Pelin CENGİZ
Libya’da değişen yeni dengeler: Artık AKP’nin paralı askerleri müzakere konusu
Son günlerde AKP’nin “Libya zaferi” gündemde.Türkiye’nin Libya’ya müdahalesi gerçekten dengeleri değiştirdi mi, ya da Libya’da dengeler ne ölçüde değişti? Her şeyden önce Hafter güçlerinin Ulusal mutabakat Hükümeti-UMH’ye Vatiyye üssünü kaptırmasının, tartışmasız olarak stratejik bir önem taşıdığı doğrudur. Bu hamle, Türkiye hanesine “büyük bir zafer” olarak yazıldı. Ondan sonraki gelişmeler, bir kısmı spekülatif olmakla birlikte, yine Hafter güçlerininin aleyhine, doğal olarak UMH ve AKP lehine yazıldı.
Son bir hafta içinde neler olmuştu? Vatiyye zaferinden sonra UMH güçleri Tarhuna kentini de ele geçirdiler. Tarhuna, Hafter güçleri için Trablus’un batısındaki son kale olarak değerlendiriliyor. Çünkü Vatiyye üssünden sonra Libya Ulusal Ordusu-LNA’nın Trablus operasyonu için en önemli ikmal noktasıydı Tarhuna.. Lakin bu kente UMH milisleri (GNA) girerken, hiçbir çatışma olmadı. Üstelik çatışmasız olarak Tarhuna’ya giren milislerin kenti ele geçirdiklerine dair dünyaya duyurmak amacıyla yayınladıkları videolar, başka bir gerçeği de ele verdi. Kentte inanılmaz bir yağma eylemi görüntülere yansıdı. Katar’ın el Cezire televizyonun muhabiri Tarhuna zaferini, milislerin kurşun sıkarak kutlamalarını yansıtmak isterken, arkada dükkanları yağmalayan milislerin görüntüleri de kadraja giriyor. Elbette ki buna “yağma değil, ganimet” diyorlar. Ancak el Cezire’nin muhabiri ve kameramanlarının bu gerçeğin ifşasında bilerek yer almadıklarını biliyoruz. Çünkü istemeden Tarhuna’dan yansıttıkları bu görüntüler, Suriye kentlerinin cihatçılar tarafından yağmalandığı 2012’li yılları anımsattı.
Tarhuna bir zafer mi, Türkiye için bir tuzak mıydı?
Haziran günü Tarhuna kentine giren milislerin (ve Suriyeli paralı askerlerin) herhangi bir çatışmayla karşılaşmamaları üzerine şu tartışmalar yürütüldü: Libya Ulusal Ordusu çekildi mi, Hafter kaçtı mı? LNA bu konuda gün boyu hiçbir açıklama yapmadı. Keza Hafter de suskundu. Ancak o günün akşamı LNA sözcüsü Ahmed el Mismari, “BM Libya Destek Misyonunun 5+5 sürecine verdiğimiz onaya dayanarak güçlerimizi çektik. Güçlerimiz Trablus’un dışında yeniden konumlandırdık” açıklamasını yaptı. Bu arada UMH milisleri Sirte kentinin kapılarına kadar dayandılar.
