İbrahim Kahveci
Haftalık BDDK verileri üzerinden bankacılık sektörüne bakıyoruz.
30 Kasım - 21 Aralık tarihleri arasında şu gelişmeler yaşanıyor: Bankalar arası mevduat hariç toplam mevduat 54 milyar TL artıyor. Ama bu artışın 41 milyar lirası döviz mevduatından geliyor. Döviz mevduatındaki artışın 18 milyar lirası kur artışından geliyor, yani fiktiftir. Gerçek artış 4 milyar dolar yeni kaynaktan gelmektedir.
Döviz mevduatı artışına rağmen, aynı tarihlerde TL mevduatında da 13 milyar liralık artış gerçekleşiyor. Böylece bankalar 30 Kasım -21 Aralık tarihleri arasında 36 milyar lira yeni kaynak sağlamış oluyor.
Gelelim elde edilen kaynakların kullanım alanına.
30 Kasım tarihinde 876 milyar lira olan yabancı para kredileri 897 milyar liraya yükseliyor. Yaklaşık 21 milyar liralık YP artışının 18 milyar lirası yine kur artışından geliyor, yani fiktif bir artış. Gerçek kredi artışı 1 milyar dolar civarındadır.
Kısaca yabancı para mevduatları 4 milyar dolar artıyor ama krediler sadece 1 milyar dolar artışta kalıyor.
Şimdi bir de TL gelişmelerine bakalım.
13 milyar liralık TL mevduat artışına karşılık TL kredileri 17 milyar TL azalıyor. Böylece TL kredi/ mevduat oranı yüzde 139 seviyesinden yüzde 135,5 seviyesine geriliyor.
***
30 Kasım tarihinde 467 milyar lira olan menkul varlıkları ise 477 milyar liraya yükseliyor. Artış sadece 10 milyar lira.
Oysa bankalar temmuz ayından sonra ilk kez son bir kaç haftadır yeni kaynak temininde küçük artışlar elde etmeye başlıyor. Ama bu kaynakların ne menkul varlıklara, ne de kredilere yeterince yansıdığını göremiyoruz.
O zaman sorun nerede?
Bankalar topladıkları kaynakları neden alternatif getiri araçlarına yatırmıyorlar. Neden bir fırsat maliyetine katlanıyorlar?
Son günlerde bankaları çok fazla suçlarken, bankaların da çok ciddi sıkıntılar içinde olabileceğini bu tablodan görebiliriz.
Görülen tablo bankaları nakit açısından bilmediğimiz bir baskı ile karşı karşıya bırakmış durumdadır.
Fakat asıl önemli nokta ise kaynakların yeniden dövize dönmesidir. Son bir hafta içerisinde toplam yabancı para mevduatları 189,2 milyar dolardan 193,3 milyar dolara yükselmiştir. Bu artışın 3,8 milyar doları mevduat bankalarındaki artıştan gelmektedir.
Döviz mevduatlarındaki artışın 2,8 milyar doları yurt içinde yerleşiklerden gelirken, artışında büyük kısmı tüzel kişilerden, yani kurumların alışlarından gelmektedir.
Türkiye 2019 yılının tamamında Hazine verilerine göre 73,2 milyar dolar dış borç ödemesinde bulunacak. Bu borç ödemesinin 16,8 milyar dolarını kamu öderken, kalan 56,4 milyar dolarını ise özel sektör gerçekleştirecek.
Özel sektörün dış borç ödemeleri ise şu şekilde olacak(Ocak-Ekim2019):
Ocak : 4,74
Şubat : 3,43
Mart : 4,23
Nisan : 6,18
Mayıs : 7,64
Haziran: 5,52
Temmuz : 5,36
Ağustos : 3,70
Eylül : 3,18
Ekim : 6,96
Özel sektör gelecek yılın ilk on ayında 50,95 milyar dolar dış borç ödemesi gerçekleştirecek. Bu borçların 35 milyar 373 milyon dolarını bankalar ve 15 milyar 577 milyon dolarını ise reel kesim gerçekleştirecek.
Tabloya baktığımızda gelecek yıl döviz açısından durumu en zor olan kesim bankalar olarak görülmektedir. O nedenle bankaları sadece bugün ki veriler yerine, gelecek yükümlülükler üzerinden de değerlendirmek gerekmektedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025