Fehim TAŞTEKİN
İsrail geçen cumartesi Yemen’in liman kenti Hudeyde’de soykırımcı pratiklerinden ürkütücü bir kesit sundu. Yükselen alevlerle tüm Orta Doğu’ya had bildirdiğini düşünüyor.
Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın sözleri, neyin hedeflendiğini anlatıyor: “Şu anda Hudeyde'de yanan ateş Orta Doğu'nun her yerinden görülebiliyor ve bunun önemi açık. İsrail vatandaşlarının kanının bir bedeli var. Bize saldırmaya cesaret ederlerse, sonuç aynı olacaktır."
Saldırıyı 9 ay gecikmeli gelen bir misilleme olarak gören İsraillilere göre İsrail başta İran olmak üzere bütün düşmanlara gözdağı verdi. F-35, F-16I Sufa ve F-15 jetler yakıt ikmali, komuta-kontrol ve istihbarat koordinasyonu gerektiren 1800 kilometrelik bir menzilde bombardıman yürüttü. Bir bakıma İran’ı vurmanın tatbikatı yapıldı. ‘Hudeyde’yi cehenneme çevirdiğimize göre 1500 km mesafedeki Tahran’ı da böyle vururuz’ mesajı verildi. Mesaj aynı zamanda Abraham Anlaşmaları ile İsrail’le ilişkilerini resmileştiren ya da buna niyetlenen Arap ülkelerine yönelikti. Onlara da “Sizin de düşmanınız olan güçlere karşı cezalandırıcı olabiliriz, bize güvenin” denildi.
***
Husilerin kontrolündeki Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin Gazze’deki soykırım operasyonuna karşı Filistinlilerle dayanışma için Kızıldeniz’de bazı gemileri hedef alması ya da İsrail’e füze ve SİHA fırlatmasından rahatsız olan Arap komşular Tel Aviv’in vermek istediği mesajın önde giden alıcıları ve yayıcıları olabilir. Fakat bu yol Yemen’e çıkmaz. Suudiler hemen saldırıyla bir ilgilerinin olmadığını ve hava sahasının İsrail jetlerine kullandırılmadığını açıklama gereği duydu. Fakat onların güdümünde Riyad’da lüks otel odalarından ‘meşruiyet’ iddiası güden ‘sürgündeki’ Yemen hükümetinin tepkisi, Körfez’deki başkentlerde hakim hissiyatı ele veriyor. Şark’ul Evsat’a konuşan bir yetkili, “İsrail ve İran’ı, Yemen'i ‘anlamsız’ savaşlarının sahası haline getirmemeye’ davet ediyor. Riyad’ın güdümündeki bu yapı, Husilerin direniş gücü Ensarullah’ı “haydut”, İsrail’e karşı eylemleri de “terör saldırıları” olarak niteliyor. İsrail’i de Hudeyde saldırısıyla “haydut örgütün konumunu güçlendirmek” ve “Husilerin yol açtığı insani krizi derinleştirmekle” eleştiriyor. Ama Husilerin sonunu getirebilse Amerikan, İngiliz ve İsrail saldırılarına canı gönülden razılar. Husileri bitirmek yerine onlara güç ve meşruiyet kazandırıyor. Esasen Suud destekli Yemenli yetkilinin bu yaklaşımı, Gazze’de soykırım devam ederken Biden yönetimiyle ‘İran’a karşı Amerikan koruması’, ‘nükleer teknoloji’ ve ‘gelişmiş silah’ karşılığında İsrail’i tanıma pazarlığına girebilen Riyad yönetiminin hassasiyetlerini yansıtıyor.
Ders verme düşkünlerinin ıskaladığı şey şu: Yemen’in sabırlı ve dirayetli insanları varlıkta ve yoklukta Arap onuru ve direncini temsil ediyor. Uzak tarih bir kenara Suudiler, Arap Yarımadası’nda kendi devletlerini kurarken yüzleştikleri Zeydi direncini, 1990’larda ve ardından 2014 sonrasında yeniden tecrübe ettiler. Bugün Suudiler ve Emirliklerin besledikleri bazı unsurlar genel Yemen algısını fazla zedelemez.