Hafter yanlısı kaynaklar da LNA’nın taktiksel olarak geri çekildiğini ve bunun tamamen politik bir hile olduğunu ileri sürdüler. Libya Ulusal Ordusu Hava Kuvvetleri’nde görevli bir askeri pilot olan Abdülkadir Ubaydi twitter hesabından, “ordumuzun geri çekilmesi düşmanın gücünden değil, siyasi bir taktiktir” paylaşımını yaptı. [1] İddia ettikleri şey şudur: Bu çekilme ile Hafter bütün dünyaya, barış istediğini ve asıl savaşının ülkedeki yabancı paralı askerlere karşı olduğunu göstermek istedi. Dolayısıyla yabancı askerlerin Libya’dan çıkarılması talebini BM’ye de taşımış olacak. Elbette ki burada hedef gösterilen ülke Türkiye’dir. Şöyle bir kurgu var; Suriye’den Libya’ya taşınan paralı askerlerden sorumlu tutulan Türkiye’den bu militanlarını çekmesi istenecek, ama Türkiye bunu kabul etmeyecek. Daha doğrusu etmeyeceği umuluyor. O zaman tepkiler Türkiye’ye yönelecek, böylece LNA güçlü bir destek kazanmış olacak… Esas olarak temel hedef, UMH’nin askeri gücünü oluşturan milislerin tasfiyesi edilmesidir. Aslında “Ulusal Mutabakat Hükümeti kurulması ve milis terörünün tasfiyesi ya da ulusal orduya entegre edilmeleri”, BM gözetimindeki Suheyrat anlaşmasının gereğiydi aynı zamanda. Ancak UMH milislerin tasfiyesini kabul etmedi ve bu milis gücüne ısrarla “Libya Ordusu-GNA” demeye devam etti. Ancak son birkaç aydır Türkiye’nin Suriye’den paralı asker taşımasının sürekli gündemde olması, Tobruk Meclisinin (ve LNA’nın) UMH güçlerinin radikal unsurlardan ve yabancı paralı askerlerden oluştuğunu bütün dünyaya ilan etmesine olanak sağladı. Nitekim Tarhuna kentinin UMH’ye kaptırılmasından bir gün sonra, Tobruk Meclisi Başkanı Akila Saleh’ten de tam olarak bu yönde bir açıklama geldi. Saleh “teröristlere karşı savaş” vurgusu yaptı ve dedi ki; “silahlı kuvvetlerimiz Trablus’taki hükümetle değil teröristlerle savaşıyor. Ulusal birliği tekrar sağlayabilmek için milisleri kovma konusunda kararlıyız.” LNA lideri Halife Hafter de terör vurgusu yaptı ve Türkiye’yi işaret etti. Keza Mısır Cumhurbaşkanı Sisi de, Libya’daki yabancı paralı askerlerin ülkeden çıkarılması talebini dile getirid. Akile Saleh ve Halife Hafter’le birlikte Kahire Bildirgesini ilan eden Sisi, bu taleplerle bir ateşkes çağrısı yaptı ve topu Birleşmiş Milletlere attı.
Kahire bildirgesi, milislerin silahlarını Libya Ulusal Ordusuna teslim ederek tasfiye edilmelerini, yabancı paralı askerlerin ülke dışına çıkarılmasını ve BM gözetiminde 5 + 5 girişiminin çalışmalarını tamamlamasını talep ediyor.[2] UMH’yi doğrudan destekleyen Türkiye ve Katar dışında, hiçbir ülkenin buna itiraz etmeyeceği hesaplandı. Çünkü zaten BM güvencesiyle üzerinde mutabakat sağlanan maddelerden oluşuyor. Ek olarak “Türkiye’nin paralı askerleri” ile ilgili uluslararası topluma çağrı yapılmış oldu ve destek de aldı. Önce Arap Parlamentosu Başkanı Meşal bin Fehm el-Silmi’den Kahire Bildirgesine, “Libya'da siyasi çözüm için bir yol haritası belirliyor, Libya halkı arasındaki çatışmaları sonlandırmayı ve paralı askerleri tüm Libya topraklarından çıkarmayı amaçlıyor” diyerek destek verdi. Ardından Rusya, Fransa, BAE, Suudi Arabistan ve Ürdün de destek verdi.
Elbette ki Serrac hükümeti bu bildirgeyi kabul etmedi, tam tersine “savaşa devam” dedi.. UMH milisleri sözcüsü Muhammed Kanunu, Sirte ve güney petrol sahalarını hedef göstererek, kuvvetlerine “sonuna kadar çatışma talimatı” verdiklerini söyledi ve “zafer yolları” isimli yeni bir harekat başlattıklarını duyurdu. Bu arada “darbe üstüne darbe alan” Hafter’in ülkeyi terk ettiği iddiaları ortaya atıldı…
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar: Teyide muhtaç bilgiye göre Hafter Libya dışına kaçtı!
