Vahap COŞKUN
Hükümet, barış sürecini yasal teminat altına almayı amaçlayan bir yasa tasarısını Meclis’e sundu. Altı maddelik yasa tasarısının doğurduğu üç büyük sonuç var:
1. Bir buçuk yıldır fiili olarak yürütülen süreç hukuki bir zırha kavuşturuluyor. Hükümet sorumluluğu üzerine alıyor, parlamento ise sürecin yürütüleceği zemine dönüşüyor. Hukukileşme, siyaseti ve siyasi aktörleri de ön plana çıkarıyor. Başlangıçtan bugüne kadar geçen süre bir hazırlık dönemini işaret ediyordu. Bu dönemde halka gidildi, barış düşüncesi toplumsallaştırıldı ve alt yapı kuruldu. Şimdi ise kritik kararların verilmesi gereken dönemece girildi. Artık burada siyasetçiler daha fazla devreye girecekler; Meclis içinde ve dışında müzakerelerin yürütecekler, gerekli yasaların çıkarılması için ağırlıklarını koyacaklar.
2. Yasa tasarısı,somut bir alana ilişkin bir düzenleme içermiyor. Bu, doğal; zira tasarının amacı sürecin her kademesinde yapılacak olanları hukuki garanti altına sokacak bir çerçeve oluşturmak. Tasarı genel bir düzenleme içeriyor ve genel bir perspektif sunuyor. Bu bağlamda yasada hükümete önemli yetkiler tanınıyor. Hükümet, yurt içinde ve yurt dışında kişi ve gruplarla görüşebilecek, silah bırak örgüt mensuplarının toplumsal entegrasyonu için gerekli tedbirleri alabilecek ve sürecin tamamlanması için siyasi, ekonomik, hukuki ve kültürel adımlar atabilecek. (m.2)
3. Yasa tasarısı, süreçte görev alan kişilerin hukuki, idari ve adli olarak cezalandırılamayacağını hükme bağlıyor. (m. 4) Böylelikle, hukuki boşluk nedeniyle sürece katkı sunmaktan imtina edenlerin kaygıları giderilecek veya sürecin içinde aktif bir şekilde yer alanların endişeleri bertaraf edilecek. Bu, özellikle kamu görevlileri için büyük bir önem arz ediyor. Zira söz konusu tasarının yasalaşmasıyla birlikte süreç bir “hükümet politikası” olarak tescil edilecek. Bu da devlet kurumlarının kendi görev alanlarında çözüm sürecinde katkı verecek konuları belirlemelerini ve bu doğrultuda çalışmalar yapmalarını kolaylaştıracak.
Hükümet politikası
Tasarıyla beraber sürecin bir hükümet politikasına dönüşmesi iki açıdan önemli: İlki, sürecin başından beri, PKK ve HDP tarafının temel talebi, yasal bir zeminin oluşturulmasıydı. Tasarı, süreçteki ana temaları (silahsızlandırma, eve dönüş, entegrasyon) belirliyor ve süreci hukuken yere sağlam basar hale getiriyor. Taraflardan birinin öncelikli talebinin kabul edilmesi, hem sürecin yürümesini kolaylaştırır, hem de taraflar arasındaki güvensizliklerin izale edilmesine yardımcı olur.
İkincisi, çözüm süreçlerinin başlangıçta de facto yürümesi, idari ve fiili adımlarla ilerlemesi normaldir. Ancak ilk aşamayı geçtikten sonra süreç, hukuken desteklenmeli ve güçlendirilmelidir. Çünkü negatif barıştan pozitif barışa geçebilmek için (yani çatışmaların olmaması halinden, çatışma nedenlerini ortadan kaldıran ve kalıcı bir barışı mümkün kılan hale geçmek) birtakım kurum, norm ve usullere ihtiyaç vardır. Çerçeve yasa, işte bu kurum, norm ve usullerin oluşturulmasına ve yerleştirilmesine imkân verecektir.
Dönüşü olmayan yol
Sürecin koordinatörlüğünü üstlenen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay taslağı değerlendirirken önemli bir noktanın altını çizdi. Atalay, sürecin toplumdan büyük bir destek aldığını ve artık toplumun çözüm dışında herhangi bir alternatifi kabullenmeyecek durumda olduğunu belirtti. Bu itibarla Atalay’a göre süreç “geri dönüşü olmayan bir yola” girmiş durumda. Çerçeve yasa da bu yolda atılan adımlardan biri. Yasanın önemi; hem herkesi bağlayan bir niteliğe sahip olmasında, hem de akabinde daha fazla adım atılmasına fırsat yaratmasında yatıyor. Nitekim Atalay bir yol haritası hazırladıklarını, çerçeve yasanın çıkmasından sonra bu yol haritasına uygun bir şekilde hızla hareket edeceklerini söylüyor:
“Demokratikleşme, özgürlükler ve eve dönüş konusunda -gerek dağdan, gerek cezaevinden ve gerek Mahmur kampından eve dönüşü içine alacak şekilde- bir yasa çalışması yaptık. Önce yol haritası çıkacak, o çalışılıyor. Kimi mevzuat yetersiz olursa yeni çalışmalar olabilir, onu da çerçeve yasanın içine koyduk. Önemli olan Meclis’ten böyle bir yasanın çıkması. Tarafların da zemini hazır. Toplumsal zemin hazır. Bu, Türkiye’yi büyütecektir.”
