Melih ALTINOK
Başbakan Erdoğan Dersim katliamı için devlet adına resmen özür diledi. Yıllardır talebi bu olan ve akıl sağlığını muhafaza eden bir demokrat olarak gocunmadan kendisini tebrik ediyorum.
Ama bizim cenahta gocunanlar çoğunlukta.
Erdoğan’ın bu çıkışı üzerine, iflah olmaz Kemalistlerin, “Yarayı kaşıyıp toplumu bölüyorsunuz” ya da “Gazi olaylar sırasında GATA’da tedavi görüyordu tamam mı?” türünden zırvalıklarını geçiyorum.
Ne yazık ki, solun ve Egemen Kürt siyasetinin neredeyse tamamı da, tıpkı referandum döneminde Başbakan’ın Erdal Yıldırım için yaptığı konuşma sonrasında olduğu gibi histerik inkâr nöbetindeler adeta.
PKK çevresi için Başbakan’ın devlet adına özrü, lafügüzaf. ANF’de yer alan bir analizin şu cümleleri durumu özetliyor: “Dersim’deki sürgünler, bugünkü KCK tutuklamalarını ve çaresizlikten göç eden Van depremzedelerini hatırlatıyor.”
“Özrü kabahatinden büyük manşeti” atan gazetenin tavrını öncüleyen solcumsular da bedavadan “samimi değil” psikanalizlerinden vakit buldukça Eco’nun aşırı yorum tanımının sınırlarını zorluyorlar. Başbakan’ın “Özür dilenmeli, özür diliyorum” cümlesinin başındaki “literatürde varsa” girizgâhını “gerekirse” diye okuyup “özür dilemedi ki, dilemedi ki” yorumlamak ayıp değildi ya.
Muhafazakâr bir başbakanın ceberut rejimin resmî söyleminde güzide-korunaklı bir tabuya indirdiği Balyoz darbesinden açıkça rahatsız olan solcumsuların haletiruhiyesini açıkça gösteren bu tablo, gündemdeki tartışmaların ideolojik bir düzlemde sürdürülmesinin abesle iştigal olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Tüm iyi niyetiyle “Bir sol var bu solcumsularda, soldan daha içerü” deyip, yıllardır dillendirdikleri taleplerinde kaydedilen aşamaları Kadir İnanır’ın o meşhur repliğini ve jestini andırırcısına “Yalannn söylüyorsun, yalannnn” diye elinin tersiyle iten solcumsuların hezeyanlarında nafile kazı yapanların çabası, bir emeklilik uğraşından ibaret.
Bu tesbit, solun yeni bin yılın eşiğinde Türkiye’nin bir alternatifi olmayacağının kabulü anlamına gelmiyor. Aksine başarmak için, yalnızca gündelik yaşam pratiklerindeki modernist tercihlerinden ötürü solun doğal tabanı olduğu sanrısına kapıldığımız kitlenin her edimimizi, söylemimizi bağlayan zincirlerinden kurtulma zorunluluğuna işaret ediyor.
Evet, solun tabanı sandığı kesimlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yok.
Türkiye’nin kabuk değiştirdiği bu günlerde, askerî vesayetin sonlaması, haklar ve özgürlükler alanının genişletilmesi, resmî tarihle yüzleşilmesi gibi taleplerin bayraktarlığını enikonu eline aldığı ve az çekmediği halde, mütedeyyin olduğu için tabandan sayılmayan “ezilenlere” dönüp bakmanın zamanıdır.
Bu perspektif, tıpkı Ak Parti’nin yalnızca tabanı için değil, dışındaki çemberde yer alan kesimler için de politikalar üreterek kitlesinin reflekslerini dönüştürmesi gibi, solun potansiyel seçmeni sayılan ancak katılaşarak günden güne gericileşen kesimlerini de bugüne getirir.
Biliyorum, çok aykırı geliyor bu önermeler. Ama yıllardır Dersim katliamı için devletten resmen özür dileyen kesimlerin, bu taleplerini yerine getiren Başbakan’dan nerdeyse “özrü için özür talep eder” hale gelmeleri, buna karşın mütedeyyinlerin katliamla yüzleşilmesine destek vermeleri bile başlı başına bir veri bence.
Âşık İhsani’nin o meşhur şarkısındaki “Taban uyanıyor taban” dizelerini “Taban değişiyor taban, uyan!” diye değiştirmeyi konuşalım derim.
Neler mi oluyor?
Uzatmak istemiyorum ama olan şudur efendim.
Sayın Nabi Yağcı’nın “KCK operasyonlarına destek BDP’nin kapatılmasına destek vermektir” şeklindeki sözleri üzerine birtakım eleştiriler getirdim. Yağcı ‘da “Adil olmak zor zanaat isimli” yazısıyla yanıt verdi. Yıldıray Oğur ve Orhan Miroğlu da bu tartışmaya katkı sunan iki muhteşem yazı yazdılar. Nabi Bey dün de saldırı furyası olarak değerlendirdiği bu tartışma sürecine dair “Ne oluyor” diye sordu.
Yağcı, “Bakalım arkasından ne gelecek, hiç de iyi kokmuyor” gibi şaşırtıcı imaların ardından “Bir engelle karşılaşmazsam eğer başladığım yazılarımı sürdüreceğim” diyor.
Örgütlü ve gizemli bir saldırı furyası(!)
Burna gelen kötü kokular(!)
Engellenme kaygıları (!)
Nabi Bey’le Kürt sorunu ve şiddet konusunda aynı görüşleri paylaşan pek çok yazar var Taraf’ta. Sizce de bu imalar hakkaniyet sınırlarını gerçekten çok ama çok zorlamıyor mu?
Eğer Nabi Bey görüşlerine getirilen her eleştiriyi, esefle kınamayı bırakıp (dünkü yazısında da ilk yazısında yaptığı gibi Orhan Abi’yi kınadı) tartışsa, ya da dengi görmediği benim gibi çocuklara abc’yi anlatsa bence bu komplocu ruh haline esir olmazdı.
Nabi Bey dünkü yazısını “Bu düzey Taraf’a da kendime de yakışmıyor” diye sonlandırmış.
Bence, tarihi, deneyimleri ve yaşına hürmet ettiğim Nabi Bey’e yakışmayan eleştiriye tahammülsüzlüğü, muhatabını küçümsemesi ve Taraf’ın yazarlarına tanıdığı özgürlüğüne haksızlık eden “dokunan yanar mı” imalarıdır. Yoksa tartışmak Taraf’a herkesten çok yakışır.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019