Yasin AKTAY
Bu aralar Suudi Arabistan medyasına yansıyan Türkiye ile Türkiye medyasına yansıyan Suudi Arabistan görüntüsünün iç açıcı olmadığını söylemiştik. Mevzu sadece bazı olaylarla ilgili haberlere yansıyan dil ve bunun taraflılığı değil. Türkiye tarafında bu durum bir kampanya konusu değil. Türkiye’den hiç kimsenin S. Arabistan aleyhine, hasmane bir kampanyanın içinde olması sözkonusu değil. Olsa olsa, bazı olaylarla ilgili kullanılan dilde S. Arabistan tarafını rahatsız edecek nitelikte yorumlar veya haberlerin yansıtılma biçimindeki belirgin oryantalist söylem olabiliyor. Önemsiz değil, ama sistematik bir hasmane kampanya konusu da değil.
Ne yazık ki, medyanın Arap tarafında durum bu düzeyin çok ötesinde. Bugünlerde Türkiye’ye karşı ağır bir karalama ve yıpratma kampanyası yürütülüyor. Bugünlerde Birleşik Arap Emirlikleri ve S. Arabistan kaynaklı bazı kesimlerce, Türkiye’nin bugünlerde çok karışık olduğu, güvenli olmadığı, bilhassa Arap turistlere yönelik yankesicilik faaliyetlerinin çok arttığı, her an bir terör olayının Türkiye’nin her yerinde olabileceği yönünde iyi hazırlanılmış kısa videolarla yoğun bir propaganda çalışması yapılıyor.
Arapların Avrupa, Amerika veya dünyanın çok güvenli bir çok yeri dururken Türkiye’ye gitmelerinin akıl karı olmadığı telkin ediliyor videolarda. Aynı zamanda Türkiye’de yatırımları olanlara, Türk Lirasında yaşanmakta olan hızlı düşüş örneği üzerinden gelecekte yaşayabilecekleri zararlar konusunda da abartılı yorumlar yapılarak yatırımlarını durdurmaları, geri çekmeleri şiddetle tavsiye ediliyor.
24 Haziran seçimleri sürecine girer girmez dövizde yaşamaya başladığımız saldırıyı tamamlayan bir adım gibi görünüyor bu. Aynı zamanda 14 Haziran seçim kampanyasına kimin hangi safta giriyor olduğunu da gösteren anlamlı bir olay. Kampanya adayların seçmene sunacakları program veya seçim beyannamelerinin tartışılması düzeyinde kalmayacak. Daha fazlası bu tür hariçten müdahalelerle gerçekleşiyor.
Bugün Türkiye-S. Arabistan ilişkilerini etkileyen faktörlere, bilhassa iki taraf medyasına yansıyan şekliyle değinecektik. Medyayı bu şekilde davranmaya sevk eden nedir?
Türkiye-S. Arabistan ilişkilerini belirleyen önemli konulardan biri İran’dır. Türkiye’nin İran’la ilişkileri Suudi Arabistan’la olan ilişkilerine de bir şekilde yansıyor. Çünkü S. Arabistan için İran açık bir tehdittir ve bir çok cephede İran’la karşı karşıya kalıyor. Yemen’de İran’ın desteklediği Husilere karşı oluşturduğu meşruiyet koalisyonuyla birlikte savaşıyor S. Arabistan. Lübnan’da, Suriye’de, Irak’ta ve daha önemlisi kendi sınırları içinde İran tehdidini hissediyor.
Türkiye’nin özellikle nükleer enerji programı konusunda BM Güvenlik konseyinde ve son olarak ABD’nin anlaşmadan çekilme kararına karşı verdiği desteği Suudi tarafı kaygıyla karşılıyor. Ama doğrusu bu kaygı Türkiye’nin tutumunu yanlış yorumlamasından kaynaklanıyor. Türkiye S. Arabistan’a karşı asla İran’a taraf olmaz, ama elbette İran’ı düşman olarak da görmez.
Buna mukabil, İran’ın S. Arabistan’ı tehdit eden faaliyetleri Türkiye’yi de rahatsız ediyor ve Türkiye o konularda kesinlikle S. Arabistan’a daha yakın duruyor. İran’ın Suriye’de, Irak ve Yemen’de ortaya koyduğu açıkça mezhepçi yayılma politikalarına şiddetle karşı çıkıyor ve bu politikalardan bir hayli mustarip. Hele aynı mezhepçi yaklaşımla İran’dan yana S. Arabistan’a yönelen tehdidi doğrudan kendisine yönelmiş gibi hissetmekten çekinmez.
Aslında işin ilginç tarafı İran’ın S. Arabistan’ı veya Körfez ülkelerini tehdidi İran’ın da düşman bildiği ABD’nin silah satışlarını artırmaktan başka bir işe yaramıyor. İran tehdidi her gündeme geldiğinde Körfez ülkelerinin ABD’den milyarlarca dolar silah alımı yaptığı görülüyor. Sadece bu durum bile İran ve ABD arasındaki bu fonksiyonel ilişkinin gerçekliğine muttali olmamıza yeter.
Buna karşılık Türkiye’nin İran’ın nükleer programını desteklemiş olması hiçbir şekilde İran’ın başka alanlardaki faaliyetlerini veya yanlışlarını da sahiplendiği anlamına gelmez. Türkiye’nin desteği tamamen ilkeseldir. Barışçıl nükleer enerji programına herkesin hakkı var, İran’ın bile, ama nükleer silah programına hiç kimsenin hakkı yok, İsrail’in bile.
Türkiye bu tutumuyla ABD’nin ve genel olarak dünya düzeninin ikiyüzlülüğünü ve ilkesizliğini deşifre etmiş oluyor. İsrail’in var olan nükleer silahlarına ses çıkarmayan güçler İran’ın barışçıl nükleer enerji programına neden karşı çıkıyorlar? Bu soruyu dillendirmek ve siyasi bir bilinç oluşturmaktır maksat. Yoksa elbette amaç S. Arabistan karşısında İran’ı tutmak olamaz.
Aslında bu konuda benzer bir desteği Türkiye, S. Arabistan’a da yakın zamanda verdi. 11 Eylül saldırılarında ölenlerin yakınlarına ödenecek tazminat hususunda S. Arabistan’a bir fatura çıkarmaya çalışan ABD’ye karşı yine en dik duruşuyla Türkiye karşı çıktı.
Türkiye bu duruşuyla hem bölgede kendi sorunlarımızı kendi aramızda çözebileceğimize dair güçlü bir mesaj vermiş hem de ABD’ye karşı kendi bağımsız politikalarımızı pekala uygulayabileceğimizi anlatmış oluyor. Böylece arada ihtilaf olduğunda illa bir tarafı tutmadan ve ihtilafı düşmanlık boyutuna vardırmadan çözmenin bir yolu bulunmuş olu.
Türkiye-S. Arabistan ilişiklerini etkileyen diğer faktörleri irdelemeye devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019