Hüseyin GÜLERCE
Ressam Bedri Baykam'ın bıçaklandığı gün, BDP'nin bağımsız adaylarının YSK'dan veto yiyerek seçimlerin hançerlenmesini, bir komplo teorisine dayanak yapmayacağım.
Fakat hepimiz görüyoruz ki, 12 Haziran'da önümüze konacak sandığa giden yol, bilinmezlerle dolu. Metni hukuki, özü siyasi YSK kararı, her an her şey olabilen bir ülkede yaşadığımızı, adeta kafalarımıza dank ettiriyor.
7'si BDP'li, 12 bağımsızın adaylıkları, eski mahkûmiyetleri gerekçe gösterilerek YSK tarafından iptal edildi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları, Anayasa gereği kesin kararlar. Bağımsızların yerine yeniden aday da gösterilemediği için, ortada seçimlerin meşruiyeti açısından vahim bir durum var.
PKK'nın da içinde yer aldığı Kürt milliyetçiliği hareketi, Kürt sorununun bir parçasıdır. Sayın Cumhurbaş-kanı'mız Gül, her fırsatta bu sorunun, Türkiye'nin en büyük problemi olduğunun altını çiziyor. Rahmetli Özal'ın dediği gibi, iç barışımızı ve kardeşliğimizi engelleyen bu problem çözülmedikçe, Türkiye orta ölçekte bir ülke bile olamaz. Unutmayalım ki, vesayet sistemi de varlığını, bu sorunun çözümsüzlüğüne borçlu.
Vesayetçiler, AK Parti'nin omuzladığı demokratikleşme hamlesi karşısında pes etmeyi düşünmüyorlar. Yaklaşan genel seçimlerin yoluna döşeli her mayına, tezgâhlanacak her provokasyona bu açıdan bakmak lazım. 12 Haziran seçimleri, Türkiye için bir kader anıdır. 12 Eylül 2010 referandumundaki demokratikleşme hamlesi, 12 Haziran'da sekteye uğrarsa, -Allah korusun- vesayet koyu bir karanlık olarak geri dönecektir.
Vicdanları yaralayan, bu süreçte yüksek yargıdaki bir zihniyetin, demokratikleşmenin önünü tıkayan bir engel haline gelmesidir. Eski HSYK'nın, Ergenekon davasının hâkim ve savcılarıyla uğraşmasını hatırlayınız... Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 47 oy almış AK Parti'yi, laiklik karşıtı eylemlerin odağı ilan edip cezalandırmasını hatırlayınız... Keza Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararını hatırlayınız. Yargıtay'ın, Şemdinli davasını, askerî mahkemeye havale edişini hatırlayınız... YSK'nın, yurtdışındaki vatandaşlarımızın bu seçimde de oy kullanamayacaklarını açıklamasını hatırlayınız... Hatırlayınız, hatırlayınız...
Problem, zihniyet problemidir. Devleti önceleyen, insan haklarını, özgürlükleri, demokratikleşmeyi müesses nizam için tehdit gören bir zihniyet ile bu ülkede gerilim ve kutuplaşma bitmez. Kanun devletinden hukuk devletine geçmek zorundayız. Hukukun üstünlüğünü tanıyan, herkesin hesap vermesine dayanan ve kendi vatandaşlarını potansiyel tehlike görmeyen zihniyeti hâkim kılmalıyız.
İktidarı, muhalefeti, MHP'si, BDP'si, askeri, yargısı ile herkes, gerçekten demokrasiden yana tavır koymadan, Kürt sorunu çözülemez. "Dağa çıkışın önü tıkanmalıdır" diyenler, Parlamento zemininde yürütülecek meşru mücadelenin önünü tıkarlarsa, çözüm olmaz. Üslupları sert de olsa, bazen kimyamızı da bozsalar, ben "Kürt siyaseti" yapanların yine de Parlamento'da olmalarını savunuyorum. Şiddetin önlenmesi, terörün bitmesi, anaların gözyaşının dinmesi, akan kanın durması için bağrımıza taş basmamız gerektiğini savunuyorum.
Tamam, YSK üyeleri, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin gizli oylarıyla seçiliyor. Hükümetin bir müdahalesinin olması mümkün değil. Bu yüzden faturanın AK Parti'ye kesilmesi insafsızlık olur. Ama imamların memurluk yemininden tutun, darbe ruhunun sindiği yasa maddelerini ayıklamak, yargıda vesayetin elini zayıflatmak için daha çok çaba harcanamaz mıydı? Önümüzdeki dönemde yeni anayasa çalışmasının önemi ortadadır.
Seçimlerin hançerlenmesine fırsat verilmemelidir. YSK'nın bu kararı karşısında hükümetin, Parlamento'nun yapabileceği bir şey yok mu? Meclis Başkanı Şahin, "Seçimlere kadar TBMM görevdedir." diyor. Adaylıkları iptal edilenler yeni belgelerle YSK'ya itiraz ediyor. Bir daha düşünülsün. Demokrasi, asıl vicdanların sesine muhtaç...
[email protected]
http://twitter.com/huseyingulerce
20 Nisan 2011, Çarşamba
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 6 maddede İstanbul seçimi
9.05.2019 - Bahçeli, neden açıklama ihtiyacı duydu?
2.05.2019 - Aklımda İstanbul, ufkumda büyük düzlük…
18.04.2019 - İmamoğlu-medya patronları…
11.04.2019 - Bir kalkışmanın daha taşları döşeniyor
4.02.2019 - Sandığa gidişimizden korkuyorlar…
28.03.2019 - Yavaş yavaş gidiyor…
14.03.2019 - Akşener’in çamuru Erdoğan’a yapışmaz
9.02.2019 - Trenden inenlerle yeni parti mi?
9.02.2019 - Ya oğlu babasını savunuyorsa
1.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Kadir Şener Yalçın
Söyleşiyi ilgiyle okudum.Taraftaki yazılarından başka ilk defa karşılaştığım söylemleri de ilgimi çekti.Zaman zaman aaa..ilginç...bende böyle düşünmüştüm dediğim yerler de olunca daha da ilgili olarak okudum.Teşekkürler bunu yayınladığınız için.