Cengiz AKTAR
Kürt barışıyla birlikte siyasî şizofreninin tavan yaptığı bir memlekette yaşıyoruz. Salı günü polis eşliğinde Başbakan’ın “Kışla AVM”sine hazırlık için Gezi Parkı imhası başladı. Perşembe sabahı saat 5:00’te beklenen oldu. Gezi Parkı’nın yıkımına karşı gösterilen toplumsal hassasiyetin iktidar ve emrindeki teşkilâtı kat’iyen hedeflerinden döndürmeyeceği açıktı.
Geçen cumartesi Cumhurbaşkanı İstanbul’da Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’nun (FIDH) önünde konuşurken dışarıda polis biber gazını protesto edenlere gaz sıkmakla meşguldü. Devasa bir panzer artık Galatasaray Lisesi önünden eksik olmuyor. Çarşamba devletin ve hükümetin tepesi, yeni ve de “Sünnî” köprüsünün temel atma töreni münasebetiyle inşaat histerisini, çevre düşmanlığını ve esas “halka rağmen halk için hizmet” inadını dünya âleme ilân etti. Olabilecek en sert dille!
Siyaset ve devlet bir yandan “eski düşman” Kürtlerle barış tesis etmenin yollarını ararken iktidar başka toplum katmanlarını düşman ilân etme eğilimi taşıyor. Kendini tanımlamak için illâki bir ötekiye, bir taze düşmana ihtiyacı var sanki. Oysa bu, bugüne kadar karşıtlık ve düşmanlıklar üzerinden yapılan otoriter siyasetin dili. Kürt barışıyla ölümcül bir darbe aldı bu siyaset yapma biçimi, düştüğü yerden kaldırmaya çalışmanın bir âlemi yok.
Aksi takdirde bu virüs barışa da bulaşacak.
Mühendislik hataları
Toplum mühendisi olabilmek için biraz hendese bilmek gerek. Başmühendisliğin iki çalışmasını ele alalım: doğumcu (natalist) politika ve alkol kısıtlaması. İkisi de mühendislik hatalarıyla mâlul.
Alalım çocuk mühendisliğini: İnsanlar hele tüketimle haşır neşirlerse, kentleşiyorlarsa ve ücretlileşiyorlarsa daha az çocuk yapar. Bu sosyolojik kanundur, “çocuk yapılacak, yap” demekle olmaz. Verilere bakalım: BETAM’ın “Üç Çocuk Hayal” başlıklı araştırması açık: “Türkiye ‘demografik geçiş’ sürecini henüz tamamlamış olmasa da, bu sürecin sonuna yaklaşmış bir ülke. Nüfus artışı yüzde 1,2’e gerilemiş bulunuyor ve düşmeye devam ediyor. 2040’lı yıllarda nüfus artışının tamamen durması bekleniyor.” Diğer taraftan, doğumu yapay olarak teşvik edici politikaların Türkiye’nin verilerine sahip herhangi bir ülkede başarılı olduğu görülmüş değil. Sokağa atılmış para.
Gelelim alkol mühendisliğine. Neresinden tutsan yanlış bir hesap. Bütün iç ve dış veriler bu memlekette böyle bir sorun olmadığını açıkça gösteriyor. T24 KONDA’nın Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Ocak 2011 yönetmeliği sonrası yaptığı kapsamlı anketi Bekir Ağırdır’la değerlendirmiş. Bulgu ve veriler berrak, dindarlar da dâhil herkes arada biraz içiyor, derdini kuruntusunu unutuyor, kimse de içki içilmesinden rahatsız filan değil. Hepsi bu.
İkincisi, işin kazanç ve vergi kaybı boyutu. Küçük esnaftan, büyük turizmciye kadar herkesi ve sonunda Maliye’yi ilgilendiriyor.
Üçüncüsü, Defne Koryürek’in de altını çizdiği şahane tezat. Madem halk sağlığını koruma işini ciddiye alıyoruz “junk food” tabir edilen resmen ölümcül beslenme biçiminden ne haber?
Dördüncüsü, tüketim toplumunda hele kitlesel tüketimle yeni tanışan Türkiye gibi toplumlarda tüketime yasak koyulmaz, önalıcı tedbirler beyhude. Geçen gün Taraf’ta Ayhan Aktar’ın tüketim denizlerinde yüzen dindar yeni orta sınıfın “bi tadıverelim bakalım” demeden edemeyeceğini hatırlatan sosyolojik gözlemi vardı. Doğru, gittikçe bollaşan dünyevî nimet ve hazların karşısında nefse hâkim olmak kolay değil. Ramazan’da oruç açanların pek de İslâmî olmayan aşırı zengin sofralarda ettikleri iftarları hatırlayın. Türkiye’nin nasıl hızla obezleştiğini de...
Beşincisi, zorla güzellik olmaz. Zorla güzelliğin beyhude olduğunu en iyi Kemalist mühendisliğe mazur kalmış dindarlar bilir sanırdık.
Ve tabii Osmanlının yasağı... Mâlum üç gün derler!
Kanal İstanbul
Türkiye’nin tekseçicisi, tek kararvericisi, zamanında “cinayet olur” dediği köprüsünün temel atma töreni münasebetiyle yine toplumla ve doğayla sonuna kadar inatlaşacağının açık mesajını verdi: “Kanal İstanbul ile ilgili çok bağırıp çağıracaklar. Kervan yolda düzülüyor. Bizim çok işimiz var.”
Bütün Karadeniz, Marmara ve Ege’nin doğal dengesini değiştirecek bir Zihni Sinir projesinden “kervan yolda düzülüyor” diye söz edebilmek, projenin hiçbir ciddî etki değerlendirme analizi yapılmamış ve yapılmayacak demektir. Nerelerde seyrettiğimize bakar mısınız?
Bu projede iktidarın dişini kıracağını öngörmek zor değil. Kanal, Avrupa’nın gündemine giriyor. Avrupalı Yeşiller konuyu en üst seviyeye taşımak üzere harekete geçtiler. Her şeye rağmen Kanal’ı inşa edecek bir Türkiye devasa tazminat davalarıyla topyekûn Kanal’a gömülür. Bu kadar basit!
http://www.taraf.com.tr/cengiz-aktar/makale-cuma-notlari-29.htm
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020