Mücahit BİLİCİ
Türkiye ve Kürd siyasi dilinde sırasıyla “milli”nin yükselişi ve “öz”ün ortaya çıkışı hazmı zor iki önemli gelişmedir. Bu yazı, Türk’ün milli’si, Kürd’ün öz’ü ve ikisinin Temizöz’üne dairdir. Müslüman Türk’ün “milli”si Türkiye’de milli kimliğin Türklük vurgusundan Müslümanlık vurgusuna geçtiği yeniden uluslaşma süreci devam ediyor. Türklüğün ilk şartının Müslümanlık olması da bu geçişi hem kolaylaştırıyor hem de görünmezleştiriyor. Bugünlerde çokça tedavülde olan “milli”lik kavramı bu yeniden uluslaşmanın bir semptomudur.
Devlet hangi ulusun elindeyse, onun ulusalcılığı hakim ideoloji haline gelir. Devlet, laiklik iddiasındaki Kemalist elitin elindeyken milli’lik milli’nin (hem dilsel hem de kültürel) yerlici-arı ifadesi olan ulusalcılık demekti. Kemalizmin milli’liği hem İslam’ın evrenselliğinden (“pis Araplar”) hem de Türklerin Müslümanlığından (“irtica”) rahatsız idi. Dindar kimliğin devlete tam olarak hakim olmasıyla birlikte İslamdaki ve hatta İslamcılıktaki evrenselciliğe sığdırılması hayli zor bir “milli”cilik motifi etrafı sarmaya başladı. Zira laik Türk milliyetçiliğinden dindar Müslüman milliyetçiliğine geçiş yaşandı.
KÜRD'ÜN 'ÖZ'Ü
Son dönemde Kürd siyasi diline öz-yönetim, öz-savunma gibi kavramların sökün ettigini görüyoruz. Öz’ün zuhuru da bir alamettir. Devleti olan öz’ler milli oluyor. Devleti olan öz millilik olarak ifade bulurken, devleti olmayan millilikler öz olarak doğmaya çalışıyor. Bu, mevcuda çizilen bir farazi hat ile mümkündür. İsim koyma ve temsil imparatorluğunun sathına atılmış jilet yarası bir çizgi, hakimiyet sürekliliğini inkıtaa uğratmak için kazılmış bir hendek gibidir bu. Asi bir olma çabası.
Milli, düzeni ve hakimiyeti, öz ise reddi ve hakimiyetten sıyrılış arzusunu ifade ediyor. Biri milli irade’yi diğeri gayrımilli itaatsizliği yansıtıyor. Biri devletin diğeri anarşinin ifadesi. (Burada ne devlet olumlu ne de anarşi olumsuz bir anlama sahiptir. Zira anarşi, öz’ün devletidir.) Öz’ü olmayan milli olamaz. Kürdlerde öz’ün dile vurması, Kürd’ün kendi’nin farkına varmasındandır. Ancak hakim Kürd cereyanı hala kendi’nde değil öz’ün gurbetindedir. Bu gurbet, İstiklal Caddesi’nde solculuk veya modernlik pozu vermeye çalışan ruhu incinmiş Kürd gencinin dramıdır. Teori ağasına kendini feda eden benliksiz xulam’ın öz’ünü bulması zaman alacaktır. Yine de öz’ün Kürd’e düşmesi mülk olmaktan çıkışının başlangıcıdır. Bu bulanık su arınıp, zelal olacaktır.
TÜRKİYE'NİN TEMİZÖZ'Ü
Milli olmak, devlet olmak, mülkü becermek demektir. Milli, sahip ve malik olandır. Öz ise mülk olmaktan çıkmaya çalışan. Milli olan ile öz olmaya çalışan arasında ilginç bir ilişki vardır. JİTEM faili meçhul cinayetler davasında bütün sanıkların beraat alması bu ilişki konusunda fikir vericidir. Beyaz Toros süren teres bir cinayet şebekesinin mensuplarından biri, mahkemenin JİTEM örgütüne üyelik sorusuna karşı, tecahül-ü katilane bir cevapla şöyle demiş: “JİTEM'i bilirim. Fransızca'da seni seviyorum demektir.” Çünkü devlet adına olduktan sonra gerçeklere Fransız je t’aime mermisi atan da JİTEM mermisi yiyen de şeref madalyasından payına düşeni alıyor. Devletin kirli işlerinin memuru olan Temizöz isimli şahsın sözleri de manidardır. Zira mahkemede sahte bir yerliliğin sembolü olan Toros suçlamalarına (zamanın ruhuna uygun olarak) Soros ithamları ile cevap vererek şöyle dediği rivayet ediliyor: “Ben insan öldürmedim. Öldürülenler Cizre’liydi.” Ve 90’larda devlet bir “örgüt” haline geldiği için, JİTEM’le suçlanan adamlar haklı olarak soruyor: “Biz örgütsek, devlet nedir?” Savunmasındaki önemli bir vurgu kendisine dava açan mağdurların dava açabilecek seviyede “birey” olmadığı, kandırılıp yönlendirildiğine dair vurgudur. Bir hakikate parmak basıyor. Zira eşit olmayanlara karşı işlenen suçların hukuk terazisinde bir ağırlığının olmadığını o da biliyor. Ve beraat ediyor.
[email protected]
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025