilinmiyor.
Ve Cumhurbaşkanı bu tür krizlerde belediyelerin sorumluğunun büyük olduğunu söylüyor. Bu nedenledir ki belediye, tüm gücüyle kaçak yapılar, deniz kumundan binalar, ruhsatsız işyerleriyle mücadeleyi ve depreme hazırlığı ön plana çıkarması gerekirken, 21 insanımızın cenazeleri daha kaldırılmadığı bir günde, bayrak duyarlılığını öne çıkarması yanlıştı. Doğru bir iletişim stratejisi de değildi. Ayrıca bu bizi yanlış bir tartışmanın içine de çeker.
BU DEĞERLERİ HIRPALAMAMAK LAZIM
Nitekim bu tivitin altına yazılan yüzlerce yorumda, bu paylaşımın zamanlamasına ve şekline gösterilen tepkiler, sosyal medyada sert tartışmalara oldu.
Şu anda bu paylaşım fikrini veren kişilerin ya da yapanların, ‘bayrağa saygı gösteren birinin paylaşımını yapmanın neresi kötü?’ dediğini duyar gibi oluyorum.
İşte bu, bizim çok hassas olmamız gereken bazı konuların hırpalanmasına ve örselenmesine giden yolun başlangıcıdır.
Bayrak, ezan, vatan, din gibi milli ve manevi anlamı çok yüksek ve hassas konulara vurgu yaparken, üzerine çok düşünmeliyiz. Toplumumuzun buna gösterdiği hassasiyeti de dikkate almalıyız.
Bu hassas değerler ne seçimlerin, ne krizlerin, ne de tartışmalı konuların bir parçası yapılmamalı. Zira bunlar, ülkenin çok önemli ortak değerleridir ve vatan bilincimizin ortak paydalarıdır.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021