Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Sabah, Taraf'ı elime alınca içime bir serinlik geldi. Birkaç gündür "Çarşambayı bekleyin" spotları meraklandırmıştı beni de. Hatta telefon edip soranlar bile oldu. "Ben gazetemin mutfağında değilim bilemem, ben de sizler kadar meraktayım" dedim. Aklıma hep iç siyasetle ilgili konular gelmişti. Hatta bu yüzden biraz sıkıntı duymadım da değil.
Son zamanlarda, siyaset alanı yine at pazarına döndü. Kimin sağlıklı, kimin değil olduğunu anlamak için neredeyse diş kontrolü yapmak gerekecek. Karpuz mevsiminde değiliz ama siyasetin sokakları karpuz kabuklarıyla doldu yine. Kirli. Kaset siparişleri, belden aşağı vuruşlar, ilkesiz duruşlar… Ne ararsan var derde devadan gayri…
Hele bir ayrıntı enflasyonu var ki, ortalık toz duman. Enformasyon çorbası oldu kafamız. Kim kime kitap siparişlemiş, kim suflörlük yapmış, kim sol gösterip sağ vurmuş, kimler tutmuş kimler yazmış…
Hani bir çocuğun yumuşacık elini avucunuza alır, narin parmaklarını tek tek tutarak "avucuna bir kuş konmuş, bu tutmuş, bu yemiş, bu okuldan gelmiş öbürü hani bana hani bana demiş" türünden hoş bir hikâyemiz vardır ya, onun gibi, ama günlerdir dinlediklerimiz, okuduklarımız bu çocuk masalı gibi hoş değil, gıdıklasanız bile güldürmüyor.
Kasvet bastı
Söylenenlerin yanlışlığı, doğruluğunda değilim, söylediğim o değil ama isimler, ilişkiler öylesine çok ki insan giderek izleyemez oluyor. Ayrıntı bolluğu, bunlar doğru da olsa bazen gerçeği görmemizi önler, inandırıcılığı zayıflatır. Okur çetele tutmaz, bir gazeteci gibi iz sürmez.
İlginçtir, enformasyon arttıkça şeffaflığa duyduğumuz ihtiyaç azalmıyor aksine daha da artıyor. İnsanın sokağa çıkıp bağırası geliyor , "Allah aşkına birisi çıkıp ne oluyor anlatsın."
Şimdi Taraf'ın WikiLeaks yayınıyla yine ortalığa pek çok enformasyon düşecek fakat farkı şu olacak, bu bilgilerin belgelerini de görmüş olacağız.
Taraf'ın açıkladığına göre "2000-2010" dönemine ait 11 bin gizli Amerikan belgesi bunlar. Resmi yazışma belgeleri, telgraflar; yani kitap yayımlama gibi satır arası anlatımlar değil. Bu dosyaların orijinal belgelerinin internet ortamında yayımlanması da ayrıca güven artırıcı bir yol. Bu bilgilerin doğruluğu yanlışlığı elbette tartışılacaktır ama hiç değilse salt yorumlar üzerinden değil belgelerin yorumlanması üstünden tartışacağız.
Belgelerin kapsadığı zaman dilimi Türkiye'nin tarihinde büyük dönemecin tarihi. Dip dalgalarının yüze vurduğu bir zamana ait. Kendi deyişimle "devrimsi değişimin" başladığı tarih.
Daha önce de birkaç kez yazdığım gibi bu köklü değişimleri zorlayan iki sosyal/siyasal tarihi aktör var. İslamcı hareketler ve AK Parti; Kürt özgürlük hareketi ve PKK. Buna üçüncü bir aktör olarak sivil demokrasi mevziilerinin örülmesinde yeni bir güç olarak ortaya çıkan "entelektüel aydın hareketi"ni ekliyorum. Bu üçüncüsü içinde, WikiLeaks patronlarının da teyit ettiği gibi "Türkiye'nin en korkusuz gazetesi" olarak Taraf gazetesinin rolü tartışılamaz derecede açık.
WikiLeaks belgeleriyle ortaya çıkacak gerçekleri herkes gibi heyecanla bekliyorum ama özel bir ilgi de duyuyorum. Çünkü 2000'li yılları derinlemesine analiz etmedikçe Türkiye, dünyanın değişimiyle birlikte önüne gelmiş olan tehlikeleri ve fırsatları doğru değerlendiremeyecektir. Doğru değerlendirmenin yanı sıra aynı derecede önemli olanı bu değerlendirmeyi gecikmeden yapabilmek. Zira zamanımızda hızı yakalamak, süreçleri doğru değerlendirmek kadar önemli hale geldi veya onun ayrılmaz parçası oldu. Başka deyişle bugünün derine inen analizlerini yapmak geleceğe bırakılamayacak denli hayati.
Yaşadığımız anda ister istemez ayrıntılar fazla oluyor, bunları doğru ayıklayabilmek için tarihsel bakış her zaman en sağlam yol gösterici. Bu nedenle dün içindeyken gözlemleyip de anlamını yerli yerine oturtamadığım gelişmeleri bugün geçmişe tanıklık yaparak anlatmaya giriştim. Dünü bir tarihçi gibi anlatmakla içinde yaşadığın olayların tanığı olarak düne yeniden bakmak kanımca iki farklı sosyoloji yaratıyor. İkincisinde bir tarihçi için önemsiz göründüğü nedeniyle belki de atlanan ama aslında bugünün gelişmeleri içinde hala etkileri olan ayrıntıları yakalamak mümkün olur.
İslamcı çevrelerle karşılaşmalarımı anlatmaya bu nedenle giriştim. Aynı şekilde devamında değişimin diğer bir güçlü aktörü Kürt hareketiyle ilgili karşılaşmalarımı da anlatacağım. Geçen yazımda İslamcı hareketlere ilişkin yaptığım üçlü ayrımda ilk dönemi yani 1960-70 arasını özetlemiştim. Bu dönemin karakteristiğini, İslami hareketlerin bağımsız siyasi bir hareket olarak siyaset sahnesine çıkmazdan önce, hayli geniş sosyal ağlar kurma yoluyla sivil toplum hareketi olarak doğuşu biçiminde tanımlamıştım.
Gelecek yazımda, ikinci döneme geçmezden önce "ara dönem" olarak gördüğüm 1970'li yıllara kısaca değineceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012