Ahmet TAŞGETİREN
Gelecek Partisi ve DEVA ya da Davutoğlu ve Babacan. Yol almaya başladılar.
Epeyce bir süre “Birlikte hareket etseler ya” diye konuşuldu. Olmadı, yakınlıklar vardı, farklar da vardı. Farklar hakim oldu, ayrı yapılandılar. Şimdi ilerde bir zaman “birlikte hareket edebilirler mi?” diye konuşuluyor. Bir umut, siyasi konjonktür zorlar şu olur bu olur çok farklı olanlar bir araya gelebiliyor, onlar da yan yana gelebilirler.
Ama halen farklar fark ediliyor. Muhtemel ki siyasi yürüyüş farkları daha çok öne çıkaracak.
Şu anda en azından mevcut iktidara, daha doğrusu iktidarın sembol ismi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı bir “Söylem farkı”nın oluştuğu söylenebilir.
Davutoğlu daha sertti, hedefi daha netleştirmişti, Pelikan’dan Cumhurbaşkanı’na varmıştı uzunca bir zamandan beri ama, özellikle Şehir Üniversitesi’nin “Cumhurbaşkanı’nın imzası ile” kapatılması Davutoğlu’nu “tepki dilinde” daha bir üst kademeye taşımıştı.
Hatırlıyorum, bir kere de yazdım, merhum Erol Olçok anlatmıştı, “Cemaat örtülü çalışıyordu, farkındaydık, cemaat olarak biliniyordu, onu ortaya çıkarmak istedik, bunun için de en hassas oldukları alanda üzerlerine gittik, dershaneleri kapattık, o zaman savaş için ortaya çıktılar” demişti. Yani “Dersane kapatılması”nı cemaatin tüm yapılanmasını ortaya çıkarmak için stratejik bir vuruş olarak nitelemişti. Erol Olçok yok, ama acaba iktidarda bir akıl, Şehir Üniversitesi’ni kapatarak Davutoğlu’nu can evinden vurmak ve tepki dozunu yükseltmek gibi bir hesabı mı yaptı, diye düşünmek yadırgatıcı gelmiyor.
Ama Şehir Üniversitesi’ni kapatmanın bir tepkisi olmayacak mıydı? “İslami kesim” dediğimiz alan, böyle bir kırıma duyarsız mı kalacaktı Cumhurbaşkanı Erdoğan hatırına? Davutoğlu nasıl bir tepki verirse makul seviyede olacaktı?
Bu sorular sorulabilir.
Mesela Ali Babacan da tepki gösterdi Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına. Şu mesajı yayınladı: “Şehir Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanı Kararı ile kapatıldığını öğrenmenin büyük üzüntüsünü yaşıyorum. Yaşanan süreç tamamen hukuk dışı ve iktidarın hasmane tutumundan ibarettir. Şehirli tüm arkadaşlarımın okullarını yaşatmak için gösterdikleri çabayı saygıyla selamlıyorum.”
Davutoğlu’nunki şüphesiz çok daha vurgulu, daha önemlisi öfkeli idi. Davutoğlu açıkça şunu söyledi: “Cumhurbaşkanı iyi ama çevresi kötü aldatmacasının daha fazla savunulacak hali kalmamıştır. Türkiye’deki adaletsizliğin, hukuksuzluğun, yasakçılığın, baskının, kötü yönetimin sorumlusu bizatihi Erdoğan’dır; çünkü çevresini bu odaklarla dokuyan da bizzat kendisidir.”
Davutoğlu’nun bu sözleri Ruşen Çakır tarafından Ali Babacan’a soruldu. Babacan cevaben “Şahıslarla bizim derdimiz yok. Hesaplaşmamız yok. Rövanş peşinde değiliz. Hedefimiz ne AK Parti’dir, ne Sayın Cumhurbaşkanıdır. Bizim derdimiz Türkiye’nin geleceğidir” dedi. Babacan’ın cevabında, “Sözümüzün toplumun her kesimine ulaşmasını istiyoruz” gibi bir cümle de vardı.
Ben Babacan’ın bu son cümlesini partinin daha önce de iade edilen “hedef kitle olarak toplumun her kesimiyle iletişim” yaklaşımı ile bağlantılı olarak okuyorum.
Eleştiri yok mu Babacan’da, tabii ki var, eleştiri olmadan farklı siyasi yapı kurulur mu? Eleştiri var, çok, ama sanki “polemikten kaçınma” da var. Belki bu da “insan karakteri” ile bağlantılı bir şey. Hani kimse Babacan’dan polemik beklemiyor, dense yanlış olmaz.
Yukardaki sözler, belli ki “Babacan’dan Davutoğlu üslubuna bir rezerv”dir. Parti bünyesinde “Ak Parti’ye oy veren, daha doğrusu Cumhurbaşkanı’na coşku ile bağlı olan kitlelerle iletişimin kopması endişesi” değerlendirilmiş olmalıdır. Bekir Ağırdır’ın “Ak Parti çaydanlığı fokur fokur kaynıyor ama yeni partilere yağmur olarak düşüp düşmeyeceği belli değil” sözü, ya da “Ana partilerine mesafe koyup gri alana giren seçmenler henüz hangi partiye yöneleceklerini belirlemiş değil” tarzındaki değerlendirme not edilmiştir. Oradan da “daha ılımlı – her toplum kesimine ulaşacak esneklik” gibi bir yaklaşım çıkmıştır.
Davutoğlu’nun tercih ettiği söylem de bir stratejinin ürünü olmalıdır. “Düşük profilli eleştirinin kesmediği toplum kesimlerine ulaşmak” da bir yaklaşımdır. Belki başka sebepler…
Her iki parti yol alıyor. İki partinin söylemlerinin Ak Parti tabanında da farklı toplum kesimlerinde de yakından izlendiği bir gerçek. Geri bildirimlere bakarak herkesin yol haritasında düzeltmeler yapması da tabii. İzleyeceğiz, değerlendireceğiz.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025