Adı üzerinde, “teyide muhtaç”!.. Ama hiçbir zaman teyid edilemedi, hatta yalanlandı… Ve aslında bu iddianın sadece bir “temenniden ibaret” olduğu da ortaya çıktı. Kimi kaynaklara göre Hafter, UMH güçleri karşısındaki yenilgisinden sonra ülkeden kaçtı ve Venezuella’ya sığındı!. Kimine göre Mısır’a gittiğinde aslında ülkeyi ter etmişti. Bir süre Mısır’da kalacak ve sonra emekliliğe ayrılarak Venezuella’ya yerleşecek!...Bazı kaynaklar da, Hafter’in ilkin BAE’ye sığınmak istediğini, ama BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in gelmesine izin vermediğini ve şimdilik Venezuella’ya gitmesini tavsiye ettiğini iddia ettiler. Bunlara göre geçtiğimiz Pazar günü Hafter Venezuella’ya sığındı bile!..[3] Bu iddianın arkasındaki isim, Venezuella’nın ABD destekli muhalif lideri Juan Guaido'dur. Guaido, geçtiğimiz Pazar günü Hafter’in uçağının Venezuella’ya indiğini teyit ettiklerini söyledi. Fakat aslında Hafter’in Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile gizli tutulan bir dizi anlaşma için bu ziyareti gerçekleştirdiği, özellikle anlaşmaların petrol ticaretini de kapsadığı yazıldı. O yüzden bunu “kaçtı ve oraya sığındı” şeklinde haberleştiren birçok kaynak, daha sonra bu haberlerini yayından kaldırdılar.[4] Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, muhtemelen kendisine verilen ilk bilgilere dayanarak Hafter’in Libya dışına kaçtığını, “teyide muhtaç” bir bilgi olarak paylaştı ve “desteğimiz sayesinde Libya'da denge ciddi şekilde bozuldu” dedi.[5] Ancak Akar’ın bu açıklamalarıyla eş zamanlı olarak Hafter’in kendi makam odasında Almanya’nın Libya Büyükelçisi ve beraberindeki heyeti kabul ettiği görüntüleri yayımlandı.[6] Meğer Hafter Libya’daydı ve kendi makamındaydı!.. Almanya’nın Libya Büyükelçisi Oliver Owcza da, Hafter’le Bingazi’de görüştüğünü ve bu görüşmede güvenilir bir ateşkes için Birleşmiş Milletler himayesindeki 5+5 ateşkes görüşmelerine yapıcı biçimde devam edilmesi konusunda “Genaral Hafter’i” teşvik ettiğini açıkladı. AKP medyasının “Hafter, Libya'dan kaçtı!” manşetleri, A Haber’in “Libya'dan kaçan darbeci Hafter hangi ülkeye sığındı?” başlıklı açık oturumların videoları hala duruyor,[7] ama Libyalı kaynaklar, Hafter’in “Mısır üzerinden savaş uçaklarıyla ülkeye döndüğünü yazdılar… İddiaya göre Rusya Hafter kuvvetlerine, Mısır üzerinden 10 adet daha Mig-29 verdi Daha önce de sekiz adet vermişti. Bunun dengeleri yeniden değiştireceği, fakat bu kez hedefte Trablus yerine Misrata’nın yer alacağı da söyleniyor. Rüzgarın yeniden yön değiştirme olasılığını arttıran bu gelişmelere rağmen AKP lideri Erdoğan, hala dolu dolu bir “Libya zaferi” anlatıyor, hatta Libya’nın Çöl Aslanı Ömer Muhtar’ın torunlarının da Türkiye’nin yanında savaştıklarını söylüyor. Ancak Ömer Muhtar’ın gerçek torunları Erdoğan’a cevap vermekte gecikmediler…
Ömer Muhtar’ın torunlarından Erdoğan’a: Askerlerini Libya’dan kovacağız!
