Mücahit BİLİCİ
Seçimden sonra kazanan- kaybeden literatürü aynı zamanda bir “bak gördün mü?” itiş kakışı için de kullanılır. Galiplerin sevinç ve gururu ile mağlupların hüzün ve kızgınlığı sanki her şeyi tarif ediyormuşçasına ortalığı kaplamaya başlar. Bu bir ölçüde normaldir. Fakatkazanmakla haklılık aynı şey değildir. İnsan haksız olup da kazanabilir, haklı olup da kazanabilir. İnsan bir şeyi kazanıp kazanamayacağına emin olamaz. Fakat doğru bildiği şeye dair dürüst olmak zorundadır. Dünyanın bir imtihan yeri olması, haklılık ile kazanma arasında bire bir bir ilişkiye izin vermiyor.
Yani etik düzlem siyasi düzleme tabi değildir ve bu yöndeki beklentilerin hükmü yoktur. Çok oy almak yaptıklarınızı doğru kılmaz. Sadece yapabilir oluşunuzu doğru kılar. Yani size verilen yönetme hakkı, yönetim tarzınıza mutlak bir itaati ve bu salahiyet ile yapacağınız şeyleri haklı kılmaz. Eğer haklılık ile siyasi temsil arasında bire bir ilişki olsaydı, siyasetin hukuk ve medya ile denetlenmesi ihtiyacı hiç doğmazdı. Yine seçilmiş olmak haklılığın garantisi olsaydı, muhalefet kurumuna ihtiyaç olmazdı.
Seçim başarısını muhalefeti kriminalize etme vizesi saymak veya birileri onu suiistimal edebilir diye ifade hürriyetini sınırlamaya çalışmak demokrasi ile bağdaşmaz.
Türkiye toplumunun büyük bir demokratik uyanış ve teyakkuz hâli yaşadığı bir dönemde,milli irade gibi kavramların önemi ve lüzumu inkâr edilemez. Fakat bu tür kavramlar üzerinden bir galeyan demokrasisi inşa etmek tehlikeli sonuçlar doğurur. Seçimlerin bir siyasi ölüm kalımın ötesinde, apokaliptik bir dinî beka sorunu hâline getirilmesi hiç de sağlıklı bir durum değildir.
Demokraside oy sayısının, kitle desteğinin (ne kadar çok ve büyük olursa olsun) el uzatamadığı alanlar vardır: bunlar temel hak ve hürriyetlerdir. Demokrasilerde muhalefet sadece bir hak değil aynı zamanda bir ihtiyaçtır. Evrensel bir meşruiyet içerisinde tanımlanan temel hak ve hürriyetlerin milli iradenin keyfî tasarrufuna terkedilmesi sözkonusu olamaz. Adalet milli olsaydı, uluslararası ilişkiler hukuki olurdu. Adalet milli olsaydı, milletçe (veya millet adına) irtikab edilen bazı yanlışlara itiraz etmek zulüm olurdu. Adalet milli olsaydı, devlete karşı yalnız bir vatandaş dava açamaz ve davasını kazanamazdı.
Avukatlara çokça sorulan bir soru var: Ahlaklı iyi bir avukat nasıl olur da suçlu müvekkilini mahkemede savunur? Bu soruya verilmesi gereken en doğru cevap şudur: Suçlu müvekkilin hakkını savunmak suçsuz müvekkilin hakkını savunmak kadar kutsaldır. Evet, suçlunun da hukukunu müdafaa adaletin gereğidir. Hüküm vericinin (hâkimin) önünde hakların bihakkın ortaya çıkması gerekir. Varlığı kesin bile olsa hatanın veya suçun olduğu kadarıyla (ne fazla ne de eksik) bir şekilde billurlaşması gerekir ki adalet tahakkuk etsin. Bu yüzden, avukat, suçlu bile olsa müvekkilini savunurken aslında adaleti savunur. Avukatın görevi hakkı ortaya çıkarmaktır.
Türkiye milli iradeyi hâkim kılayım derken bir galeyan demokrasisine savrulmamalı. Demokrasi millet kavramının vatandaşlık ve eşitlik ile aşıldığı ve kolektif herhangi bir gücün temel haklar karşısında etkisiz kılındığı bir rejimdir. Ayrıca temel hak ve hürriyetlerin millisi, gayri millisi olmaz. Arkasına yüzde doksan dokuz halk desteği almış bir “milli” irade bile bir tek bireyin temel haklarını elinden alamaz.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025