Murat BELGE
“Antagonizma” kavramı üstüne yazacağımı söylemiştim. Bugün bunu tamamlayıp şu sıralar bizim gündemimizde olan sorunlara geleyim.
Altmışlardan 1980’in eylül ayına kadar Türkiye’nin entelektüel hayatında Marksizm’in önemli bir yeri vardı. “Baş çelişki”, “temel çelişki”, “diyalektik”, “antagonizma” gibi kavramlar bütün söylemlerde bolca geçerdi. Bunlardan “antagonizma”, “düşmanlık” diye çevrilebilir belki. Marksistler’in kendi aralarındaki tartışmalarında daha sık başvurulan bir kavramdı; sosyalist mücadelenin yöntemiyleilişkiliydi: “Devrim mi? Reform mu?” tartışması..
Kısaca, şöyle bir mantık: burjuva ile proletarya iki karşıt sınıftır ve çıkarları birbirinin karşıtıdır. Dolayısıyla bu ikisi arasındaki çelişki “antagonist” çelişkidir. Öyleyse bunu gidermek, ertelemek, yumuşatmak mümkün değildir. Yani, devrim zorunludur.
“Devrim”den anlaşılansa, temelinde silâhlı bir mücadeleyle egemen sınıfları devirmek ve siyasî iktidarı işçi sınıfı adına onların elinden almaktı.
Şimdi, sözkonusu iki sınıfın arasında çelişki şüphesiz vardır, ama toplumsal formasyon yalnız bu iki sınıftan oluşmadığına göre, o ilişki ya da çelişki formasyon içindeki toplam ilişki ve çelişkilerle birlikte belirlenecektir. Yani bu “analiz”in matrisi öncelikle “toplumsal formasyonun” bütünü olmalıdır; ama o da uluslararası konjonktür tarafından belirlenecektir son kertede.
İkinci önemli konu, “çelişki” dediğimiz şeyin bir “öz”ü olmadığını, olamayacağını kavramaktır. Yani, tanımı gereği “antagonist” (buna, Türkçeleştirerek, “uzlaşmaz” da denirdi) olan ya da gene “özü gereği” uzlaşabilir olan bir çelişki yoktur. Yapının bütünü içinde sınıfların da varoluşlarının, karşılıklı ilişkilerinin, çıkarlarının nitelikleri şöyle ya da böyle değişim gösterir.
Bütün ağırlığıyla bir köylü toplumu olan Çin’de, Mao, “X’in beş kuralı”, “Y’nin dört ilkesi” gibi şematik formüllerle konuşurdu, ama örneğin “Çelişki Üstüne” yazısında düşüncesinin hiç de öyle dogmatik ve kalıplı olmadığını görebiliriz. O da, o yazıda, “antagonizm”in değişkenliğini vurgular.
Bu yazıda benim asıl varmak istediğim nokta, yaşadığımız çağda, çeşitli toplumsal formasyonlarda gözlemlediğimiz “çelişki yumakları”nın “antagonistik” nitelik edinmekten gitgide uzaklaşıyor olmaları.
Gramsci de, epey farklı, kendine özgü bir terminoloji içinde, aslında çok benzer şeyler söylemişti. “Antagonist çelişki var, o hâlde ‘devrim’ yapılmalı” mantığını Gramsci “manevra savaşı” metaforu ile açıklar. Bu, otokratik toplumlarda bir zorunluk hâlini alabilir. Ama sivil toplumun geliştiği daha demokratik toplumlarda, örneğin İtalya’da mücadelenin biçimi “siper savaşı” metaforuna uygun biçimi alacaktır. Gramsci bunları yazalı, dünyada, genel olarak, “Rusya’lar” azaldı, “İtalya’lar” çoğaldı. Şimdi uluslararası konjonktür de uzlaşmazlıkları uzlaşma yönüne doğru zorluyor. Sınıf mücadelesinde zaten ne zamandır büyük bir genel gevşeme görülüyordu. Etnik çatışma ise ön plana çıkmıştı. Avrupa’da süregiden üç belli başlı etnik çatışma, Fransa’da Korsika, Britanya’da Kuzey İrlanda ve İspanya’da Bask ve Katalunya mücadelelerinde, “uzlaşmazlık” mantığının ürünü olan silâhlı mücadele anlayışı yerini “görüşme/uzlaşma” yöntemlerine bırakıyor.
Bu ilelebet böyle gitmeyebilir. Dediğim gibi, bu gelişmeler her zaman “koşulsal”dır; koşullar yeniden uzlaşmazlık üretecek bir yönde evrilebilir. Siyaset demek, böyle değişimlere hazırlıklı olmak demektir. Ama şu tarihî evrede, tarihin çarkları antagonizm yönünde çalışmıyor ve yakın gelecekte o yönde çalışacak gibi de görünmüyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025