Mümtazer TÜRKÖNE
Erdoğan trenden yanlış istasyonda indi; belki de 17/25 ile inmek zorunda kaldı. Çöken İslâmcı bir proje değil otokratik bir yönetimdi. Saraylarda ancak saltanat kurulur, İslâm devleti değil. Bu yüzden artık kapanan Erdoğan döneminin arkasından İslâmcıların “fırsatı kaçırdık” diye üzülmelerine gerek yok. Tersine İslâmcılık üzerinden, içinde keyfî tek kişi yönetiminin yer aldığı çok ağır devlet yükünü atmış oldu.
Ütopyalardan bir “İslâm siyasî düzeni” çıkartmak için çok çaba harcamış olsa da İslâmcılık -ısrarla tekrarladığım üzere- muhalif bir ideoloji. Düzenin dışladığı, ezdiği, iktidara yaklaştırmadığı yükselişte olan bir elit grup, dindarlığın sıcak iletişim ağını keskin bir ideoloji aracılığıyla politik kadrolara bağladığı zaman ortaya İslâmcı hareket çıkıyor. İktidara gelir gelmez yaptığı ilk iş, kendisine destek verenler de dahil geride kalan İslâmcı grupları ve dinî cemaatleri ellerini-ayaklarını bağlayıp bir çuvalın içine doldurmak oluyor. İktidar dediğimiz aç kediyi o çuvalın içine attığı zaman, gücü eline geçirmiş İslâmcıların kendisini destekleyenlere engizisyon işkencesi başlıyor. Geriye ne dindarlık, ne alternatif siyasî düzen ne de usûl-erkân kalıyor. Karşınıza aç gözlü ve görgüsüz bir iktidar bloku çıkıyor.
AK Parti İslâmcı bir parti değildi ve hiçbir zaman da olmadı. Mesele şu: İktidar hiç bir zaman AK Parti'den ibaret değildi. Erdoğan düalist bir iktidar mimarisi oluşturdu. İslâmcıların kapalı devre işleyen özel politik jargona dökülmüş ezoterizmi, AK Parti'nin kurumsal yapısı dışında illegal-informel bir iktidar yapısının anahatlarını oluşturdu. Bu yapı, mevcut anayasal düzene göre suç oluşturan, ancak pratik olarak çok yararlı alanlarda dinî meşruiyet üretti. Devlet iktidarı içine yerleşen bu düalist yapının şifrelerini çözmek için iki somut örneği tekrarlayalım. Birincisi eğitim sistemini köklü bir şekilde değiştiren (4+4+4 ve imam hatipler) reformu, resmî kurumların hiç birinde değil doğrudan bu yapının içinde üretildi, ikincisi devleti ahtapot gibi saran rant ve yolsuzluk düzeni bu merkezin ürettiği meşruiyetle (fetvalarla) vücut buldu. “Rüşvet değil hayır işleri için bağış” fetvası. “Zaruretler haramları mubah kılar”, “ehven-i şerreyn ihtiyar olunur”, “iktidara karşı çıkan bağidir, malı da kanı da helaldir” gibi iktidarın her türlü icraatını meşrulaştıran fıkhî hükümlerle İslâmcılık, otokrasiyi kanatlandırıp uçuran bir keramet kaynağına dönüştü.
Demek ki her dönemde bir tür “derin devlet” oluyormuş, İslâmcı derin devlet de dinî referanslarla pamuklara sarıp sarmaladığı alanda mermi veya bomba yerine daha güçlü bir silahı, yani parayı iktidarın emrine veriyormuş. “Vatan tehlikede ise hukuk bir teferruattır” sözü ile “dine dindara hizmet eden bir iktidarın -yolsuzluk dahil- yasalara aykırı her fiili caizdir” fetvası arasında ne fark var?
“Peki devlet kendi bünyesinde iş gören bu düalist yapıya nasıl oldu da izin verdi?” diye sorabilirsiniz. Cevap İslâmcılığın bütün tezleriyle birlikte tükenişinde aranmalı. Devlet, bütün itirazlarını karşılayarak toplumsal taleplerinin önünü açarak İslâmcılığı ehlileştirdi, sonra kanını vampir gibi emdi ve posasını çıkartıp, kenara attı. 2002'ye göre geride İslâmcılık kalmadı, ama meşruiyet sorununu büyük ölçüde çözmüş ve palazlanmış bir devlet ortaya çıktı. “Bu devlet adam olmaz” sözünü artık daha az duyuyoruz, neden?
Doğrudan Erdoğan'ın bu düalist yapı içinde oluşturduğu medya organlarında yükselen itiş-kakış vardığımız yeri göstermek için yeterli. Deve dişi gibi İslâmcıların ve başlangıçta çekirdek kadro içinde yer alanların bu medya organlarında hiçbir ağırlığı kalmamış. Kalanlar ise sarayın bahçesinde ideolojik bagajlarını bütünüyle boşaltanlar. Yağıp-gürleyenler ise hakaret-küfür-tehdit lafları dışında cümle kuramayan tosuncuklardan ibaret. Sahi saraya hangi İslâmcı koyun postunu serip üzerine bağdaş kurabilirdi?
Erdoğan İslamcılığı sadece toplumda değil, yakın çevresinde de bitirdi. İslâmcılık olmadan bu duüalist yapı, dolayısıyla iktidar düzeneği işlemeyeceğine göre bir dönem artık sona erdi. Hata kendisinin: O trenden erken inmeyecekti.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025