Leyla İPEKCİ
Kültür Bakanı yardımcısı Hüseyin Yayman'ın sözleri sosyal medyada önüme düştüğünde kucağımda Hu şiirleri açıktı. Gözlerimi sayfadan ekrana kaydırdım: “İçinde kitapların olduğu, kitap kokusunun, kahvenin olduğu, insanların, cıvıl cıvıl çocukların olduğu ve insanların sürekli girip çıktığı yeni bir mekan konsepti, yeni bir mekan anlayışıyla yaşayan kütüphane, şehir müzeleri ve kültür-sanat merkezleri yapmak bizim en büyük hedeflerimiz arasında” diyordu Yayman. “Çünkü bizim Türkiye'ye dair hayallerimiz var.”
Tekrar kucağımdaki Hu şiirlerine döndüm. Yenişehirli Mehmed Sadeddin'in şiiriydi içinde olduğum: “Hâne-i kalbi münevver eyleyen envâr-ı Hû / Beyt-i dilden mâsivâ-yı tard eden esrâr-ı Hû.”
Kimler işitiyordu bu canlı sesi, hangi kütüphanelerden alıntılanıp yaşantıya geçirilmekteydi hakikat ehlinin, hak aşıkların sözleri; bilmiyorum. Sadece, geçmiş zamana ait, olmuş bitmiş, eskimiş söz olarak bakıldığı sürece yapılacak alıntıların bu evrensel insan modelini yaşatmaya yetmediğini biliyorum. Çok uzun zamandır, çığlıklarla ya da fısıltılarla her mecrada dile getirmeye çalıştığım gibi.
***
Elbette benim de, bizlerin de hayalleri vardı. 15 Temmuz'la perçinlenen, pekişen. 70'lerin İstanbul'unda büyürken etrafımda herkes doğuştan sosyal demokrat, laik, ve Batılı hayat tarzını benimsemişti. Yabancı okullarda okurken memlekette kalmış son Ermeni, Yahudi, Rum arkadaşlarımın sayısı herhalde Müslüman Türkler'in sayısından fazlaydı.
Üniversiteyle başlayan gazetecilik yıllarım ise geldiğim çevrenin taklidî çağdaşlık anlayışını ve “herkes eğitilince bizim gibi olacak” kibrini eleştirmekle anlam kazandı. Resmi ideolojinin bizzat yapıcısı bu çevrede asıl olarak unutulmuş gerçeklerin bilgisine yaklaşmakla, her tür etnik kültürel çeşitlilikle, farklı kesim ve meşreplerle ünsiyet kurma serüveni oldu benim için gazetecilik diyebilirim.
90 ve 2000'lerde memleketimizin liberal akımlarının içinde, demokrat aydınların mücadelesinde, terörle, savaşla vesaire acizane kendi vicdanımın sesini işitmeye çalışırken girip çıktığımız çevrelerden dışlanmaya, aşağılanıp küçümsenmeye-bugünkü kadar sert olmasa bile- devam ediyorduk.
***
Anadolu'nun saklı köşe bucaklarında 'uzaktan yakın olduğum' okurlarla karşılaşırdım ve bunun için de kendime pay biçmezdim. Çünkü hakikatimiz birtakım aydınların teşhisini koyduğu tanımlara sıkışamıyordu, gerçeğin tohumu iç içeydi bu toprakların mayasında. Ne kimlikler yetiyordu bunu açıklamaya ne ideolojiler ne de sosyolojinin temel batılı kavramları.
Sözgelimi 80 öncesi katil faşist diye öğrendiğimiz ülkücülerle 2000'lerde gönülden dost olduysam, bunu bir analitik meraka veya laboratuvar deneyimine borçlu değildim. İçinde olmak, yaşamak, yakın olmak. Buydu asli formül. Acıyı paylaşma, terleme terletme ve bol bol da gözyaşı gerektiren yaşanmışlıklar dışında bir başka gerçeklik tanımadım.
En dip esintilerde bu ruhun mayasını koklarken de, farklı rüzgarların içinde en uzak sesleri işitmeye çalışırken de...Vahap Ümmi'nin, Sunullah Gabi'nin, Hacı Bayram Veli'nin, Osman Kemali'nin, Niyazi Mısri'nin, Akhisari'nin, Marmaravi'nin, Eşrfeoğlu Rumi'nin (ks) ve daha nicelerinin sesini işitmemiştim oysa.
