Mahmut ÖVÜR
AB-Türkiye ilişkilerinde Varna sürecinden ne sonuç çıkarsa çıksın, derinlerde yaşanan çifte standart pek değişmeyecek.
Hatta AB, kendini var eden demokrasi, insan hakları ve hukuk değerleriyle çelişmesini sürdürecek.
Çünkü AB tehlikeli bir yolda... Bir yandan merkez partileri bile esir alan bir ırkçılık, İslamofobi ve mülteci karşıtlığı var. Öte yandan 50 yılı aşkın süredir aynı ittifak içinde olan, siyasi ve ekonomik ilişkileriyle iç içe geçen Türkiye gibi Müslüman bir ülkeyi "düşmanlaştıran" bir siyaset izleniyor.
Ama en önemlisi, demokrasinin kırmızıçizgisi olan şiddet-siyaset ilişkisinde izlediği ikiyüzlü siyaset...
Şimdi dönüp AB'nin kendi içinde yaşananlara bakalım. Önümüzde bir Katalonya örneği duruyor. Katalonya, AB için bir turnusol kâğıdı niteliğinde. AB'nin en önemli ülkelerinden İspanya'da yaşayan Katalanlar birkaç ay önce "bağımsızlık" referandumu yaptı. Yani İspanya'dan "dostça" ayrılmak için sandığa gitti. Silah, bomba falan kullanmadı, sadece oy kullandı. Ama sıradan bir oy değildi o. Sonuçları itibariyle İspanya'nın parçalanmasının yolunu açacak bir oylamadan söz ediyoruz.
İşte bu yüzden İspanya ayağa kalktı.
Ordu ve polis harekete geçti, yapılan referandum yok hükmünde sayıldı ve daha ilginci Katalan siyasi aktörler birer birer tutuklanıp cezaevlerine kondu. Şu anda 8 Katalan milletvekili cezaevinde.
Bu milletvekilleri İspanya Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla tutuklandı.
Önceki gün de Katalan lider Carles Puigdemont Almanya'da gözaltına alındı.
AB ülkeleri İspanya mahkemesinin verdiği kararları bir bir uyguladı.
Buraya kadar olanlara bakınca, İspanya ve AB, haklı olarak, şiddet kullanmasa da şiddet kadar etkili olacağı bilinen "ayrılıkçılığa", yani İspanya'nın bölünmesine daha doğrusu İspanya gibi bir devletin "yok olmasına" karşı çıktı. Katalanlara göre doğru olan, İspanya'nın diğer halkları için doğru değildi ve tam bir yıkım getirecekti.
Şimdi gelin AB'nin bu tutumunu Türkiye'ye karşı tutumuyla kıyaslayalım.
AB'nin tavrında inanılmaz bir çifte standart, daha doğrusu "düşmanlık" vardı.
AB ülkeleri ve kurumları, büyük oranda Kürt gerçeğini kabul eden, ret, inkâr ve asimilasyon politikalarından vazgeçen, çözüm süreçleriyle siyasetin önünü açan Türkiye'yi görmediği gibi Türkiye'ye karşı her türlü terörü bir siyasal araç olarak kullanan PKK'yı da görmedi. Diyarbakır'da 15 ton patlayıcıyla Kürtlerin katletmesini ise hiç umursamadı.
Terör örgütü ilan ettiği PKK'nın kırmızı bültenle aranan 4500 civarında üyesi, o ülkelerde ellerini kollarını sallayarak dolaşırken AB kılını bile kıpırdatmadı. Türkiye de buna karşı kendi göbeğini kendi kesti. Tıpkı İspanya gibi harekete geçti ve şiddetle ilişkisi olan siyasi aktörleri tutukladı. Katalan lider Puigdemont gibi HDP Eşbaşkanı Demirtaş da tutuklandı. AB hemen ayağa kalktı; "Türkiye diktatörleşiyor..." AB, sadece HDP için değil, darbeci FETÖ'cüler için de ayağa kalktı. Kınama üzerine kınama yayımladı. En son Salih Müslüm örneğine bakın. PKK ile ilişkisi açık ve net olan Müslüm gözaltına alınıp bırakılırken, Katalan siyasetçileri bizzat kendileri tutukladı.
İşin en acı tarafı İspanya ve Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehditlerin de çok farklı olmasıydı. Türkiye sınırında yaşanan Suriye iç savaşına ek olarak dünyanın en azılı üç terör örgütü FETÖ, DEAŞ ve PKK'nın fiili şiddetine karşı savaşırken, İspanya, sadece "düşüncenin şiddete dönüşme" olasılığına karşı ayağa kalkıyordu.
AB, sadece bu farkı bile görse çok şey değişir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019