Ahmet TAŞGETİREN
Özgür Özel, 18-19 Mart operasyonundan bu yana “Millet İradesine sahip çıkıyor” temalı 45 miting yaptı.
Saraçhane’de başlayın miting maratonu, bugünlere kadar devam edebilir, bu sayıya ulaşabilir miydi? Sanırım hiç kimse bu kadarına ihtimal vermiyordu.
Mitinglerin özü “Ekrem İmamoğlu’na yönelik haksızlık iddiası”sıydı. Dört aydır bu tema etrafında Özgür Özel kitlelerle buluşuyor, konuşuyor, konuşuyor.
Mitingler devam ettikçe sanırım herkesin zihninde iki soru belirmiştir: Bir, “Özgür Özel’in nefesi bu tempoya yeter mi?” iki, “İmamoğlu heyecanı sürdürülebilir mi?”
Özgür Özel’in nefesi yetiyor, İmamoğlu ile ilgili “duygu potansiyeli” de düşmüyor.
Ancak yine de bazı sorunlar var:
Bunlardan biri, “Ya İmamoğlu çıkamazsa…” ihtimalidir. İktidar çevrelerinde İmamoğlu’nun çıkamayacağı, çıksa bile diploma iptali sebebiyle Cumhurbaşkanı adayı olamayacağı kanaati yaygın. Şu konuşuluyor: “Bunca yargı yıpranması göze alındığına göre, bu operasyona karar verenler operasyonlardan sonra meydana daha güçlü çıkacak olan İmamoğlu’na yolu açmazlar.”
Bu ihtimal, Özgür Özel ya da İmamoğlu tarafından ne kadar önemseniyor, sorusu var.
Son olarak İmamoğlu’na “Çıkamazsanız”, Özel’e de “Ya çıkamazsa…” ihtimali soruldu. Özel, bu ihtimali “O zaman bakarız” diyerek cevaplandırdı, İmamoğlu ise “Misyon başka bir ismin etrafında ittifak kurularak devam eder” şeklinde cevaplandırdı.
“Çıkamama ihtimali”nin hem İmamoğlu’nun hem Özel – CHP yönetiminin üzerinde düşündüğü bir konu olduğu açık. İçerdekilere “terkedildik” kaygısı yaşatmama ve çözülmelere kapı aralamama adına Yargı operasyonunu göğüsleme temposu sürdürülecek belli ki. Kaldı ki bu süreç Özgür Özel’in “liderlik” yolculuğunu da olumlu anlamda besliyor.
“Çıkamama” ihtimali, kitlelerde ne ölçüde satın alınıyor, sorusuna gelince, ilginç olan şu ki hâlâ İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığında diğer adayların önünde gözüküyor.
CHP’nin önündeki bir sorun, İmamoğlu’nun yerine yeni bir Cumhurbaşkanı adayı bulmak. Mansur Yavaş mıdır o? İlk akla gelen isim o. Başkası mıdır, başkası üzerinde düşünüldüğünde Mansur Yavaş’la ilgili gelişme ne olur? Başından beri kendisine ilişkin bir iddiası olmadığı vurgusu yapan, ancak siyasi kulislerde ismi denklem içine konan Özgür Özel’in liderliğinin sınanacağı bir alan o olacaktır.
Asıl zorluğun ise “İTTİFAK” meselesinde odaklaşacağı açıktır.
Belli ki o iş, “İttifaksız” olmaz. Yüzde 38’le birinci parti olsanız da ittifaksız olmaz. Onun raconu yüzde 50 artı 1’dir. Ve herkes oyların reel dağılımına bakıldığında o rakam için ittifak yapmaya mecburdur.
O sancıyı Cumhurbaşkanı Erdoğan da çekti, yeniden aday olabilirse yine çekecek. “Cumhur İtitfakı” ona güven veriyor. “DEM’i de halkaya alabilirsek”in hesapları da var.
Erdoğan’ın ya da Cumhur İttifakının alternatifi belli ki Ana Muhalefet olarak CHP etrafındaki oluşumlarla ete kemiğe bürünecek. O yapılaşma Cumhur İttifakı kadar garantili değil.
“Millet İttifakı” denemesi, yeniden yapılabilirliği ayrı, o ilk denemede de ne CHP’yi ne de paydaşlarını tatmin etti.
Ancak “ittifaksız” olmayacağına göre CHP nasıl bir ittifakı arayacak ve onu nasıl inşa edecek?
İmamoğlu son olarak cezaevinde Fatih Altaylı’ya verdiği mülakatta “Çıkamazsam…” ihtimalinin peşinden “İttifak”ı gündeme getirdi. Hoş, çıkıp aday olabilseydi de “ittifak” araması beklenirdi.
Özgür Özel, miting konuşmalarında kendilerini “sosyal demokrat” olarak tanımladıktan sonra “Muhafazakâr demokratlar, Kürt demokratlar, milliyetçi demokratlarla birlikte hareket edebileceklerini” söylüyor.
Kimdir bunlar, hangi siyasi yapılarda partileşmiş durumdalar ve ittifak hangi formül içinde gerçekleşecek?
Bu işin hiç de kolay olmadığı, yarışın son metreleri dahil bütün safhalarında kırılma riski taşıdığı Millet İttifakı tecrübesiyle yaşanmıştır.
Bu işin “Patron biziz” psikolojisi içinde ilerleyemeyeceği de bellidir.
Bu işin, CHP adına medyaya yansıyan değerlendirmelerde ciddi riskler taşıdığı da hesaba katılmalıdır.
Haftalar boyunca mitingleri sürdürmek kolay bir şey değil elbet, ama kitlelerdeki muhalefet duygusu üzerinden gerçekleşen bu eylemler gene de , ittifak pazarlıkları yanında taşınabilir şeylerdir.
“Turpun büyüğü heybede” lafı bir siyaset dili haline geldi ya, asıl turpun büyüğü, partiler arası pazarlıklardaki çetinliktir.
Özgür Özel’in miting meydanlarında söylediği gibi iktidar kasımda seçime gitme kararı alsa, “CHP hangi ittifak zeminini hayata geçirebilecek?” sorusu ortada duruyor. “Nasıl olsa kasımda seçime gitmezler” düşüncesi belki de ittifakları henüz gündeme almama rahatlığını veriyor CHP’ye… Ama o iş hangi zamanda gündeme gelirse gelsin çok çetin bir iş.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025