Gülay GÖKTÜRK
Dokunulsun mu, dokunulmasın mı?
30.11.2012
3346
Aslına bakarsanız, Türkiye'de hükümet ve Kürt sorununun çözümü için iyi niyetle çaba sarf eden çevreler, birtakım siyasi mülahazalarla hukukun elini tutmasaydı, BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıkları şimdiye çoktan kalkmış olurdu.
BDP'liler bugüne kadar savcıların eline terör örgütüyle organik ilişkilerini ispatlayabilecek o kadar çok kanıt verdiler ki, kalemi eline alan her savcı bu konuda dört dörtlük bir iddianame yazabilirdi; sadece Türkiye'de değil, dünyanın bütün demokratik hukuk devletlerinde...
Ama malum siyasi endişeler galebe çaldı ki, onları artık hepimiz ezbere biliyoruz:
Aman siyasi kanalı kapatmayalım... Ne de olsa temsili bir karakteri de var... Kürt kitleleri dışlandıklarını hissetmesinler... Terör örgütü de zaten bunu istiyor... BDP'ye biraz daha fırsat verelim... Hukuku biraz daha esnetelim ve benzeri...
Peki biz bu endişelerle, tolerans eşiğini hukuk devleti olmanın gereklerini ayaklar altına alacak kadar genişlettik de ne oldu?
BDP bunu sistemin zaafı -ya da çıkmazı- olarak değerlendirdi ve sonuna kadar kullandı. Ne yaparsa yapsın kendisine dokunulamayacağını bilmenin -ya da sanmanın- cüretiyle, son kucaklaşma olayında, demokratik parlamenter bir rejimin asla tolere edemeyeceği noktaya kadar dayandı.
Bugün dokunulmazlıklar kaldırılacak diye ödü kopanlar yine aynı siyasi korkularla, bu son küstahlığı da sineye çekmemizi öneriyor. Tabii, BDP'liler de bu siyasi korkulara güvenerek koskoca Türkiye'ye ve hukuk sistemine şantaj yapıyor: Bize dokunursanız yanarsınız! Köprüleri de atarız, Türkiye'yi de yakarız!
Yanlış hesap
Ama bu defa yanlış yaptıkları bir hesap var: Son kucaklaşma olayıyla şantaj güçlerini kaybettiklerini görmüyorlar.
BDP, Kürt sorununun parlamento platformunda çözümüne katkısı olacağı konusunda umut vadettiği sürece değerliydi ve muhafazası gerekiyordu.
Türkiye demokratik kamuoyu, BDP'nin bu misyonu yerine getireceği konusunda umudunu kaybetmediği sürece, onun varlığını korumak konusunda çaba sarf etti, bu uğurda hukuku esnetti ve tolerans eşiğini yüksek tuttu. Ama BDP, son davranışıyla bu umudu yok ederek kendi siyasi önemini de ortadan kaldırdı ve dolayısıyla şantaj gücünü kaybetti.
Biraz açayım:
Hepimiz BDP'nin PKK'dan ciddi bir şekilde "terör" mikrobu kapmış olduğunu baştan beri biliyorduk. Ama uzun yıllar elbirliğiyle, anlayışla ve empatiyle onu mikroptan arındırmaya, iyileştirmeye çalıştık. Terör mikrobundan ne kadar arınabilirse, Kürt sorununun parlamentoda temsilini o kadar üstlenebilir; Kürtler'i temsil niteliği o kadar yükselebilir, sorunun çözümüne o kadar çok katkıda bulunabilirdi...
Ama BDP ısrarla parlamentoda Kürtler'i değil PKK'yı temsil etmeyi tercih etti. Siyasetinin ana amacını PKK'yı meşrulaştırmak olarak belirledi. Kendisi politik arenada geçici bir olguydu; PKK'nın bu platformda bizzat yer alamadığı bu konjonktürde geçici olarak onu temsilen bulunuyor ve asli görevini hiçbir zaman unutmuyordu. Asli görevi, Kürt sorununun ancak PKK eliyle ve silahla çözülebileceğini geniş kitlelere -alıştıra alıştıra- kabul ettirmek, onun varlığını meşrulaştırmaktı. PKK'lı teröristlerle kameralar önünde kucaklaşmak bu meşrulaştırma politikasının zirvesiydi.
Ama bu zirve aynı zamanda onun meşruiyetini kaybettiği nokta oldu. BDP, PKK'yı meşrulaştırmaya çalışırken kendi siyasi meşruiyetini kaybetti. Kürt halkının sorunlarını parlamentoda temsil eden bir parti olmaktan tamamen çıkıp PKK'nın kişiliksiz bir kopyasına dönüştü. Yasal bir parti olarak ne temsil gücünden ne de sorun çözme kabiliyetinden söz etme imkanı kaldı. Artık bugün hiç kimse BDP'den yeni anayasa için olumlu bir katkı beklemiyorsa; hiç kimse onun seçmeli Kürtçe dersleri konusunda ne düşündüğünü,Büyükşehir Yasası'na ne dediğini merak etmiyorsa, Başbakan'ın seçilmiş vali çıkışına destek çıkmasını önemsemiyorsa, bunun sebebi BDP'nin siyasi ölümünün gerçekleşmiş olmasındandır.
İşte, BDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılıp kaldırılmamasının siyaseten önemini kaybettiği noktaya böyle geldik.
Dolayısıyla -daha önce de yazdığım gibi- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yarın dokunulmazlık konusu önlerine geldiğinde oylarını kullanırken herhangi bir siyasi kaygıdan arınmış bir biçimde şu sorunun cevabını arayacaklar:
Bir hukuk devleti bir milletvekilinin eli kanlı bir terör örgütü üyesi ile kucaklaşmasını kaldırabilir mi? Terörü meşrulaştırma amacıyla yapılmış bu meydan okumayı, hukuku gözden çıkarmadan sineye çekebilir mi?
Bu sorulara verilecek cevap, rejimimizin temel karakteriyle ilgilidir, dolayısıyla her türlü siyasi mülahazadan daha önemlidir
.
http://gundem.bugun.com.tr/dokunulsun-mu-dokunulmasin-mi-yazisi-213857
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları

























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015