Burhanettin DURAN
CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu 25 günlük yürüyüşünü pazar günü bir mitingle Maltepe'de tamamladı. Miting konuşmasında iktidara ilettikleri on talep karşılanmadıkça "sokakta" olacaklarını ve "korku duvarlarını yıkacaklarını" söyleyen Kılıçdaroğlu'nun mesajı net: "Ne yaparsa yapsın Erdoğan 2019'da gidecektir. Ve 9 Temmuz yeni bir adımdır, yeni bir iklimdir, yeni bir tarihtir. 9 Temmuz yeni bir doğuştur."
Önce 9 Temmuz meselesinin sembolizminden başlayayım, sonra taleplerin ve söylemin analizine geçerim. Malum, hain darbe girişimi olmasaydı temmuzu siyasi hayatımızın nispeten sakin bir ayı olarak görebilirdik. Gerçi Türkiye gibi tarihi, coğrafyası ve demografisi hareketli bir ülkenin önemli olaylara tanık olmamış bir ayını bulmak ne mümkün. Cumhuriyet tarihinin seyrine baktığımda sembolizmin önemli olduğunu ve üç olayın öne çıktığını gördüm:
Lozan antlaşmasının imzalanması (1923), çok partili siyasi hayata geçiş (1946) ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi. İlki, Türkiye'nin bir ulus-devlet olarak uluslararası sistemde varlığını ilan etmesi.
İkincisi, hileli seçimler olsa da demokrasiye geçişin "aksak" ilk adımı. Üçüncüsü de çok partili hayatımızın en kritik olayı, yani tankların önüne yatan bir milletin seçilmiş siyasetçilerine, dahası kendi kaderine sahip çıkması. İlk defa milletin sokaklara çıkarak bir darbe girişimini boğması.
İşte CHP ve Kılıçdaroğlu "adalet" iddiasıyla çıktığı yürüyüşte bu denli sembolik önemi olan 15 Temmuz'un karşısına temmuzun başka bir gününü, 9'unu koyuyor. Hem OHAL'in ilan edildiği 20 Temmuz'u sivil darbe ilan ederek... Hem de 15 Temmuz darbe girişimini "kontrollü darbe" şeklinde niteleyerek... Evet, Kılıçdaroğlu 15 Temmuz için de yürüdüğünü söylüyor. Ancak kendileri için "adalet istedikleri" sadece "mağdurlar ya da gazeteciler" değil. Çok büyük çoğunluğu darbe ya da terör suçlusu olarak yargılanan FETÖ, PKK ve DHKP-C mensupları.
"Yaşadığımız dönem 1940'ların dikta Hitler yönetimi gibi" diyerek yargıdaki "adalet aksaklıklarını" değil, darbe girişiminin "yargılanma sürecinin tamamını" mahkûm ediyor. Bu sembol kavgasından CHP'nin başarılı çıkması mümkün değil. Zira karşısına aldığı 15 Temmuz gecesindeki milli irade sembolizmi ve bunun taşıyıcı aktörü de Erdoğan. CHP'nin yürüyüşüne bazı yorumcular büyük bir siyasi anlam atfediyor. Bu yürüyüşle, artık "Türkiye'nin değişmeye başladığı," "Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin tek lideri olduğu" ve "iktidarın 2019 hesaplarının bozulduğu" öne sürülüyor.
Muhalefetin etkin siyaset yapmasının demokrasimize katkı sağlayacağını düşünsek bile bu abartılı yorumlara katılmıyorum. Kılıçdaroğlu CHP'deki genel başkanlığını pekiştirse de partisini sokak siyasetine çekerek marjinal ve provokasyona açık bir hale de getirdi. CHP yürüyüşünün taleplerine ve siyasi söylemine bakıldığında ise temel gayenin 2019 seçimlerinde Erdoğan karşısında bir blok oluşturma çabası olduğu anlaşılır. "Saray," "diktatörlük" ve "Erdoğan'ın korkusu" temaları bunun açık işareti. "Erdoğan'ın 2019'da gitmesi" için Kılıçdaroğlu gelecek seçimlerin "kutuplaşmasını" şimdiden üretti. "FETÖ ve PKK terörü ile mücadelenin" karşısında "yargılanan herkesin adaleti"... 15 Temmuz'un "milli direnişi" karşısında 9 Temmuz'un "diktatörlük karşıtı" eylemleri... Nitekim Batı medyası da söz konusu kutuplaşmanın içini doldurmakla meşgul.
ABD ve İngiliz basını yürüyüşü ve mitingi "Erdoğan'a karşı meydan okuma, güç gösterisi" olarak nitelerken Alman medyası Kılıçdaroğlu'nu "halk kahramanı" ilan ediverdi. Ne diyelim, CHP 15 Temmuz'un birinci yıldönümünde Erdoğan'a muhalefet adına bu ortak meşruiyeti karşısına alan bir sembol ve söylem üretti. Millet nezdinde temmuzun hangi günü daha değerli sizce; 15'i mi, 9'u mu?
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020