***
Yayman'ın yaşayan kütüphane sözü beni kendi 50 yıllık yolculuğumda böyle kısa tur yaptırdı işte. “Biz şehirlerimizin en güzel binasının, en asude mekanlarının, en prestijli mekanlarının kütüphane binaları, kültür ve sanat külliyeleri olmasını istiyoruz” diyordu bir dönem birlikte siyasi toplantılara katıldığımız, aynı dili konuştuğumuz, aynı dertlerle dertlendiğimiz Hüseyin Yayman:
“Çünkü biz inanıyoruz ki, Türkiye'de milli geliri refahı ne kadar yükseltirsek yükseltelim Türkiye'nin bir Necip Fazıl'ı yoksa, Yunus Emre'si yoksa, Karacaoğlan'ı yoksa, Aşık Veysel'i yoksa... Türkiye eksik kalacaktır.”
Yayman'ın sıraladığı isimlerin mesela Yunus'un yolunda en ez iki bin aşk şahidi / şairi olduğunu kimse bana söylememişti. Bu eserlerin elan mevcut olduğunu, birilerinin bunu yayınlamak için ömür tükettiğini... Ama evrensel insanlık bildirgelerinin çok ötesinde, çok daha kucaklayıcı bu hak sözlerinin canlı sesinin ne yazık ki “valla Işid bizi temsil edemez” diyen Müslümanlar'ın iç sesine / yaşantısına ne kadar uzak olduğunu...
Alıntı Müslümanlığından yaşantı Müslümanlığına bir sahici adım atamamamızın gerisinde biraz da bu aşk eserlerini bugüne getiremeyen bizlerin önyargısının olduğunu... Işid zihniyetine kızarken zındıklıkla suçlanan İbn Arabi'ye puta tapar gibi tapmanın da yanlış olacağından hareketle koskoca bir medeniyetin hakikat ruhunu hadım ettiğimizi... Es geçtiğimizi, merak etmediğimizi, divânları Kuran'dan ayrı olarak addettiğimizi... Hatta korktuğumuzu...
***
“Bizim en büyük hedefimiz, en büyük ütopyamız; her şehirde yaşayan kütüphaneler olsun, kütüphaneler dolsun taşsın, kütüphanelerden yükselen bereket bütün ülkemizi mayalasın ve inşallah Türkiye çok daha yeni ufuklara doğru yelken açsın” diyen Kültür Bakanı yardımcısına evet diyorum, ne güzel. Bizim de hayallerimiz bu yönde; biz derken sevenler, işitmeye çalışanlar, talip olanlar...
Aşk ve irfan ehlinin gönülden gönle yol bulan sohbetlerle asıl olarak okunduğunu, kitap okuyamayan yeni neslin en azından sohbet eden hak dostlarının nefesini çekebilmesinin önemini... Kitap okuyarak aşk ve irfanı 'ayne'l yakîn öğrenmenin yetersizliğini, esas olarak insan okumak gerektiğini...
Sohbet ve gönüller ittifakı içeren buluşmaların kültürel hayatımızın yaşayan platformu olacak kütüphanelere çok yakışacağını... Okullaşmanın, uzmanlaşmanın, odaklanmanın, kesintisiz gönül eğitiminin ne kadar elzem olduğunu...
Durmadan bunları yazıp çizmekten usandığımızı... Medeniyetin maneviyatı olan kültür sanatı hakkıyla yaşantıya geçiremeden ruhunun dirilemeyeceğini, bunun için de dönüp dolaşıp hakikat şahitlerinin nefesine, aşk ve irfana; hu şiirine geleceğimizi...
“Kadim kültürü evrensele bağlayacak etkinlikler” sözünü okurken Yayman'ın... Hadi dedim inşallah, Vahap Ümmiler'in, Osman Kemali'lerin, Senayi'lerin, İbrahim Has'ların, Abdurrahman Sami'lerin, Aşık Hasan'ların... Bunun gibi Anadolu'nun her adımını hakikat nefesiyle birer 'kültürel havza' kılmış erenlerin sesini işitecek ve bugünün sesine dönüştürecek yarenler yetiştirelim bu şehir kütüphanelerinde. Medeniyetin yapı taşlarını döşeyelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018