10 Haziran’da gerçekleşen kabine toplantısından sonra açıklama yapan Erdoğan, Ömer Muhtar’ın torunlarını zikrederek şunları söyledi: "Darbeci Hafter ile destekçilerinin Trablus ve Libya'yı işgal planı hamdolsun hezimetle sonuçlanmıştır. Uluslararası meşruiyeti haiz milli mutabakat hükümeti, darbecileri Trablus'tan tamamen söküp atmayı başarmıştır. Çöl Aslanı Şehit Ömer Muhtar'ın torunları sağdan soldan topladıkları lejyonerler ile Libya'yı işgale yeltenenleri Trablus kapılarında bozguna uğratmıştır.”[8] Erdoğan, Ömer Muhtar’ın kabilesinin de Türkiye’nin yanında yer aldığını ve UMH’yi desteklediğini ima etti. Aslında bunun alt yapısında şöyle bir özgüven yer alıyor: Başlangıçta Ömer Muhtar’ın kabilesi ve hatta bizzat oğlu Muhammed Muhtar, Erdoğan’ı destekliyordu. 2012 yılında Ankara’yı ziyaret eden Muhammed Muhtar, o zamanlar Başbakan olan Erdoğan’la görüşmüş, “Erdoğan bizim için ikinci Ömer Muhtar" demişti. Keza Erdoğan daha önceleri birkaç kez Ömer Muhtar’la ilgili göndermeler yapmıştı. Örneğin Kaddafi’nin öldürülmesinden sonra ilk Libya ziyaretinde Misrata’daki konuşmasında “Ömer Muhtar'ın tarih yazan siz kahraman torunlarını da bütün yüreğimle selamlıyorum'' demişti. Dahası da var, Erdoğan bu ziyaretini özellikle Ömer Muhtar’ın ölüm yıl dönümüne denk getirmişti. 2016 yılında Libya’ya giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını Ömer Muhtar’ın torunlarına götürmüştü. Bunun verdiği rahatlıkla Erdoğan Libya’da son günlerdeki “zafer” ile Ömer Muhtar’ın torunlarını bir kez daha ilişkilendirdi. Ama bu kez Ömer Muhtar’ın gerçek torunlarının sert tepkisiyle karşılaştı.
Ömer Muhtar’ın mensup olduğu Menife Kabilesinin ileri gelenleri, Erdoğan’ın açıklamalarına aynı gün yazılı olarak cevap verdiler. Ömer Muhtar’ın doğum yeri olan Bi’r el-Aşhab’daki kabileler meclisinin imzasını taşıyan ve Erdoğan’ın sözlerini kınadıklarını söyleyen kabile reisleri şu açıklamayı yayınladılar:
“Erdoğan’ın özellikle Libya'da savaşmak için binlerce paralı asker ve yabancı terörist gönderdiği halde bu sözleri söyleme konusundaki cüretine karşı şaşkınlığımızı ifade ediyoruz. Çünkü bahsettiği Ömer Muhtar'ın torunlarının hiçbirisini bugüne kadar yanında bulamadı, kendisinin bölgedeki karanlık projeleri uğruna savaşacak hiçbiri yanında olmadı… Erdoğan eliyle gerçekleşen Türk istilasının açık ihlallerinden savaş suçlarına kadar Libya’da bütün yaptıklarını izliyoruz... Daha önce atalarımızın yaptığı gibi Türk işgalcileri Libya'dan çıkarmak için bütün gücümüzü ve olanaklarımızı ölümüne kullandığımızı ilan ediyoruz, atalarımızın yolundayız… Ayrıca yakın zamanda açıklanan Mısır girişimine verdiğimiz desteği de teyit ediyoruz. Kardeş Mısır'dan u çabayı devam ettirmesini ve Osmanlı istilasına karşı kardeşlik ve komşuluk görevini yerine getirmesini istiyoruz….”[9]
Görüldüğü gibi Kahire Deklarasyonuna bir destek de, Erdoğan’ın kendisini desteklediklerini ileri sürdüğü Ömer Muhtar’ın gerçek torunlardan geldi.
Öte yandan Libya ajandasını başlangıçta gizli tutan, fakat sonradan Türkiye üzerinden denkleme giren ABD de Sisi’nin ateşkes çağrısına destek çıktı. ABD’nin Libya Büyükelçiliğinin resmi twitter hesabından yapılan açıklamada, “Ortak Komisyon 5 + 5'in misyonun ateşkes formülleri üzerinde barındırdığı görüşmelerinin yeniden başlamasından hemen sonra, bu seslerin ulusal düzeyde gerçek siyasi diyaloga girmesini bekliyoruz. Mısır ve diğer ülkelerin BM liderliğindeki siyasi müzakerelere geri dönüşü ve ateşkes ilanını destekleme çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm partileri, mücadeleyi durdurmak ve BM liderliğindeki siyasi müzakerelere geri dönmek için iyi niyetle katılmaya çağırıyoruz” denildi.[10] Ardından ABD Başkanı Donald Trump ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi'nin telefonda bir görüşme gerçekleştirdikleri açıklandı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, iki liderin ateşkes görüşmelerinin yeniden başlatılması ve Libya'daki tüm yabancı güçlerin ayrılmasının yollarını ele aldıkları belirtildi.
