Etyen MAHÇUPYAN
Başlık akla mizah yazısı getirebilir, ama öyle değil… Batılılar Erdoğan’dan gerçekten de memnun. Tabii ki bu cümleyi titiz davranıp ‘sorumlu mevkilerde bulunan tedirgin Batılılar’ diye düzeltmek gerek ve zaten meseleyi gerçek bağlamına oturtan önerme de bu.
Aslında etrafta görüp duyduğumuz Batılıların büyük çoğunluğu tam zıt telden çalıyor. Erdoğan’ı otoriterlikten diktatörlüğe uzanan bir çizgi üzerine yerleştirip Türkiye analizi yapıyorlar. Buna seçilmiş yanlışlar, yolsuzluk, kayırmacılık, hukuk ihlalleri gibi örnekler ekleniyor. Medya ise çoğu önyargılı ve saptırılmış haber ve yorumları gerçekleri bulandırmak, geneli kuşatan olumsuz kanaati beslemek için kullanıyor. Nihayet Erdoğan’ın sert beyanları veya gafları bu ‘yemeğin’ üzerine sos olarak dökülerek servis ediliyor ve ideolojik ‘çerez’ olarak da tüketiliyor.
***
Bu yaklaşım sadece medyaya has değil… Batı bürokrasisi ve siyaseti içindeki birçok kişi fazla düşünmeye ihtiyaç duymadan söz konusu anlatıyı benimseyip tekrarlıyor. Böylece ortaya kuşku duymayı gerektirmeyen bir ‘vaka’ çıkıyor: Erdoğan diye biri Kemalizm’in yanlışlarından da yararlanarak, dinci toplum ve rejim tasavvurunu gerçekleştirmek üzere siyaseti hegemonyası altına almış gözüküyor. Bu kişinin liderlik vasıflarına sahip olması, her seçimde yüzde elli civarında oy alması, bu süreçte gelişen orta sınıfın AK Parti’yi desteklemesi ise dinsel ve ticari çıkarların fırsatçılıkta buluşmaları olarak okunuyor. Böyle bakıldığında Erdoğan’a verilen destek demokrasi açısından ‘olumsuz’ bir unsur, çünkü giderek yozlaşan bir çoğunlukçuluğu demokrasi niyetine yaşatıyor. Erdoğan’ın liderlik yeteneği ise tehlikeli bir olgu, çünkü az bilgili ve fazla düşünmeyen bir kitleyi istediği yöne çekmesini sağlıyor…
***
Batı’da bugün bir saha çalışması yapılsa, yukarıdaki bakış açık ara önde çıkar. Bunun tarihsel ve psikolojik nedenleri olduğu açık. Çizilen Türkiye tablosu Batılılar için hiç şaşırtıcı değil. Onlar zaten gerçeğin böyle olduğunu düşünmeye yatkınlar. Batı için asıl şaşırtıcı olan Türkiye’nin aksi yöne, yani nitelikli bir demokrasiye yönelmesi olurdu. O nedenle AK Parti’nin 2011’e kadarki dönemine inanamayan gözlerle baktılar ve şimdi ‘meğer otokrasiye gidiliyormuş’ diyerek rahatladılar…
Ne var ki bütün Batılılar böyle değil ve ülke politikalarını saptayan zümre içinde aksi yönde düşünen çok sayıda insan var. Bunlar Erdoğan’dan ve AK Parti’den memnun. Beğendikleri veya sevdikleri için değil. Ama Türkiye’nin beğendikleri yönleri de var ve o özellikler Erdoğan’ın ‘kişiliğine’ veya niyetine atfedilen olumsuzluklardan çok daha önemli. Bu özellikler sürdürülebilir bir istikrarın sağlanmış olması ve Ortadoğu’dan gelen göçmenler önünde sahici bir tampon olabilme yeteneği.
***
Batı’daki aklı başında siyasetçi ve devlet adamları bu iki hususun Avrupa ve ABD için ne denli önemli olduğunu çok iyi biliyor. İstikrarsız bir Türkiye’nin Batı dışı dünyanın yönetilebilirliğini büyük ölçüde zora sokacağının farkındalar. Göçmenleri içine almak istemeyen bir Türkiye’nin de doğrudan Batı’nın yönetilebilirliğini zorlayacağı açık.
Ayrıca söz konusu Batılılar göçmenleri massedebilen istikrarlı bir Türkiye’nin ancak AK Parti ile ve bir biçimde Erdoğan’la mümkün olabileceğinin de farkındalar… Ne var ki aynı zamanda çok da tedirginler. Çünkü Erdoğan’ın psikolojisinin yapacağı tercihleri aklıselimden uzaklaştıracağından ürküyor ve bunun Türkiye’yi öngörülemez kıldığını düşünüyorlar. Sonuçta karşılarında her an istikrarsızlığa düşebilecek, ürettiği istikrarı kalıcı kılamayan bir ülke görüyorlar ama sürdüğü sürece o istikrardan da gayet memnunlar.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023