Atilla YAYLA
Geçenlerde medyada yer alan bir haberden öğrendik ki, Yüksek Öğretim Kurumu Disiplin Yönetmeliği'nde yapılan bir değişiklikle, öğrencilere yönelik olarak 'önleyici okuldan uzaklaştırma' uygulaması tesis edildi. Disiplin yönetmeliğinin 'Soruşturmanın Yapılış Şekli' başlıklı 14. maddesine eklenen yeni bir fıkrada 'Soruşturmacılar, zaruri gördükleri takdirde, soruşturma süresince, soruşturulan öğrencilerin yükseköğretim kurumu binalarına girmesinin yasaklanması hususunda karar verilmesini disiplin soruşturmasını açmaya yetkili merciden isteyebilir' dendi. Ayrıca, yükseköğretim kurumlarında izinsiz afiş ve pankart asmak zaten yasakken, izinsiz bildiri dağıtmak da yasaklar arasına alındı.
İlgili yönetmelikteki bu değişiklikler özgürlük teorisi ve hukukun hâkimiyeti açısından gayet problemli. Önce özgürlük açısından bakalım. Üniversitelerin akademisyenlerin ve öğrencilerin kendilerini en özgür hissettiği yer olması gerekir ve beklenir. Üniversitelerde hiç kimse fikirlerinden, siyasî görüşlerinden, hayat tarzından, kıyafetlerinden, başkalarının haklarını ihlâl etmeyen davranışlarından dolayı mağdur edilmemeli. Her çeşit çiçek üniversitelerde açabilmeli, var olabilmeli, yaşayabilmeli. Öğrenciler her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkına sahip olmalı. Afişlerle, pankartlarla ve bildirilerle bunu yapabilmeli. İstiyorlarsa forum düzenleyebilmeli. Üniversite idarelerinin bunlarla ilgili regülasyonları bu hakların özüne ve kullanımına esastan bir zarar vermemeli.
Bu bakımdan üniversitelerin çoğunun doğru yani yeterince özgürlükçü bir noktada durduğu maalesef söylenemez. İdareciler, istisnalar dışında, öğrencilerin sadece dersleriyle ilgilenmesini, ortalama tarzları benimsemesini ve yansıtmasını, siyasî pozisyon geliştirmemesini ve siyasî faaliyet yürütmemesini istiyor. Bu amaca uygun olduğunu düşündüğü bir yönetim tarzına başvuruyor. Özgürlüğe zarar verici 'tedbirler' alıyor. Meselâ, afiş asılmasını ve pankart taşınmasını idarenin iznine bağlıyor. Toplantı yapılmasını, dışardan davetlilerin gelmesini imkânsız kılacak ölçüde kısıtlıyor. Toplantı duyurularını da mutlaka da izinle yaptırtıyor.
Ancak, bütün bunlar hem amaca ulaşılmasını sağlamıyor hem de özgürlükleri haksız yere kısıtlıyor. Daha garip bir şeye de sebep oluyor: Okullarda marjinal ama örgütlü ve kararlı grupların afiş asma, pankart taşıma ve bildiri dağıtma gibi eylemlerde tekel olmasına katkı sağlıyor. Her üniversitede öğrencilerin ezici çoğunluğu her ne yapacaksa kurumunun kuralları çerçevesinde yapmaya gayret ettiğinden ağır şartları aşıp, gerekleri karşılayıp, tek başına veya grup olarak faaliyet yürütemiyor. Radikal gruplar ise, kuralları zaten takmadığından, ne isterse onu yapıyor. Böylece, radikal gruplar ile üniversite yönetimleri arasındaki niyet dışı dolaylı işbirliği, radikal grupların tekel oluşturmasını sağlıyor. Oysa, doğru olan, afiş, pankart, bildiri gibi şeyleri izne bağlamamak ve kantinler başka olmak üzere birçok panoda bunlar için serbest alanlar açmak.
Bahsettiğim disiplin yönetmeliğine eklenen 'önleyici okuldan uzaklaştırma' aynı zamanda hukukun hâkimiyetine aykırı. İlk olarak, bu yaklaşım, öğrenciyi kamu görevlisi gibi görme eğilimini yansıtmakta. Bilenler bilir, memurlukta böyle bir uygulama var. Nitekim, ben de bu düzenlemeden nasiplendim. Ancak, aynı şeyin öğrenciye uygulanması hem yanlış hem anlamsız. Bu, öğrencinin suçu ispatlanmadan adeta suçlu ilân edilmesi anlamına geliyor. Yani, bir anlamda, masumiyet karinesini ihlâl ediyor. Ayrıca, kötüye kullanılmaya çok elverişli. Öğrenciler açısından telafisi zor mağduriyetler doğurabilir. Kaldı ki, bana göre, her üniversitenin kendi disiplin yönetmeliğini kendisinin yapması yerine merkezî bir düzenlemeye gidilmesi de tuhaf ve her merkezileşme gibi özgürlüğe zarar verici. Bununla beraber, YÖK Başkanı'nın bu sözüm ona 'tedbir'in yönetmeliğe girmesi için üniversitelerin ısrar ettiğini açıklaması, bir adem-i merkezileşmenin üniversitelerde öğrencilere daha fazla özgürlüğü garanti etmeyebileceğini gösteriyor.
Bu satırları okuyan kimi üniversite yöneticileri üniversite idaresinden anlamadığım hâlde ahkâm kestiğimi söyleyebilir. Doğru, idareciliği beceremem, ama idarecileri rahatlatacağına ve özgürlüğü genişleteceğine inandığım öneriler geliştirebilirim. Önleyici okuldan uzaklaştırma denilen garip fikri unutalım. Üniversitelerde afiş asmayı, pankart taşımayı ve bildiri dağıtmayı izne bağlamayalım. Nerelere afiş ve pankart asılabileceğini, bunları yapmayı anlamsız kılmadan, regüle edelim. Buna tahsis edilen yerlerden herkes, her grup serbestçe yararlansın. Tahsis edilen yerlerin dışına asılan afiş ve pankartları görevliler sakin bir şekilde toplasın. Bildiriler ise, istenen her yerde dağıtılabilsin. Göreceksiniz, bunlar yapılınca üniversiteler daha huzurlu ve daha özgür hâle gelecektir. Denemeye değmez mi?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019