İbrahim Kiras
İktidar partisi vitrininde ne kadar değişiklik yaparsa yapsın mevcut zihniyetin değişmesinin sözkonusu olmadığını da attığı her adımla yeniden ilan ediyor. Ama bir taraftan da ülkenin çözüm bekleyen sorunları var. Bazıları kronik bazıları akut. Daha çok akut sorunlarla boğuşuyoruz ülke olarak ama Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu derin yönetim krizi kronik sorunların yönetilmesini de zorlaştırıyor. Bilhassa dışarıdaki sorunların.
Dış politikadaki sorunların tek çözüm yolunun bunları iç politika malzemesi yapmaktan kaçınarak “dostları arttırmak, düşmanları azaltmak” için çalışmak olduğunu elinizdeki gazetenin ilk çıktığı günlerde bu sütunda ifade etmiştim. Ancak bu sözü slogan olarak kullanmaktan geri durmayan iktidar partisi sözkonusu formülasyonun gereğini yerine getirmeye ise hiç yanaşmadı.
Oysa önümüzde sloganla üstesinden gelinemeyecek sıkıntılı konu başlıkları var. Bunlardan şimdilik pek gündemde olmayan birini hatırlatayım: Biliyorsunuz, ABD’de her 24 Nisan’da Beyaz Saray’dan 1915 olaylarının soykırım olarak tanındığına dair bir açıklama çıkması için kampanyalar yapılır, hükümet üzerinde baskı uygulanır. Ancak ülkedeki güçlü Ermeni lobilerinin desteğini almak için bu konuda seçim öncesi söz veren Başkanlar bugüne kadar hep son gün bu sözlerinden dönmek zorunda kaldılar. Çünkü Türkiye kendi tarihine yönelik bu haksız ithamın bu düzeyde kabul görüp dile getirilmesinin iki ülke arasındaki ittifakın ruhuna zarar vereceği konusunda ABD’yi ikna edebildi her seferinde.
Ne var ki bu yıl durum biraz farklı görünüyor. Gerek ABD medyasındaki yorumlar gerekse Amerikalı siyasetçilerin açıklamalarındaki doz ve üslup değişikliği hayra alamet olmayabilir. Özellikle ABD’nin yeni başkanıyla Türk mevkidaşı arasında bugüne kadar bir telefon görüşmesinin bile gerçekleşmemiş olması kayda değer bir nokta. Erdoğan’ın tebrik telefonuna henüz dönüş yapmayan Biden’ın 24 Nisan için yapılacak bir aramaya cevap vereceği de kuşkulu.
***
Diğer yandan, Türkiye’nin “başkanlık sistemi”ne geçişi başta Meclis olmak üzere bütün kurumları etkisiz hale getirmiş olduğu için önceki yıllarda kurumlar arası temasların sağlamış olduğu katkı da artık söz konusu değil. Yani bizim hariciyenin State Department’ta, askeriyenin Pentagon’da gerçekleştirdikleri temasların Beyaz Saray üzerinde uyandıracağı etkiye de pek ümit bağlayamayız artık.
Önceki yıllarda sözkonusu Ermeni iddiaları gündeme geldiğinde daima Türk tezlerinin yanında duran Yahudi lobisinin desteği de son yıllarda büyük ölçüde kaybedilmiş durumda. Bu da dikkate alınmalı.
İki başkent arasındaki ihtilaf konularının ve özellikle Rus S-400 füzeleri meselesinin çözümünün ufukta görünmediği bir süreçten geçtiğimiz de unutulmamalı.
Bütün bu sebeplerle en son Trump döneminde kişisel ilişkiler üzerinden elde edilen sonucun şu an itibarıyla yeniden temini epeyce zorlaşmış görünüyor.
Rusya devlet başkanı Putin’in kendisine katil diyen ABD başkanına ‘hasta’ imasıyla verdiği cevabı bizim cumhurbaşkanının beğenip alenen takdir etmesi de gösteriyor ki Beyaz Saray’la yaşanan ihtilaf bir hayli ciddi.
***
Buna karşılık ABD yönetimine Türkiye ile dostluğun vaz geçilmezliğini hatırlatıp bu değerli ittifak ilişkisini konjonktürel siyasi çekişmeler uğruna feda etmesinin doğurabileceği sonuçları anlatacak birilerinin devreye girmesi lazım. Bunu yapacak başka “dost bir ülke” de bugünkü şartlarda söz konusu olmadığına göre iş başa düşüyor.
İktidar ve muhalefet partilerinin en üst düzeyde bir araya gelip -gerekirse washingtona “çok partili” bir heyet göndererek- konunun parti meselesi olmadığını, milletin bütününün hassasiyetini en derinden celp ettiğini net bir şekilde ifade etmeleri ve yapılabilecek bir yanlışın sonuçları konusunda en sert ikazı karşı tarafa duyurmaları tek çare gibi görünüyor.
İktidar böyle bir girişime sıcak bakmadığı takdirde muhalefet partilerinin kendi başlarına aynı mesajı vermek için inisiyatif almaları da bir vatanseverlik ve sorumluluk sınavı olacaktır.
Biden’ı 1915 olaylarını jenosit diye anan ilk Başkan olma hevesinden vaz geçiremezsek ne bunun Türk kamuoyunda doğuracağı tepkiyi iç siyasette kullanmaya kalkışmak veya “içe kapanma” aracı yapmak iktidar partilerinin ömrünü uzatır ne de olaya dışarıdan bakmak muhalefetin devralacağı enkazı hafifletir. Bunu da herkesin bilmesinde fayda var.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
22.05.2025
1.05.2025
17.04.2025
15.04.2025
10.04.2025
5.04.2025
3.04.2025
20.03.2025
11.03.2025