Hadi ULUENGİN
ESKİDEN Batı dillerinde “vahşi grev” diye bir deyim vardı.
Bununla kastedilen şey ücretlilerin sendika onayını almadan, hattâ çoğu defa hem patrona, hem de “sarı” diye nitelenen o sendikaya karşı işi durdurma eylemine gitmesiydi.
Yani “ehli” grevlerden farkı bu spontane ve kontrolsüz niteliğinden kaynaklanıyordu.
***
“ESKİDEN” diye başladım çünkü ifadeyi artık hemen hiç işitmiyorum.
Zira sözkonusu Batı’da dev cüsseli ve tok sesli sendikalara pek rastlanmaz oldu.
Ellili, atmışlı ve yetmişli yıllardaki çok yoğun sendikalaşma oranıyla şu 21. Asır başındaki yüzdeleri bir karşılaştırın… Şimdikiler devede kulak kalıyorlar.
Bu oranın nispeten yüksek olduğu ülkelerde ise sendikalar zaten “inayetli devlet”in aparatı işlevini görüyor. Sigortalar onlar vasıtasıyla ödeniyor ki, zaruret devreye giriyor.
***
FAKAT “vahşi grev” teriminin unutulması esas itibariyle bizzat işçi sınıfının hem nicelik olarak azalmasından, hem de nitelik olarak kabuk değiştirmesinden kaynaklanıyor.
Devasa işgücü istihdam eden kömür madenleri kapandı. Yok bile denebilir…
Demir-çelik ve otomotiv sektörü ya azaldı, ya başka yere taşındı. Parmakla sayılıyor…
Her halükârda bir yandan otomasyona geçen, diğer yandan da mavi yakalıları beyaz yakalıya dönüştüren sanayi ötesi toplumlarda “klasik proletarya” marjinal duruma düştü.
Üstelik ekmek aslanın ağzında olduğu ve iş kaybetmek korkusu da Demokles kılıcı olarak asıldığı için, bırakın grevin “vahşi”sini, “ehli”si dahi artık çok seyrek gerçekleşiyor.
Kırk yılın birinde bıçak kemiğe dayanacak da o klasik proletarya üretimi durduracak…
***
OYSA Bursa’daki Renault işçilerinin başlattığı ve tedricen diğer fabrikalara da yayılan eylem, niteliği itibariyle yukarıdaki “vahşi grev” kategorisine giriyor.
Kimlik itibariyle de Batı’da çok azalmış olan o “klasik proletarya” imzasını taşıyor.
Doğaldır! Zira başta Belçika’daki fabrikasını kapatarak onu Türkiye’ye taşımış Fransız marka olmak üzere diğer işletmeler de üretimi mavi yakalı çalışanlar ekseninde sürdürüyor.
Yani Bursa’daki grev kırk- elli sene önceki sanayi toplumlarının aynasını yansıtıyor.
Ve, özünde sendikanın “sarı” uzlaşmacılığına karşı harekete geçen işçiler makulün bile ötesinde sonsuz haklı, sonsuz meşru ve sonsuz insani istekler sıralıyor.
Ortada öyle “vahşilik” (!) falan yok! Sirkte teşhir edilen timsahlar ise hiç yok!
Sadece ve sadece “ehli” ve ehil bir hayat hakkı talebi var!
Ancak bir şey daha var…
***
O da şu ki, Renault fahiş ücretleri işaretleyerek ve tüm üretimini Bursa’ya kaydırarak Brüksel banliyösündeki dev fabrikayı kapattığında Belçika’da da yer yerinden oynamıştı.
“Vahşi” miydi, “ehli” miydi hatırlamıyorum ama ora işçileri de uzun greve gittiler.
Ben de olayın gerçekleştiği 1997 yılında bu duruma dikkat çeken bir yazı yazmıştım.
Vurguladığım nokta da küreselleşmenin kısa vadede Türkiye tipi ülkelere dev nimetler getireceği, ama orta vadede Batı’daki sorunların kaçınılmazlık arz edeceği yönünde olmuştu.
***
HENÜZ belki tam değil ama işte bugün yavaş yavaş oraya gelmekteyiz.
Hem sanayi ötesi topluma geçiş öncesi aynı Batı’nın başını ağrıtan “vahşi grevler” (!) aşamasındayız, hem de Fransız işletmenin “ücretler artarsa başka yere taşınmak zorunda kalırız” tehditkârlığıyla veya kendi açısından rasyonalite gerçekçiliğiyle karşı karşıyayız.
Çünkü bir yandan grevlerin değil sisteminin “vahşi” olduğu bir dünyada yaşıyoruz, diğer yandan da onu “ehli” kılmak iddiasındaki hazırlop reçetelerin iflas ettiğini biliyoruz.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015