Tarihi bir adım
Tüm bu çalışmalar ve açıklamalar, sürecin diğer tarafınca memnuniyetle karşılandı. Hükümet taslağının görüşülmek üzere Meclis’e sevk edilmesi Öcalan tarafından “tarihi bir gelişme” olarak karşılandı. HDP Eşbaşkanı Demirtaş, hükümetin hamlesini önemli bulduklarını ve herkes tarafından desteklenmesi gerektiğini belirtti. PKK yöneticilerinden Duran Kalkan ise, hareket olarak görüşlerini Öcalan’ın ifade ettiğini ve o görüşler bağlı olduklarını açıkladı. Kalkan’a göre, tasarının bazı düzeltmeler ve değişikliklerle yasalaşması halinde gerçekten “tarihi” denilebilecek bir adım atılmış olacak. “Eğer bu tasarı belirttiğim düzeltmelerle yasalaşırsa bu ikinci bir geleneksel yönetim tarzındaki kırılma, değişme olacak.”
Kısacası hâlihazırda mevcut tablo şöyle tasvir edilebilir: 18 aydır yürüyen bir süreç var. Sürecin iki tarafı bulunuyor. Süreci hukukileştirecek bir taslak Meclis’te kanunlaştırılmayı bekliyor. Sürecin iki tarafı da taslağın değerini ve önemini açık yüreklilikle teslim ediyor. Geniş halk kesimleri de gelişmeleri olumlu karşılıyor.
Mutsuzlar
Buna mukabil tasarıdan mutsuzluk çıkaranlar da var. Bunları da iki kısımda ele almak mümkün: Bir tarafta, sürece kategorik olarak karşı çıkan MHP ve çevresi var. Tüm siyasi ikballerini sürecin çıkmaza girmesine ve çökmesine bağladıkları için, bu kesimin cansiperane biçimde sürecin yasasına da karşı çıkmalarını olağan karşılamak gerekiyor. Diğer tarafta ise garip bir durum var. Bugüne kadar sürece dair bir kanun çıkartmadığı için hükümeti topa tutanlar, şimdi de hükümetin çıkartmak istediği yasaya burun kıvırıyorlar.
Suret-i haktan görünen bazı noktaları gündeme getirip taslağı küçümsüyor, oluşturulmak istenen hukuki yapıyı şimdiden değersizleştirmeye çalışıyorlar. Tasarıyı daha olgun hale getirecek eleştiriler sunmak yerine, onu toptan hükümsüz kılmayı hedefleyen bir dile yaslanıyorlar. Mesela, bu tasarıyla faili meçhullere cevaz verildiğini bile söyleyebiliyorlar. Veya Kürt siyasi hareketinin temsilcileri bile tasarı “tarihi” diye nitelerken tasarının “önemli” olduğunu söyleyenlere “yandaş, yalaka, AKP propagandisti” diyebiliyorlar.
Bağnaz Erdoğan muhalifliği
Anlaşılan barış, bazı bünyelerde rahatsızlığa sebebiyet verebiliyor. Görebildiğim kadarıyla iki nedeni var bunun: Birincisi, bu kesimin kendince bir barış tasavvuru var. Kafalarındaki barışın ancak kendilerinin düşündüğü kişilerce ve/veya partilerce –ki bunlar genellikle sol, seküler ve ‘demokrat’ olarak tanımlanır- mümkün olabileceğini düşünüyorlar. Barışın ancak onlar eliyle kotarılabileceğini hayal ediyorlar. Mevcut hükümet, onların hayallerindeki barışı inşa edecek aktör şablonuna uymuyor. Onlara göre, bu hükümet barış yapmaz, bu hükümetle barış olmaz. Bu nedenle hükümet barış için bir girişimde bulunduğunda, hemen bir kılçık atmaya çalışıyorlar, neden başarısız olmaya mahkûm olduğunu anlatmaya çabalıyorlar.
Bardak doluyor
İkincisi, bazılarındaki AKP ve bilhassa Erdoğan karşıtlığıdır. Gerçekten bazı kişiler bağnaz bir Erdoğan muhalifliğine saplanmış haldeler. Salt Erdoğan’a odaklanmışlar ve her meseleyi onunla bağlantılı olarak ele alıyorlar. Baktıkları her yerde sadece Erdoğan’ı gördüklerinden ne memleketteki genel siyasi, sosyal ve yapısal değişimi, ne de Kürt meselesindeki dönüşümü fark edebiliyorlar. Sorunlara çözüm temelli bakmıyorlar, aksine her sorunu Erdoğan’ın elde edeceği kazanç ve uğrayacağı zarar penceresinden değerlendiriyorlar. Eğer siyaseten Erdoğan’ın hanesine kâr yazılacaksa, sorunun çözümsüz kalmasını isteyebiliyorlar.
Kürt meselesi özelinde daha net ifade edeyim: Süreç başarıya ulaştığı takdirde, Erdoğan’ın güçleneceğini görüyorlar. Bundan endişe ediyorlar. Dolayısıyla barışa destek vermek, barış umudunu büyütmek yerine aksi bir istikamette yürümeyi tercih ediyorlar. Ruşen Çakır’ın ifadesiyle “bardağın iyice dolmakta olduğunu görmeyi veya kabullenmeyi reddediyor, her zaman olduğu gibi bardağın iyice azalan boş tarafına dikkat çekmeye çalışıyorlar.”
Bu ruh halinin düzelmesi zor. Çünkü sürecin başından beri her seferinde büyük bir iddia ile öne sürdükleri tezler boş çıkıyor, çöküyor. Onlar gözlerini ne kadar çevirmeye çalışsalar da bardak doluyor. Toplum, barış ve demokrasi için büyük bir fırsat yakalandığını görüyor, bunun heba edilmemesi için çok dikkatli ve özenli hareket ediyor. Sürece taş koymak isteyenlere değil, süreç için risk alanlara destek veriyor. İyi ki de öyle yapıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025