Ural ATEŞER

ADAYLAR…
5.02.2018
1519

 Bir süredir “muhalefet kanadı” harıl harıl “aday” isimlerini tartışıyor… Siyasette bir değişiklik yok… Bütün siyasi program tek cümle: “Erdoğan belasından memleketi kurtarmak!” İyi mi… Hala akıllanmadılar… Erdoğan da bunu çok iyi bildiği için, onların bu köşede debelenmesi için her şeyi yapıyor… Başarıyor da…

Son günlerde aday isimleri tartışılırken, artık “adayın” özellikleri de şekillendiriliyor… En önemli özellik neymiş, biliyor musunuz… Aday “partisiz” olmalıymış… Her askeri darbeden sonra, “politikacılar tu-kaka” olduğundan partisiz adaylar konuşulurdu “eski” cumhurbaşkanlığı koltuğu için… Bir istisna dışında da, bu aday nedense emekli bir general olurdu… Memleketin gerçek amiri, banisi ordunun generali… O kadar yetkisi de olmayan bu makama neden general eskileri talip olurdu, kimse düşünmezdi… Memleketi Meclis, ya da seçilmiş hükümetler değil, Milli Güvenlik Kurulu adındaki vesayet kurulu yönetirdi o zamanlar… Onun da kukla başkanı olurdu bu “partisiz” general eskisi…

Peki şimdi neden “partisiz” aday… Efendim, partiler anlaşamıyorlarmış, doğru bir partisiz aday partileri birleştirebilirmiş… Sanki yapıştırıcı “UHU” bu aday… Geçen seçimdeki Ekmelettin deneyinden de bir şey öğrenilmemiş anlaşılan… Arayışa “aday”dan başlayınca, gömleğin ilk düğmesi yanlış iliğe geçiriliyor… Ondan sonra ne derseniz deyin doğru olması mümkün değil…

AK Parti’nin tek ve mutlak adayına karşı “muhalefetin” seçim kampanyasının bir gerekçesi olmalı… Neden “hangi aday” değil, “neden başka bir aday” olmalı soru… Ve bu soruya cevap arayarak, kendilerine muhalefet diyen siyasi parti ve akımların hangi asgari müşterekte “uzlaşabileceği” tartışılmalı…

Bana göre sorun, anayasaya sokulmuş bir çok antidemokratik maddeye rağmen, başkanlık sisteminin kendisi değil, nev-i şahsına münhasır tarzıyla her türlü çoğulcu çalışma prensibini reddeden tarzdır karşı çıkılması gereken… Bu bir…

Ana akım siyasi partiler ve onların tabanlarının hangi uzlaşmaz noktalarda kemikleştikleri konusudur uzlaşma özürlü siyaset sahnesinin sorunu… Kendilerine “muhalefet” diyen bu siyasi partiler gerçekten uzlaşıp demokratik, eşit haklı, adem-i merkeziyetçi ikeler etrafında ve tüm kültür ve etnisitelerin, inançların rahatsız olmayacağı bir bir vatandaşlık “üst kimliği” konusunda uzlaşabilecekler mi… Bu konuda kafa yorulmadan, adına “muhalefet” denilen “düşman kardeşler” kendi gölgelerinin üzerinden atlayıp “kırmızı çizgilerini” bir kalemde silebilecekler mi sorusuna yanıt aramadan ortak adayın partisiz olmuş, partili olmuş hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur… Sorun “Erdoğan’dan kurtulmak” sorunu değil… Sorun yukarıda kısaca formüle etmeye çalıştığım ilkeler etrafında Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşması sorunudur… Sorun, cumhuriyetin, kuruluş yıllarındaki özüne dönme ve hatta daha da iyileştirme sorunudur… Bu ilkelere AK Parti seçmenlerinden de sempatiyle bakacak insanların olacağından eminim… Ama daha da önemlisi seçimlere uzaktan bakan geniş kitlelerin de sempatiyle böyle bir uzlaşmaya omuz vereceğinden eminim…

Ha, bunlar oldu bitti ve ortaya anlaşan, uzlaşan bir gerçek demokratik muhalefet çıktı mı, o zaman aday kim olursa olsun… Bana göre,  profili bu uzlaşmayla çelişmeyen yüz tane yakışır aday bulunur…  Hatta ben hemen bir profil adaydan söz edebilirim… Gönlümden kendisi geçer, ama kabul görmeyeceği için profil özellikleri Etyen Mahçupyan gibi olan biri… Hadi bakalım… Yeni bir geyik konusu… Yukarıda ettiğin bissürü laf unutulur, en sonunda dediğim tartışılır… Yahu hani dedim, mesela dedim, uzlaşma sağlanırsa dedim… Dedim de dedim… Noolmuş yani gönlümdeki ismi de söylediysem… Siz takılmayın buna… Rastgele…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar