Kemal ÖZTÜRK
Kudüs meselemizi dönüp dolaşıp aynı cümlelerle, aynı konularla ve aynı tepkilerle anlatıyoruz.
Bu konuda siyasetçiden yazarına kadar, vatandaşından akademisyenine kadar, yaklaşık olarak aynı yerden bakıyoruz, okuyoruz ve konuşuyoruz.
Sonuç değişmiyor.
SLOGANLA OLMUYOR BU İŞ
Yıllar önce Beyazıt Meydanı’nda İsrail ve ABD bayrakları yakarak, Filistinin sesini duyurmaya çalışırken, benzer bir tartışma vardı: ‘Bu iş sloganla olmuyor’ denirdi.
Bugün de Diyanet İşleri Başkanı’ndan Cumhurbaşkanı’na, gazete yazarından protestocuya kadar herkes ortak bir vurgu yapıyor: ‘İslam birliği olmadan Kudüs kurtulmaz.’
Sanırım sizler de okur olarak aynı fikirdesiniz.
Bu doğru önerme, bir zamanlar bayrak yakmaya karşı söylenen ‘bu iş sloganla olmuyor, daha başka şeyler yapmak lazım’ önermesiyle aynı.
Aradan 30 yıl geçti.
Sonuç değişmedi.
Hatta bugün daha kötü durumdayız. İsrail’in etrafındaki bütün İslam ülkelerinde savaş, kaos, çatışma, kargaşa var. Yani hepsi destabilize olmuş vaziyetteler.
Bu yüzden İsrail daha rahat. İstediği zaman Suriye’yi, Lübnan’ı, Gazze’yi vuruyor, istediği kadar Filistinli öldürüyor.
Ayakta kalmış, diri kalmış bir tek Türkiye var. Kudüs meselesine devlet olarak da millet olarak da en yüksek perdeden tepki veren biziz zaten.
Ama bizim de gücümüzün bir sınırı var. Tek başına halledilecek bir mesele değil Kudüs sorunu.
NEDEN İSLAM BİRLİĞİ OLMUYOR?
“Kudüs Nasıl Kurtulur” diye bir yazı yazmıştım (08.12.2017). Burada Kudüs politikamızda yapmamız gereken değişiklikleri anlatmıştım. Halen o fikirdeyim.
Bugün hepimizin dillendirdiği ama bir türlü gerçekleşmeyen, ‘İslam birliği olmadan, Kudüs kurtulmaz’ sözü için farklı bir kapı açmak istiyorum.
Türkiye, bu Cuma günü, İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) acil toplantıya çağırdı. Yine ortak bir kınama bildirisi yayınlanacak. Daha önce Doğu Kudüs’ün başkent ilan edilmesi, ABD ve İsrail’in en sert şekilde kınanmasına dair karar da alınmıştı İstanbul’da.
Ne acıdır ki, o karara imza atan iki ülke, Nijer ve Fildişi Sahili, Kudüs’te ABD büyükelçiliğinin açılışına gidip, İsrail’in yanında yer aldı.
Utanç verici bir durum.
Bu rejimlerin yönettiği ülkelerden bir İslam birliği çıkar mı? Çıkmaz.
Kudüs’teki katliama sessiz kalan, ABD ve İsrail’le şu anda ittifak halinde olan devletlerden bir İslam birliği çıkar mı? Çıkmaz.
Kudüs’ü kurtaracağını düşündüğümüz İslam Birliği hayalinin önündeki en büyük engel, işte bu yozlaşmış, çürümüş, ahlaken çökmüş köhne rejimlerdir.
BİRLEŞMİŞ MÜSLÜMAN MİLLETLER MÜMKÜN MÜ?
Temenni cümlesi olarak dillendirdiğimiz, İslam birliğinin rejimler aracılığı ile olması mümkün değildir kısacası.
Bu durumda şunu gerçekleştirmek için çaba harcamamız lazım:
Müslüman devletler birleşmiyorsa, Müslüman milletler birleşir.
Bu mümkün mü? Sanırım devletlerin birleşmesinden daha yüksek bir ihtimale sahip.
Bosna’dan Malezya’ya kadar gidin, Müslüman halkların birlik olma arzusunu göreceksiniz.
Müslüman milletlerin, yozlaşmış rejimler gibi saplantıları yoktur.
İstisnasız olarak şunu söyleyebiliriz: Tüm İslam milletlerinin hiçbir tereddütte mahal vermeden ortak hayali, Kudüs’ün kurtarılmasıdır.
Şii, Sünni, Vahhabi fark etmez, hangi mezhebe inanıyorsa inansın, bir Müslüman kesinlikle Kudüs’ün özgürlüğünü sonuna kadar savunur.
Demek ki Müslüman ülkelerdeki yozlaşmış rejimlere inat, tüm Müslüman hakların ortak bir noktası var: Kudüs.
Bu ortak noktada halkları birleştirecek çabalara ihtiyacımız var. Sivil, özgür, bağımsız ve sonuç almaya yönelik.
İşte bu nedenle, Birleşmiş Müslüman Milletler’i kurmalıyız diyorum.
Bir sivil inisiyatif olarak, bir bağımsız hareket olarak, apolitik olarak bunu yapmalıyız. Dünyadaki tüm Müslüman milletleri nasıl bir araya getireceğiz peki?
Bunun için bir önerim var. Yarın da onu anlatayım.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021