Mustafa Karaalioğlu
Önce iptal girişimi, itiraz, YSK, sonra de tekrar seçim derken elbirliğiyle, İstanbul seçimini bir seçimden daha fazlası yapmayı başardık. Seçiminin tekrarı, o seçime yüklenebilecek anlamı kat be kat artırıyor ve görünen o ki bu kafayla gidilirse daha da artıracak. Belediye başkanının kim olacağı belli olacak ama 23 Haziran günü sandıktan çıkacak siyasi sonuçlar bundan çok daha fazla olacak. Ekrem İmamoğlu yeniden kazanırsa muhalefetin merkezi iktidar üzerinden başlatacağı meşruiyet tartışmasının ayak sesleri duyuluyor. Tersi olursa, bu kez sonucu kabullendirmenin zorluklarıyla ortaya çıkacak başka bir tartışma…
O kadar ki 23 Haziran üzerine yüklenen gereksiz ağırlıklar nedeniyle “seçimlerin seçimi” olmaya doğru gidiyor.
Gerçek anlamda ve hesaplanamaz bir siyasi risk alındı.
İktidar bu büyük riski aldığına göre, belediye başkanlığı koltuğu buna değiyor demek ki…
Şimdi Türkiye’nin önünde seçim kadar önemli siyasi gerilim ve sosyal kopuş tehlikesi vardır. 31 Mart kampanyasının ağır, hakaretamiz ve ayrıştırıcı dili nedeniyle toplumdaki huzur, empati ve tolerans duyguları zaten büyük ölçüde seviye kaybetmişti. Böyle keskin ve kitleleri blok halinde hedefe koyan bir kampanya hiç yaşanmamıştı.
Şimdi önümüzde bulunan 23 Haziran tarihi en az 31 Mart kadar yüksek siyasi değer taşıyor. Aynı dil devam ederse geride kalan son huzur ve tolerans kırıntılarını da rüzgara veririz. Neyse ki elimizde ne yapılabileceğine dair bir referans bulunuyor: 31 Mart dili iktidarın ve Cumhur ittifakının AK Parti kanadına zarar vermiştir. Bu zarar seçim neticelerine açıkça yansımıştır. MHP belki bu keskin, sert ve “zillet” ithamına varan dilden belediye sayısını artırarak istifade etti ama AK Parti kayıplar yaşamıştır. Büyükşehirleri CHP’ye terketmek bunun göstergesidir. Metropollerde artık böyle bir dilin siyasi şansı yoktur. Umarız, bu tecrübe 23 Haziran yolunda işe yarar; iktidar ve muhalefet sükunet üslubunda buluşur. Yoksa aşikar ki bu gergin dil AK Parti’ye sandıkta sıkıntı vermeye devam edecektir.
Bünyemiz gerilime alıştığı için farkında olmayabiliriz ama art arda seçimlerden sonra şimdi bir de “iptal ve tekrar seçim” yaşamayı her toplumun kaldırabileceği bir yük sanmayalım… Sıradışı bir tecrübe yaşıyoruz. Öte yandan, seçim sath-ı mailinde olup bitenlerden sadece siyasi partiler sorumlu değildir. Kraldan çok kralcı fanatiklerle, yaranma yarışına girenlerin kaldırdığı toz bazen siyasetin ürettiğinden fazla olabiliyor. Vur deyince öldüren, siyasi polemikte ölçü ayar bilmeyen güruhun, sahayı ele geçirmesine izin vermeyelim. Buna muvaffak olamazsak bari izin verenlere yüz vermeyelim. Çirkeflik, yalan, çarpıtma, sataşma, tehdit ve bilhassa kibir, aklı başında insanlardan yüz bulamasın. Alaka görmesin, dışlansın, ayıplansın…
Kimsenin kimseye herhangi bir gerekçeyle üstünlüğü olmadığını, imtiyazı olamayacağını unutmayalım. Kimse iktidara yakın diye ayrıcalıklı olamaz, iktidarı sevmediği için de hedefe konulamaz…
Bu prensibi ayakta tutmak için mücadele edelim.
Kamu kaynaklarını kendi malı zannedip, mesajını beğenmediği sanatçıyı işsiz bırakmakla tehdit edenlere de rövanş hırsıyla yanıp tutuşana da kapıyı gösterelim.
Seçimin iptali hukuk ve demokrasi duygusunu sarstı… Hiç olmazsa bu yanlışa başkalarını ekleyerek düşmanlık ve öfkenin kazanmasına seyirci kalmayalım.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025