Ekonomistler diyor ki; cari açık sorunumuzu çözmeden iki yakamız bir araya gelmez..

Cari açık ne demek?

Ürettiğimiz-den fazlasını tüketiyoruz demek..

Geçen yıl 47.1 milyar dolar cari açık vermişiz..

Neden?

Ana neden dış ticaret açığı.. İhracatımızdan fazla ithalatımızın olması.. 

Geçen yıl dış ticaret açığı 76.7 milyar dolarmış..

İhracatla övünüyoruz ya.. İhracatımız ithalata bağımlı.. İhraç ettiğimiz malları üretmek için bazı ara mal ithal etmek zorundayız..

Bununla sınırlı değil.. Etten samana, tohumdan mercimeğe kadar ithal listesi uzun..   157 milyar dolarlık ihracat yaptık diye böbürleniyoruz ya, 234 milyar dolarlık ithalat yapmışız..

***

Son rakam..

Bu yılın ocak ayında ihracat yüzde 10.7 arttı, ithalat yüzde 38..

Açık 9 milyar dolar..

İlk ay böyle, yıl sonunu düşünün.. Geçen yıl 76.7 milyar dolar dış ticaret açığı verdik, bu yıl 90 milyar doları geçeriz..

***

Bunun bir nedeni de lükse olan düşkünlüğümüz..

Meclis Başkanı korumalarına 3 milyon dolar vererek cip aldı; Toyota Land Cruiser.. Tanesi 590 bin dolara.. 

Kendisine de Audi A8 almış.. 231 bin dolara..

Lükse bu kadar düşkün olursak 

Dış ticaret açığımız tabii artar..

Cari açık tabii kapanmaz..

Enflasyon tabii inmez..

İki yakamız tabii bir araya gelmez..

Hep diyoruz ya tasarruf yapamıyoruz.. Önce devlet tasarruf yapacak, önce bizi yönetenler israftan kaçacak.. 

***

İsmet İnönü’den bir örnek vereceğim..

Selahattin Duman’ın Tuhaf dergisinin mart sayısında çıkan yazısından öğrendim..

1930 yılında İsmet Paşa tasarruf için makam araçlarına el koydurmuş.. Koşa koşa gidip Atatürk’e şikâyet etmişler..

Atatürk ‘Peki, kendisi ne yapıyor’ diye sormuş.. Şikâyet edenler; ‘Kendi makam arabasını da iade etmiş. Eski bir hususi otomobili vardı, onunla gelip gidiyor’ demiş..

Dikkatinizi çekerim..

İsmet İnönü Başbakan..

***

Üç milyon dolar verip korumalara cip alıyorsak, ne enflasyondan şikâyet etme hakkımız var, ne faizlerin yüksekliğinden..

Taksiciler halkı ne çok kızdırmış!

Soru şu.. 

Taksi-Uber kavgasında sarı taksiciler neden destek bulmuyor?

Taksiciler bu soruyu kendilerine sormalı.. 

Halk kızgın..

Kılık kıyafetten tavırlarına, istemedikleri yere giderken öf pöf çekmelerinden araçlarının leş gibi sigara kokmasına, yolu uzatıp kazıklamalarına kadar hangi birine gireyim ki..   

Halkı küstürmüşler..

***

10 yıl Yeşilköy’de oturdum.. Havaalanına her gelişte başıma gelen aynıydı.. Havaalanı taksisine binip Yeşilköy’e dediğim zaman taksicinin yüzü değişiyordu.. 

Başlıyordu saydırmaya..

Bendeki şansa bak diye başlıyor, söylenip duruyordu..

***

Bilen bilir.. Taksim’den taksiye binmeyin derler.. Hepsinin taksimetresinin kurgulu olduğunu söylerler.. 

Zaten bizler binmeye kalksak da almazlar..

Onlar turist peşindedir.. Hele Arap’sa!.

Taksicilerin hepsi mi aynı.. 

Yoo.. Ama bu iş imaj meselesi.. 

***

Uber’in farkı ne mi?

Binerken hangi yoldan kaç para vererek gideceğini biliyorsun.. 

Sürpriz yok..

Onlar da trafik sıkışık şuradan gidelim, buradan gidelim diye yolu uzatmaya çalışmıyor mu?

Evet.. Ama kabul etmemek senin elinde.. Uygulama yolundan devam et dersin, olur biter..