A.Turan ALKAN
Diyarbakır’ın Ofis semtinde bir öğrenci yurdundaki Atatürk büstünün bir grup genç tarafından kafası kırılarak aşağıya atılması ve kafayla top oynarken çekilen fotoğrafların gazetelere yansıması dikkatimi çekti. Bir grup kendini bilmez delikanlının densizliği gibi görünmüyor.
Böyle şeyler unutulmaz, bir kenara yazılır; her ne kadar Ergenekon ve Balyoz davalarından sonra askerî vesâyet geriye çekilmiş, sivil otoriteye râm olmuş gibi görünüyorsa da, ‘büyük resim’e dair ayrıntılarda askerin hâlâ etkili ve yönlendirici olduğunu düşünüyorum. Meselâ Aynü’l-Arab’daki (Kobanê) IŞİD-PYD çatışmasına Türkiye’nin ‘gözlemci’ kalmasında da hükûmet kararından ziyade askerî bürokrasinin etkili olduğu gibi bir kanaat var bende; kezâ, hükûmet ve PKK kanadından gelen çelişki hamlelerle gittikçe karmaşıklaşan ve ümitsizlik noktasına doğru sürüklenen çözüm sürecinde sadece sivil otoritenin belirleyici olduğuna inanmak gitgide zorlaşıyor. PKK artık saçmalık noktasına varan okul yakma, şantiye basma, güvenlik güçlerini tâciz, kalekolları engelleme ve normal zamanlarda olsa devlete karşı kalkışma olarak okunacak molotoflu protesto eylemleriyle askerlerin ihtiyatlılık yaklaşımına kendi eliyle malzeme taşır gibi davranıyor.
Çözüm sürecini dışarıdan birilerinin baltalamasına gerek yok; taraflar, “bu sürecin ucu karanlık” diye düşünenleri güçlendirircesine mantığa ters düşen garip yaklaşımlar içindeler. ‘Türk derin devleti’nin hükûmeti istikrarsız, kararsız ve kafası karışık gösterme çabasını bir yerde anlamak mümkün; PKK’nın gerçekte neyi murad ettiğini anlamak zor. Çözüm safhasında hükûmeti daha net adımlar atmaya zorlayacak demokratik talepleri savunmak yerine Rojava’daki otonom Kürt yönetimine Türk desteğini olmazsa olmaz cinsinden bir dayatma haline getirmesi, işi Türkiye’nin PYD’ye ağır silah yardımı yapacak absürdlüğe kadar vardırması, basındaki “kripto” Kürtçüleri seferber ederek Türkiye’yi Rojava’yı himâyeye zorlaması, denklemi anlaşılmaz hale getiriyor. Bu gibi garip ve izahı zor adımlarla kör-topal yürüyen çözüm sürecine askerlerin soğukkanlı ve mesafeli yaklaştığı ve 2007’deki o meşhur dijital muhtıradan beri askerlerin siyasî belirleyiciliğinin en üst seviyeye çıktığı bir gerçek.
İktidar 2007’deki meşrûiyet ve millî iradenin tabii uzvu olmak noktasından gitgide uzaklaşarak kendini zayıf düşürdü. Seçmen desteği itibarıyla tarihinin en parlak günlerini yaşamasına rağmen toplumsal ve hukukî meşruiyeti gitgide zayıflıyor. Devlet kadrolarında partizan kurumlaşma hamleleri birbiri ardına geldikçe meşrûluğu sorgulanıyor. Devlet, hızla bir parti devleti haline dönüştürülmekte. Güçler ayrılığı prensibi delik-deşik edilerek fiilen başkanlık sistemine geçildi. Bugün için sadece Cemaat mensuplarının canını yaktığı için çoğu çevrelerin görmezden gelip “oh olsun” diyerek geçiştirdiği keyfî hükûmet tasarruflarının, yarın herkesi tehdit edecek bir korku rejimine dönüşmesi an meselesi. İşte bu zaafiyet, iktidar yanlılarınca “gücün zirveye ulaştığı yer” diye yorumlanırken dünya kamuoyunda iktidar, demokratik basiretini israf ederek ayakta durmaya çabalayan şaibeli bir yönetim gibi algılanıyor. Özür dilemiş olmasına rağmen Joe Biden’in suçlayıcı sözlerinin de kayıtlara geçtiği unutulmamalı. Bu tatsız intibâlar da bir yerlere yazılıyor olmalı.
Hükûmetle ilgili fikirlerim mâlum; eleştirici bir noktadayım fakat ‘sivil siyâset’in Türkiye’deki geleceği hakkında ciddi endişelerim var. İktidar, yelken-yepelek gidişatıyla kendisinden sonrası için sivil siyâset alanlarını tahrip ediyor. O mâhud, “Bu siviller her işi berbad eder, yine biz düzeltiriz” yaklaşımının değirmenine su taşıdığını gördükçe hayal kırıklığına uğruyorum ve iktidarda ‘sivil siyâset’i esirgemek yolunda bir firâset görmediğim için bedbînim.
Daha açık nasıl yazılır; gerisi şom ağızlılık olur! Birileri doğuda okul yakıp, Atatürk büstüyle futbol oynarken sizin burada gece yarısı okul bahçesine dozer sokmanıza aldırış etmiyorum; aldırış ettiğim o menhus ihtimâldir! [email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016