Melih ALTINOK
Paris’te üst düzey üç PKK’linin, İmralı ile başlayan görüşmeleri sabote etmek için öldürüldüğü konusunda herkes hemfikir.
Düğüm, failin kim olduğuna dair meşreplere göre değişen yorumlarda.
Hükümet cephesinden ağırlıklı olarak örgüt içi hesaplaşma tesbiti geliyor.
Bu yorumun, tetikçilerin İran ya da Suriye gibi Avrupa’da operasyonel güce sahip ülkelerce yönlendirildikleri şeklinde varyasyonları da mevcut.
PKK ve BDP çevresi ise ilk anlardaki hükümeti suçlayan çıkışlarından tabiri caizse ufaktan çark etmeye başladı.
İmralı’ya giden Ahmet Türk’ün İran vurgusu ve Zübeyir Aydar’ın “AK Parti değildir” çıkışlarını son olarak Kongra-Gel Başkanı Remzi Kartal’ın açıklaması izledi.
Pazar günü Taraf’tan Tuğba Tekerek’e konuşan ancak her nedense (malumumuz ya) görülmeyen Kartal’ın açıklaması şöyle:
“Bu [suikast] yüzde 100 PKK kararıyla yapılan bir şey değil. PKK deyince örgüt demek; bir kişinin şahsı değil...”
Örgütün en tepelerinden gelen ve bir “ricat” sayılabilecek bu açıklama adeta itiraf.
Peki, PKK çevresi “katil AKP” noktasından nasıl oldu da “kısmen üstlenme” noktasına geldi?
Çünkü Fransa iyi çalışıyor. Türk hükümetine ulaşan ön istihbari bilgi notlarında yer alan deliller faillerin PKK ile bağlantısına yoğunlaşmış durumda.
Kısa bir süre sonra da katiller dünya kamuoyuna açıklanacak.
Bu nedenle de PKK her zamanki yöntemine başvuruyor. Yani sivillerin yaşamını yitirdiği (özellikle de kurbanlar Kürt’se) saldırlar sonrası yaptığı gibi, şimdi de önce şiddetle reddettiği sorumluluğu kısmen kabullenme taktiğini izliyor.
“İçimizdeki bazı unsurlar” bahanesini yükseltmeye hazırlanıyor.
Hareket kızaracak yüzünü ısıtıyor.
İşte Remzi Kartal’ın Taraf’a yaptığı son açıklama ayan beyan ortada. Yalanlama da gelmedi.
Suikast için “Bu yüzde yüz PKK kararıyla yapılan bir şey değil” diyen ve devam eden Kartal’ın sözleri, size de işkenceci polislerine hep “menfi vaka” bahanesiyle arka çıkan devletin savunmasını hatırlatmıyor mu?
“PKK deyince örgüt demek; bir kişinin şahsı değil...”
Yine mi “çürük elmaların” muadili “bazı unsurlar” diyorsunuz Sayın Kartal? Yoksa “suikast kararı örgüt yönetimi tarafından oybirliğiyle değil oy çokluğuyla alındı”dan teselli bulmamızı mı istiyorsunuz?
Dağılalım mı yani?
Yanıtınız hangisi?
Yoksa bu haberi Twitter’da paylaşınca saldırıya geçen zekâ küpü bir taraftarınızın savunmasını yapıp “ders” mi vereceksiniz bana?
“Yüzde yüzden sonra virgül koy anlam değişir. Oku oku baban gibi eşşek (imla kendisine ait) olma gibi. Daha ders lazım mı?”
Yoksa bir diğer zatı şahane gibi memleketin en önemli meselesi olan Kürt sorunun çözülmesine engel güçlerle uğraştığım için barış karşıtı olduğumu söylemeyi mi tercih edersiniz?
“ÇHD ve Yorum operasyonundan daha önemli buluyorsanız, ciddi bir pazarlığın tarafı olduğunuzda su götürmez, oluyor.” (düzeltme yapmadım)
Ya da en iyisi bir hukukçunun Twitter’daki şu müdafiliğidir:
“Örgüt içi infaz, örgütün merkezi bir kararını gerektirir. Faillerin örgütten olması, olayın örgüt içi infaz olduğunu göstermez.”
Ama bu biraz tehlikeli zira aynı mantığa Balyozcular falan da sahip çıkabilir. “Darbe planı merkezi bir karar değil, Çetin Doğan inisiyatif almış. Faillerin bizden olması darbe girişimin tarafımızdan yapıldığını göstermez” gibi...
Devlet de çıkıp “Mustafa Muğlalı 33 Kürdü öldürdü ama katliam TSK’nın merkezi kararı değildi” diyebilir tabii.
Allah akıl fikir versin.
Evet, Sayın PKK yöneticileri, biliyorum işiniz zor. Bu son olay çok farklı. Suikastın failleri PKK’li çıkarsa Türkiye ve dünya kamuoyunu ve hatta kitlenizi barışın önündeki engelin kendiniz olmadığına biraz zor inandırırsınız.
Zira ölenler diğer provokasyonlarda olduğu gibi “karşı” taraftan değil, Kürtler, hatta örgütünüzün yöneticileri.
Dediğim gibi, “çürük tetikçi” edebiyatını da kimse yemez. Örgütün bölgesel ve küresel aktörlerle göbek bağını bilmeyen yok. Kimse herhangi bir eylemin ardından “Acaba yüzde yüz PKK aklı mı” diye sormuyor. PKK böyle bir hareket.
Kaldı ki “başarılı” eylemlerinizi sorgulayanların “dış bağlantı mı var” demeleri bile Kandil’i ve BDP’yi çileden çıkartıyordu. Bu nedenle şimdi çıkıp “Bazı unsurlarımız kandırılıp yönlendirilmiş, üç PKK yöneticisini öldürmüş, bizi bağlamaz” falan derseniz, gülerler adama.
Ve ardından sorarlar: “Daha dün Diyarbakır’da cenazelerini yapıp gözümüzün içine baka baka gözyaşı dökmediniz mi?”
Ama içiniz ferah olsun, baksanıza yukarıdaki bir örnek verdiğim Twitter mesajlarında olduğu gibi, görmemek, inanmamak için çırpınan, komikleşen nice “Araf’ta” taraftarınız da var.
Onlar ne yapsanız size inanır, gerçeğe gözünü yumar.
Tıpkı Ayette dediği gibi “... Onların kalpleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler...”
Benim gibi, sizlerin suçlarına, günahlarına bahane bulmaya uğraşmayan eşekler ise nasıl olsa azınlıkta medyada.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019