Ahmet ALTAN
Televizyonda “çocuklarım içerde” diye çırpınan kadını gördüm.
Çocukları ölmüştü.
Ama henüz bunu bilmiyordu.
Gelişmiş bir ülkede yaşasaydı, çocuklarını “devletin dere yatağına yaptığı” bir binanın bodrum katında ölüme bırakmayacaktı.
Başka ülkelerde de insanlar doğal afetler nedeniyle ölür ama “devletin yanlış yere yaptığı” binada boğularak ölmez.
Ölen o kapıcı ailelerinin o evlere yerleştiklerinde duydukları sevinci düşündüm, “devletin yaptığı sağlam ve güvenilir evlere” yerleştiklerine, “hayatlarını kurtardıklarına” inanmışlardı herhalde.
Devlet, onları öldürdü.
Biliyorum ki bunun siyasi bir bedeli olmayacak, devleti yönetenlerin fevkalade pişkince açıklamalarını dinleyeceğiz, belki bir iki mühendis suçlanacak, olay kapatılacak.
Burada, yoksulları öldürürler.
Samsun’da evleri “dere yatağına” yaparak öldürdüler.
Uludere’de bombalayarak.
Yoksulları öldürürler burada.
Hesabını bile vermezler.
Aldırmaz, geçer giderler.
“Ortadoğu’da kuracağımız büyük imparatorluğun” hayallerini dinleriz, olmazsa bir tepe bulur oraya Ortadoğu’nun en büyük camiini dikerler, çabuk unuturlar ölüleri, kimse onlara hatırlatmaz.
“İnsanları öldürmüştünüz, ne oldu” demez.
Devlet… İnsanların canını emniyete almak için bulunmuş bir yapı bu, insanların içinde boğularak öleceği evler yapıyor.
Niye dere yatağına yaptılar acaba binaları?
Dere yatağına yapılan binalarda insanların öleceğini bilmemeleri imkânsız, bunu bile bile niye yaptılar?
Niye başka bir arazide değil de orada?
Dere yataklarından en az yüz metre ötede olması gereken binalar niye yatağın içine inşa edildi?
Bakanın ilk açıklamalarını okudum, “devletin hiçbir suçu olmadığını” öğrendim.
Suç, taşan derede herhalde.
Suç, devlete güvenip de o evlere yerleşen yoksullarda belki de.
Ama devlette değil, hükümette değil, bakanda değil, bakanlıkta değil.
Yoksullar ölür bu ülkede.
Öyle birer ikişer değil, yüzer yüzer ölürler.
Son altı ayda 366 işçi, iş kazalarında öldü.
Her gün ortalama iki işçi ölüyor.
Her gün.
Dünya kendi çevresindeki dönüşünü her tamamladığında biz iki işçiyi ölümün kucağına bırakıyoruz.
Yıllardan beri sürdürüyoruz bu düzeni.
Atölyeler patlıyor, tersaneler yanıyor, madenler çöküyor.
Devlet aldırmıyor.
Yoksullar ölür çünkü.
Düzeni böyle kurmuşlar, değiştirmezler, yoksulları öldürmekte büyük para var çünkü, yoksullar ölüme, paralar zenginlerin cebine akıyor.
Devlet yönetenlerin umurunda mı yoksullar?
Uludere’de bombalayarak öldürdüler de hesabını vermediler, dere yatağında boğduklarının mı hesabını verecekler?
Kapıcı çocuklarının boğularak öldüğü o binaların açılışını bizzat bugünkü bakan yapmış, açılıştaki konuşması, “Dünyayla kucaklaşan Türkiye” diye başlıyor.
Nasıl kucaklaşıyorlarsa dünyayla arada yoksul çocuklar ezile ezile ölüyor.
Büyük bir propaganda sistemi kurmuşlar, ruhunu satmaya hazır olanları sistemlerinin içine toplamışlar, insanlar öldükçe sistemleri tef çalıp “yok bir şey, yok bir şey” diye türkü söylüyor.
Uludere’de “yok bir şey”, Tuzla tersanelerinde “yok bir şey”, dere yatağında yapılan evlerde “yok bir şey”, patlayan atölyelerde “yok bir şey”, çöken madenlerde “yok bir şey”.
Ne var peki?
“Türkiye büyük devlet” var, Osmanlı imparatorluğu var, “Ortadoğu’ya biz nizam vereceğiz” var, “ecdadın yaptığından daha büyük” cami gösterişi var, fiyakalı nutuklar var, dalkavukluk edebiyatının en yağlanmışları var, pişkinlik var, yüzsüzlük var.
O kadın nasıl çırpınıyordu orada…
Nasıl ağlıyordu.
“Çocuklarım içerde” diye bağırıyordu.
Korkunç bir gürültüyle gelen sel sularına kapılan o çocukların hesabını verecek mi kimse?
Vermeyecek.
Güzel nutuklar dinlersiniz.
Bir iki acıklı şiir belki.
Devletin vereceği budur.
Bir de tazminat öderler belki ölenlerin ailelerine, daha sonra “sorumluların” bulunmasını isteyen insanları azarlamak için, “parasını verdik ya daha ne söyleniyorsunuz” demek için.
Yoksulları öldürürler burada.
Yoksul ölümlerinden nutuklarına süs yaparlar.
Çocuklarının hesabını soran çıkarsa önce azarlar, sonra mahkemeye verir, sonra hapse gönderirler.
Bir iki güne kalmaz, “kabahatin ölenlerde olduğunu” okuruz.
Devlet kabahatli olacak değil ya, elbette ölen yoksullar kabahatli, yoksul oldukları için kabahatliler, öldükleri için kabahatliler.
Evleri dere yatağına yapmışlar.
Törenlerle açmışlar.
Övünmüşler.
Karadeniz’de “yağmur yağacağı” hiç akıllarına gelmemiş nedense, derelerin taşacağını hiç düşünmemişler.
Niye oraya yaptılar acaba, devletin arazisi miydi orası yoksa birisinden mi satın aldılar, niye dere yatağını seçtiler?
Kendileri oturmayacağı için herhalde.
Onlar oturmayacak, paşalar oturmayacak, zenginler oturmayacak, yoksullar oturacak orada, “yap gitsin o zaman.”
Yoksulları öldürürler burada, bazen bombalarlar, bazen madenlere gömerler, bazen atölyelerde yakarlar, bazen de sel sularına atarlar.
Bir imparatorluk kurmaya hazırlanıyorlar, en büyük camiiyi yapıyorlar, daha ne yapsınlar?
Bir de yoksulları mı kurtarsınlar?
Yoksul onlar, yoksullar ölür burada.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018