Hakan Albayrak
İslam İşbirliği Teşkilatı, Doğu Kudüs’ü Filistin Devleti’nin başkenti olarak ilan etti ve bütün devletlere “Filistin Devleti’ni tanıyın, Doğu Kudüs’ü onun işgal altındaki başkenti olarak da tanıyın” diye çağrıda bulundu.
Dünkü yazımda bunun bir devrim olmadığını, zira 15 Kasım 1988’de “Başkent Kudüs” denilerek ilan edilen Filistin Devleti’nin zaten 130 küsur devlet tarafından tanındığını ve bu devletlerden hiçbirinin “Başkent Kudüs”e itiraz etmediğini (Filistin Devleti “1967 Savaşı öncesi sınırlar”a bağlılığını ilan ettiği için burada Kudüs’ten kasıt Doğu Kudüs’tür) belirterek, esas meselenin prensipte kabul edilen şeyi hayata geçirmek için somut adım atmak olduğunu vurgulamıştım.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 377 sayılı kararını hatırlatıp demiştim ki: “Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin’in Birleşmiş Milletler’e bağımsız ve egemen bir devlet olarak üye kabul edilmesi ve 1967’den beri işgal altında olan Filistin toprakları kurtarılarak barış ve güvenliğin sağlanması için ‘377’ formülünü hayata geçirmek… İşte bu gerçekten devrim olur.”
Yazıyı yazdığım saatlerde haber ajansları İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nin tam metnini henüz geçmemişti.
Meğer bu metinde “377” de varmış.
Şöyle: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunularak, derhal sorumluluklarını üstlenmesi, Kudüs-ü Şerif şehrinin yasal statüsünü teyit etmesi, Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgaline son vermesi, Filistin halkının uluslararası korunma altına alınmasını sağlaması, Filistin Davası’na ilişkin aldığı tüm kararları uygulaması ve bu kararlara uyması istenmiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçememesi halinde, İİT üyesi ülkelerin bu ağır ihlali BM Genel Kurulu’nun 377 A sayılı ‘Barış İçin Birleşme Kararı’ çerçevesinde BM Genel Kurulu’na götürmeye hazır olduğu teyit edilmiştir.”
Şahane.
***
Kore Krizi esnasında (3 Kasım 1950), Sovyetler Birliği’nin BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetosuna takılmamak için ABD’nin inisiyatifiyle BM Genel Kurulu’ndan geçirilen 377 sayılı kararın A bendini okuyalım:
“Güvenlik Konseyi, daimi üyeleri arasında oybirliği olmadığından dolayı, barışın tehdit edilmesi, barışın ihlali veya saldırı fiilinin mevcut göründüğü herhangi bir durumda, milletlerarası barış ve güvenliği muhafaza etmek hususundaki asli sorumluluğunu yerine getiremezse, Genel Kurul milletlerarası barış ve güvenliği muhafaza etmek veya eski haline iade etmek için, barışın ihlali veya saldırı fiilinin mevcudiyeti durumunda, gerekirse, silahlı kuvvetlerin kullanılması da dahil, üye devletlere kolektif tedbirlerin alınması için uygun tavsiyeleri yapmak amacıyla derhal konuyu ele alacağını kararlaştırır. Eğer toplantı halinde değilse, Genel Kurulda konu ile ilgili talebin yapılmasından itibaren 24 saat içinde olağanüstü toplantı yapabilir. Böyle bir olağanüstü toplantı Güvenlik Konseyi tarafından, herhangi bir 7 üyenin (şimdi 9) oyu ile, veya BM üyelerinin çoğunluğu tarafından talep edilirse yapılacaktır.”
Kararın B bendinde, bir Barış Gözlem Komisyonu’nun kurulması ve Güvenlik Konseyi’nin bu hususta üzerine düşeni yapmaması hâklinde Genel Kurul’un o komisyonu -oy kullanan ülkelerin üçte ikisinin tasdikiyle- çalıştırması öngörülüyor. Böylece, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden bir veya birkaçının BM’yi esir alamayacağı tekrar vurgulanmış oluyor.
Önemli bir not:
1956 senesindeki Süveyş Savaşı’nda, BM Güvenlik Konseyi’ndeki Fransa ve İngiltere vetosuna rağmen, “377 A”ya istinaden Sina bölgesine bir barış gücü gönderilmişti…
***
“Dünya 5’ten Büyüktür”ü kuvveden fiile çıkarma yolunda kullanılmaya müsait bir enstrümandan bahsediyoruz.
Dünkü yazımda da belirttiğim gibi, Filistin Devleti 2011 senesinde “377”ye müracaat etmeye yeltendiğinde Siyonist emperyalistlerin ödü kopmuştu.
Kim bilir hangi vaat veyahut tehditlerle Filistinlileri bu teşebbüsten vazgeçirmişlerdi o vakit.
Bu sefer sonuna kadar gidilir inşaallah.
Belki umulan sonuç tam umulduğu gibi alınamaz ama uluslararası sistem lortlarına birtakım tavizler verdirme ihtimali çok yüksek.
En azından, savunma pozisyonuna geçmeye ve bir süre o pozisyonda kalmaya zorlanırlar.
Biz de, basiret ve feraseti kuşanırsak şayet, o süreyi derlenip toparlanmak için kullanabiliriz.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021
9.08.2021