Mümtazer TÜRKÖNE
Çoğu kimse elinde bir sihirli değnek tuttuğunu düşünse de Mehmet Şimşek’in elinde basit bir kemer delme aparatından başka bir şey yok. Elindeki güce ister ekonomik krizden çıkış stratejisi ister ekonomi politikası ister kapsamlı ekonomik tedbirler gibi iri iri isimler koyun sonuç değişmiyor: Mehmet Şimşek elinde altı farklı çapta kemerde delik açan pense ile, önünde topladığı kemerlere yeni delikler açıyor. Belki fazladan bu deliklere birer zıvana geçiriyor ve sabitliyor. Zıvana, minik bir boru şeklinde iki ucu da açık bir metal parçası; uygun ebatta deliğe yerleştirip iki taraftan bastırırsanız kemerin deliği sağlamlaşıyor, kemer tokası daha güçlü sabitleniyor.
Ne zamana kadar?
Millet zıvanadan çıkana kadar?
“Kemer sıkma politikası” deyimi, bilinçli ve kararlı şekilde halkı yoksullaştıracak ekonomi politikaları için kullanılıyor. Fazla talebi bastırmak, arz talep dengesini sağlamak için halkın satın alma gücü maliye-finans tedbirleriyle kısılacak. Böylece satın alacak geliri kalmayınca halk aç kalacak, aç kalınca zayıflayacak, zayıflayınca pantolon düşmesin diye kemerler sıkılacak. Sıkılaşmış kemerin mideye yaptığı baskı ile açlığı daha az hissettirdiği şeklinde bir rivayet de var; ancak doğru değil. Midenin açlığı beynin, yüreğin, ideallerin, sevginin, saygının açlığına benzemez. Midesi aç olan sadece onu doyurmayı düşünür. Bu yüzden “kemer sıkma programları” ortalıkta ne ahlâkî değerler ne parti bağı ne lidere bağlılık ne de alışkanlık bırakır, her şeyi yıkar ve tek başına yalın bir “açız” feryadı olarak siyasete egemen olur.
HERKESE BOYUN EĞDİREN SERBEST PAZAR TANRISI
Herkese, en kahraman milletinden en karizmatik lidere, en yetenekli siyasetçiden en sabırlı topluma kadar herkese boyun eğdiren elle dokunulur, sayılabilir ve saklanabilir bir tanrı var: Kendini istatistik rakamlarda ele veren Serbest Pazar Tanrısı. Herkesin önünde hiç tereddüt etmeden secdeye kapandığı bu tanrının ceza ve mükafat aracı ise bildiğimiz para. Herkes ibadet ettiği bu tanrıdan usulünce ettikleri duaların kabulü olarak para istiyor. Siyaset bu ödüle ulaşmanın en kestirme ve kolay yolu olduğu için o kadar revaçta. Devlet egemenliğini ele geçirmenin iki büyük avantajı: Bayrağın gölgesinde dokunulmazlık kazanmak ve egemenliğin en büyük alameti olan paraya ulaşmak. Sadece kâğıt paraya değil parayı çoğaltacak araçlara sahip olmak. Müteşebbis bu işi siyasetçiye dayanarak yaparsa rantiyesini para basma makinesi gibi işletmiş oluyor. Diğerleri, yani reel sektör de “gölge etme başka ihsan istemem” modunda üretip satarak aradaki farkı para olarak kenara koyuyor. Hukuk boşuna çiğnenmiyor, anayasa boşuna askıya alınmıyor. Mülkiyet hakkının hukuk güvencesinde olmadığı bir ülkede yeraltı örgütleri, güç simsarları, siyasetçiler, bürokratlar servetin yani paranın yeniden dağıtıldığı bir düzen kuruyor ve suyun başına oturuyorlar.
Sonra işler zıvanadan çıkınca, yani deniz tükenince bu sefer vatandaşın kemerine yeni zıvanalar çakmaktan başka çare kalmıyor.
Serbest Pazar dininin basit bir kuralı vardır: Zenginin parası artarsa tasarrufa, bu da yatırıma dönüşeceği için ekonomi büyür ve güçlenir; halkın cebindeki para artarsa tüketime gider ve arz talebi karşılayamadığı için fiyatlar yükselir, ekonominin dengesi bozulur. Tek çare talebi kısmak, halkı fakirleştirmektir.
Karşımızdaki manzara bu kadar basit ve mekanik. Bu basit ve mekanik tabloda Mehmet Şimşek sakin bir şekilde tezgahında oturuyor, önünde deriden koca bir önlük, elinde zıvana pensesi kemerlere yeni delikler açıyor. İnanın başka hiçbir iş yapmıyor.
MEHMET ŞİMŞEK NEDEN VAGEÇİLMEZ?
Tabloyu bu kadar basit bir şekilde gözünüzde canlandırırsanız, bu adamın neden vazgeçilmez bir adam olduğunu, elinde tuttuğu pense ile kemere delik açma gücünün nereden geldiğini abartmadan veya küçümsemeden kolayca kavrayabilirsiniz. Mehmet Şimşek hükümetin, hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomiden sorumlu bakanı değil, bütün dünyanın kulu-kölesi olduğu Serbest Pazar Tanrısı’nın bir peygamberi olarak kadere hükmetme, hayatla ölüm arasında karar verme yetkisine sahip kutsal ve dokunulmaz bir adam. Bu güce, dolayısıyla devletin egemenlik yetkisine Erdoğan’dan bile bir adım önde, daha yakın duruyor.
Kemal Deviş’i IMF göndermişti, Türkiye’yi oradan aldığı güçle tek başına yönetmiş ve dönüştürmüştü. Mehmet Şimşek, IMF’nin de temsilcisi olduğu bu Serbest Pazar dininin, tam yetkili kutsal adamı. Kemer sıkma pensesi ile ortalığa dehşet saçan bir Azrail gibi.
Neden tek kişi? Sadece bir isim.
Çünkü bizim ülkemizde kurallar ve kurumlar işlemiyor; kaderi de kuralları da tek bir kişi belirliyor ve kişiler ancak başka kişilerce dengeleniyor.
Mehmet Şimşek’in istifasına dair söylentiler bu korkunç tablo ile uyumsuz. Şimşek’i o görevden alacak veya istifaya zorlayacak bir güç veya kişi Türkiye’de yok. Geleceği Serbest Pazar Tanrısı’nın kaprislerinde veya kahredici gücünde aramalısınız. Aksi durum ekonomi için kıyamet olur. Kıyametten kaçmak için Şimşek ile Cumhurbaşkanlığı hükümeti ve Saray’daki danışmanlar arasındaki dehşet dengesi devam etmek zorunda. Kuralı ve kurumu olmayan bir ülkede hepimiz mecburen tencerede taş kaynatacak ve Mehmet Şimşek’in elindeki zıvana pensesinin açacağı delikleri sayacağız.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025