Hakan AKSAY
CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal hırslı bir politikacı.
Politikacıda hırs olmaz mı? Olur elbette.
Baykal defalarca CHP’nin başına geçti. Bazen neredeyse gitmesiyle dönmesi bir oldu. En son 5 yıl önce liderlikten ayrıldı.
Yazın 77 yaşını dolduracak.
Hâlâ oldukça enerjik.
Şu sıralarda 7 Haziran için milletvekilliği mücadelesi veriyor.
Acaba hayali sadece milletvekili olmak mı?
Bilemiyorum.
Ama zaman zaman onu, neleri nasıl söylediğini izlemek, tavırlarına, jestlerine ve seçtiği üsluba dikkat etmek bana ilginç geliyor.
Her bakımdan ve her adımda siyasete ve iktidar kavgasına adanmış bir hayatın izleri göze çarpıyor.
Her şeyi bilen ve “diğerlerinden birkaç basamak yukarıda”olduğunu hissettiren bir yoğurt yiyiş tarzı var gibime geliyor.
‘Biz Kızılay değiliz!’
Baykal geçen gün Antalya’da CHP’lilerle görüşmesinde isim vermeden HDP’yle ilgili bir uyarı yaptı:
“CHP’den vazgeçerek, CHP’nin değerlerine hizmet edilemez.'Barajı geçsin' anlayışıyla başka partilere oy verilmemelidir. Biz Kızılay değiliz, biz CHP’yiz!”
Sonra başka şeyler de söyledi. Ben o cümlede takıldım kaldım:
“Biz Kızılay değiliz!”
Bu cümleyi ilk duyuşum değil elbette. Birçok kez duydum.
Bunu diyenler genellikle başlarını başka yere çevirme, gözlerini küçümseyerek kaçırma ve elleriyle birilerini kendilerinden uzaklaştırma türü aşağılayıcı tavırları seçerler.
Bazen “Biz Kızılay değiliz!” cümlesini tamamlayan bir anlatımları daha vardır:
“Başka kapıya!”

Yüzde 10’luk baraj ayıbı
Seçim seçimdir ve katılan partiler kendi arasında rakiptir.
Herkes kendisine ait saydığı seçmene sahip çıkmak, onu başkalarına kaptırmamak, ama rakiplerinin kitlesinden oy almak ister.
Bunları biliyoruz.
Bildiğimiz başka şeyler de var.
Mesela, bu ülkede 1980 sonrasında seçimlerin demokratiklik özelliğine ciddi bir darbe indirilmiş ve aradan onca yıl geçmesine karşın bu durum değiştirilmemiştir.
Seçim barajından bahsediyorum: Yüzde 10’luk haksız, adaletsiz, antidemokratik barajdan.
1977 seçimleri sonucunda Meclis’te sadece yüzde 41’i aşkın oy alan CHP ve yüzde 37’ye yakın oy alan AP değil, aynı zamanda MSP (yüzde 8,5), MHP (yüzde 6,5), CGP (yüzde 1,8) ve DP (yüzde 1,8) de vardı.
Aradan geçen uzun yıllar boyunca siyasi partiler, liderler, milletvekilleri ve toplum, bu yüz kızartıcı barajın yıkılması için yeterince mücadele etti mi?
Kaderin cilvesi, bugün büyük ölçüde bu “ayıp” Türkiye’nin kaderini belirleyecek gibi görünüyor.
HDP barajı aşarsa AKP zor duruma düşecek ve çözülme süreci hızlanacak.
Aşamazsa... (Devam etmek bile gelmiyor içimden.)
Bundan dolayı birçok değişik siyasi görüşten insanın kafasını, daha düne kadar düşünmediği bir şey kurcalıyor:
“Acaba 7 Haziran’da HDP’ye mi oy versem?”
‘Aman oylar bölünmesin arkadaşlar!’
Bu memleketin her yanından kibir akıyor nedense. İktidarın dili de kibirli, muhalefetinki de.
Baykal sanki oy dağılımına kendisi karar veriyormuş ve birilerine sadaka verme durumundaymış gibi küçümseyici bir anlatım seçiyor:
“Biz Kızılay değiliz!”
Benim geçmişte CHP’ye oy verdiğim oldu. Birçok arkadaşım da öyle.
Hiçbirimiz CHP’den memnun değildik. Hep eleştiriyorduk onu ve düzeleceğinden de fazla umudumuz yoktu.
Ama işte şu meşhur “oylar bölünmesin, yüzde 10 barajı sonucu harcanmasın” diye gidiyorduk ve mecburen CHP’ye veriyorduk.
Tanıdığımız bazı CHP’liler seçim öncesinde hep aynı cümleyi tekrarlardı: “Bu defa da destekleyin, bakın her şey çok farklı olacak artık!..”
Ben ve sanırım daha yüz binlerce, belki milyonlarca “gerçek CHP’li olmayan” insan, hiçbir şeyin çok farklı olmadığını defalarca gördük...
Şimdi düşünüyorum da...
O zamanlar CHP’ye verdiğimiz destek “Kızılay yardımı” mıydı, bu konu hiç aklıma gelmemişti doğrusu.
@AksayHakan
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025