***
Amerikan-İngiliz donanma güçleri aylardır onlarca saldırıya rağmen Husileri durduramadı. İsrail de Hudeyde’de yakıt tankları, elektrik santrali ve sivil tesisleri vurarak Husileri sindirebileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Gerçi Husilerin yeni hamlelerine karşı kendi stratejik varlıkları etrafında teyakkuz ve alarm seviyesini yükseltmeleri caydırıcı olamayacaklarını anladıkları anlamına geliyor. Elbette askeri uzmanlar İsrail’in saldırı yeteneklerini ‘etkileyici’ bulabilir. 1985’te Tunus’ta FKÖ karargâhının vurulduğu Tahta Bacak operasyonundan bu yana bu kadar uzun mesafede bir ilk. O zamanki menzil 2060 km idi. Fakat mesele düşmanı etkilemek ve caydırmaksa ‘Direniş Ekseni’nin asimetrik savaş yeteneklerini geliştirmesine paralel olarak bunun işe yaramadığı ortada.
Evet, İsrail aynı anda 5 cephede savaşıp muzaffer çıktığı günlerin kazandırdığı caydırıcılığı arıyor. Ama nafile. Arapların içine sindirilmiş “İsrail’e dokunan yanar” korkusu en azından coğrafyanın bir kısmında etkisini yitiriyor. Askeri olarak ‘Demir Kubbe’ ile de tahkim edilen yenilmezlik ve dokunulmazlık miti yıkılıyor. İsrail’i Hudeyde saldırısı için harekete geçiren de Yemen’den atılan ‘Yafa’ isimli SİHA’nın yaklaşık 2 bin km yol alıp Tel Aviv’de bir kişinin ölümüne neden olmasıydı. Gazze nüfusunun 1947-1948’de sürüldüğü Yafa’nın kenar mahallelerinde kurulmuş Yahudi kolonisi Tel Aviv kenti; Demir Kubbe, Davud’un Sapanı ve Arrow sistemlerini aşan ‘Yafa’ ile vuruldu. “Hiçbir gücün eli İsrail’e uzanamaz…” diye başlayan tehdidin devamı başka türlü geliyor.
***
Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Yahya Seri, Gazze’deki saldırılar duruncaya kadar İsrail ve destekçilerine karşı operasyonların süreceğini açıkladı. “İşgal altındaki Yafa güvenli değil" dedi. Seri misilleme olarak Eylat kenti ve Kızıldeniz’de bir Amerikan gemisinin balistik füzelerle hedef alındığını belirtti. İsrail ise sadece bir füzenin karşılandığını kaydetti.
Yemen’den gelen atışların İsrail’e etkisi küçümsenemez. Her şeyden önce Eylat limanı iflas etti. Umman Denizi ve Kızıldeniz’deki saldırılar nedeniyle limana Asya pazarlarından gelen nakliye yüzde 85 düştü. Eylat limanı CEO'su Gideon Golber zararlarının 13.6 milyon doları bulduğunu belirtip kalıcı olarak kapanmaktan kaçınmak için hükümetten mali yardım istedi. Eylat (Umm el Raşraş) İsrail’in Asya, Afrika ve Körfez ülkeleriyle dış ticareti için kilit önemde. Buranın felç olması tedarik zincirlerini bozuyor. Gündüz Filistin’e ağlayıp gece İsrail’e çalışan Arap dostları Körfez limanları üzerinden kara bağlantısıyla İsrail’e can simidi oluyor. Yine de İsrail’de bazı sektörler tamamen felç oldu. Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı'nın rakamlarına göre Ekim 2023-Nisan 2024 arasında savaşın sadece askeri maliyeti 73 milyar dolar. Buna ticari kayıplar dahil değil.