Buraya kadar Türkiye’den bu ateşkes çağrısına hiçbir olumlama yapılmadığı gibi, aksine “Hafter güçlerini Libya topraklarından söküp atma” üzerine “kararlı” bir tutum yinelendi. Fakat BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL), Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Libya Ulusal Ordusu arasında 5+5 Ortak Askeri Komisyonun üçüncü ayağı için masaya oturulacağını duyurdu. Bu adımın Erdoğan ile Putin’in 10 Haziran’da gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinin ardından gelmesi dikkat çekti. Erdoğan-Putin görüşmesinin detayları hakkında bilgi verilmediği için, Türkiye’nin nasıl ikna olduğu tam olarak bilinmiyor. Lakin Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren kısım, Libya’daki yabancı paralı askerlerin ülke dışına çıkarılması ile milislerin tasfiyesi vurgusudur. Trump da Libya'daki tüm yabancı güçlerin ayrılmasını Sisi ile görüşmüş. Öyleyse gelinen noktada, taraflar müzakereye oturduklarında, bu milis sorunu ve özellikle dışarıdan taşınan paralı askerler meselesi kimin hanesine yazılacak? Elbette ki bu konunun en fazla muhatabı olan ülke Türkiye’dir.
Türkiye Aleyhindeki “militan transferi dosyası” oldukça kabarık
Düne kadar Türkiye de dahil, Suriye karşısında ittifak yapan bütün ülkelerin muhatap aldıkları kaynak, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) adlı kuruluştur. Ve bu kuruluş, uzun zamandır Libya’ya askeri güç transferi ile ilgi Türkiye’yi teşhir eden raporlar yayımlamaktadır. En son yayımladığı raporda, Türkiye’nin Libya’ya paralı militan transferiyle ilgili baş vurulan baskı yöntemlerinin yanı sıra, “çocuk yaştaki paralı asker” transferini de içeriyor. SOHR’un raporuna göre Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği paralı askerlerden ölenler arasında 18 yaşın altında 20 çocuk bulunuyor. Rapora göre çocuk yaştaki askerler, iş verilecek bahanesiyle Afrin'e görülüyorlar. Burada yaşlarını büyük gösteren sahte kimlikler hazırlanıyor. Eğitim kamplarında silah eğitimi verildikten sonra Libya’ya gönderiliyorlar. Raporda, Fırat Kalkanı bölgesindeki muhalif liderlerin çocuk başına 3000 dolar aldıkları iddiasının yanı sıra, “çocukların ailelerinden gizli olarak Libya’ya gönderildikleri, hatta bir ailenin Afrin’de çalışıyor zannettikleri çocuklarının Libya’da olduğunu bir videodan öğrenmeleri” gibi detaylar da var.[11] Bu ve benzeri bir çok yayın dışında ayrıca Libya Ulusal Ordusu da Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği gruplar ve liderler hakkında dosya yayımladı. Bu dosyada Suriyeli muhalif grupların liderleri isim ve fotoğraflarıyla birlikte, taşıdıkları asker başına ne kadar para aldıkları da dahil bir çok bilgi yer alıyor…[12] Açıkçası bütün bunların faturasının bir şekilde Türkiye’ye kesileceği hesaplanıyor ve bu yüzden adeta suç dosyaları oluşturuluyor. Bu demektir ki, fatura kesim tarihi yaklaşmakta…
Sonuç itibarıyla şu anda Hafter’den Sisi’ye ve Trump’a kadar hemen herkes, Libya’daki paralı askerlerin ülke dışına çıkarılması gerekliliğini dile getiriyorlar. Elbette Rusların Wagner’i de kastedilmekle birlikte asıl görünen şey, AKP’ye, “Libya’da dengeleri değiştirdin, ama şimdi paralı askerlerini al!” deme vaktinin yaklaştığıdır. Belki ileride bu cihatçıların Libya’dan sonra hangi ülkenin yolcusu olacaklarını da konuşuyor olacağız, ama AKP’den taşıdığı paralı askerleri çıkarmasını istemekten daha ağır olan şey bu ‘suç dosyaları’dır. Yani Libya’ya kadar uzanan cihatçılar Türkiye’nin başına bela olacak gibi görünüyor…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022