***
İsrail’in Gazze, Lübnan ve Yemen’de yarattığı dehşetin kendine dönüşü basitçe ekonomik kayıplarla sınırlı değil. Uluslararası alanda kaybediyor. Meşruiyet sorunu ile hiç olmadığı boyutta yüzleşiyor. Buna daha pervasız saldırılarla yanıt veriyor. Ne zaman uluslararası alanda gayrimeşruluğunu tescil eden bir gelişme olsa gaddarlıkta bir seviye daha atlıyor. Refah’taki katliamlar Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) soykırımın önlenmesi yönündeki tedbir kararlarının ardından gelmişti. Hudeyde saldırısından önce de Divan, BM Genel Kurulu’ndan gelen hukuki görüş talebi üzerine İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığını ve Filistinlilere yönelik uygulamalarını hukuka aykırı buldu. İşgalin en kısa sürede son bulması ve zararın tazmin edilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca tüm devletlerin işgali tanımamak ve işgalciye yardım etmemekle yükümlü olduğu vurgulandı. Burada oklar ABD ve Almanya başta olmak üzere soykırımın ana finansörlerine gidiyor. İsrail hükümetinin kutsal kitaba ve mitlere dayanan “Yahudiler, Yahudi topraklarında işgalci olamaz” yanıtının hukuki değeri yok. Net olarak İsrail’in sınır tanımazlığı ve hukuksuzluğu dünya mahkemesi tarafından tescil ediliyor. Bu da kontrolsüzlüğünü artırıyor.
***
7 Ekim’den bu yana bu işin nereye varacağına dair spekülasyonlar birbirini kovalıyor. Saatler önemli ölçüde ABD’deki başkanlık seçimlerine ayarlanmış gözüküyor. Seçimin önde gideni eski Başkan Donald Trump ve başkan yardımcısı adayı James David Vance’in Orta Doğu’ya bakışı tamamen İsrail odaklı. Filistin, Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’e baktıklarında başat sorun olarak İran’ı işaretliyorlar. Trump dış politikada müdahaleciliğe karşı ‘izolasyon’ çağrışımı yapsa da mesele İsrail ise öngörü penceresi kapanıyor. Vance da Hıristiyan Siyonistler gibi İsrail’in varlığına kutsiyet atfediyor. Geçen mayısta Quincy Enstitüsü'ndeki konuşmasında, "Bu ülkenin vatandaşlarının çoğunluğu, kurtarıcılarının -ki ben kendimi bir Hıristiyan olarak görüyorum- Akdeniz açıklarındaki o daracık toprak parçasında doğduğunu, öldüğünü ve yeniden dirildiğini düşünüyor" dedi.
ABD’nin sonsuz savaşlardan çekilmesi gerektiğini konusunda Trump’la aynı fikirde. Fakat ikilinin dilindeki “Önce Amerika” sloganı bir devam cümlesi içeriyor: “İsrail hariç.” Peki ucu açık bir çatışmanın tam orta yerinde bunlar dümene geçerse neler beklenir? Kökten çözüm olarak kafalarında İran’ı halletmek var. Peki nasıl, savaşla mı, azami baskı stratejisiyle mi?
Vance, Fox News’deki söyleşisinde dedi ki, "Pek çok insan İran'a karşı bir şeyler yapmamız gerektiğini kabul ediyor ama bunlar zayıf bombardımanlar değil. İranlılara yumruk atacaksanız, sert bir şekilde vurmalısınız."
Newsweek bunu “Vance'in savaş tamtamları çalmaya başlaması yaklaşık beş dakika sürdü. Tüm izolasyonizm söylemlerine rağmen Vance'in Orta Doğu'da yeni bir savaş arayışında olduğu görülüyor. Görünüşe göre Afganistan ve Irak'ta 20 yıldır süren savaş yeterli olmamış” diye yorumladı.
Öte tarafta İran’da reformcu Mesud Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi, Batı ile diyalog beklentisini yükseltse de ‘Direniş Ekseni’ne ilişkin istikamet değişmeyecek. Üstelik ‘Direniş Ekseni’nde ‘cephelerin ya da alanların birliği’ esprisiyle artık Hizbullah, Ensarullah, Irak İslami Direnişi ve Filistinli örgütler koordineli hareket ediyor. Bu stratejinin ana kaynağı İran. Haliyle Trump dönerse bölgeyi sert bir karşılaşma bekliyor olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025