Mahmut ÖVÜR
AK Parti -CHP koalisyon görüşmelerine bugün son nokta konulacak. Süresi ne olursa olsun bir koalisyon çıkarsa benim için sürpriz olur. Ama çıkmayacağını daha doğrusu çıkmaması gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye'nin iki önemli siyasi damarını temsil eden partilerden söz ediyoruz. Bu iki partinin bir araya gelmesinin, ülkenin içinden geçtiği zor süreçte çok önemli ve tarihi olduğunu söylemek, hatta derinleşen toplumsal kutuplaşmayı azaltacağını, birçok temel sorunu çözeceğini ileri sürmek mümkün. Ama gerçekçi mi?
Bugünlerde bazı medya organlarının, CHP'ye yakın kalemlerin hatta CHP'li siyasi aktörlerin ısrarla bu koalisyonun olması gerektiğini söylemesi, bunu söylerken de "Türkiye batıyor, terör şehirlere indi" gibi kaygı veren söylemler tutturması şüphe çekse de bu durum, iki partinin koalisyon kurmaması gerektiği gerçeğini değiştirmez.
Türkiye, iki büyük partisini bazı odakların isteği doğrultusunda riske atmamalı. Çünkü 7 Haziran'ı normal bir siyasi süreç ortaya çıkarmadı ve 7 Haziran'da siyasi tabloyu iki milliyetçi partiye giden oylar belirledi.
AK Parti ve CHP, birçok maddede anlaşsalar bile hem zor bir dönemde iktidar olmaları, hem de CHP içindeki farklı siyasi aktörlerin ne zaman ne yapacaklarının hesaplanamaması "büyük koalisyon"u riske sokuyor.
O riskin faturasını ağırlaştıran ise "milliyetçilik üzerinden siyaset yapan iki otoriter parti"nin muhalefette olması... MHP ve HDP'nin başarısız bir koalisyonda muhalefeti temsil etmelerinin nasıl bir Türkiye'ye yol açacağını herkesin düşünmesi gerekiyor.
İlk bakışta, iki büyük partinin bir araya gelmesi elbette umut verici ama hem zor hem de gerçekçi değil. Bunu da en iyi, yakın tarihimizde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüttüğü "uzlaşmama" siyasetiyle gördük. CHP'nin yeni anayasa çalışmalarında üzerinde anlaşılan özgürlüklerle ilgili 60 maddeyi engellemesini ve çözüm sürecindeki tavrını hatırlayın.
Batı demokrasilerinde "uzlaşma" siyasetinin tek biçimi de "koalisyon" değil. Bir partinin muhalefette olması, ülkenin temel meselelerinde uzlaşma siyaseti izlemeyeceği anlamına gelmez. İngiltere'de İşçi Partisi'yle Muhafazakâr Parti'nin IRA meselesinde bir araya gelmeleri gibi... Bizde tam tersi yaşandığı gibi iki ana akımın koalisyon tecrübeleri de, en son 1991'deki DYP-SHP Koalisyonu hiç de başarılı olmadı.
Şimdi iki parti arasında uzun bir süreden sonra ilk kez koalisyon gerekçesiyle, bir "istikşafi" görüşmeler başladı ve partiler birbirini tanımaya, anlamaya başladı. Siyaset adına olumlu bir adım. Ama bu ilk adım üzerine her derde deva bir koalisyon inşa etmek çok zor.
Bu yüzden, siyasetteki bu uzlaşma sürecini bir seçimle sokağa taşımak ve milletten onay almak çok daha anlamlı. Bu bir anlamda "uzlaşmacı siyaset"in testi olacak ve iki büyük partinin önünü açacak.
Bu konuda da bilinçli bir algı operasyonu sürüyor. Ve ucuz bir biçimde "AK Parti tek başına iktidar olana kadar seçim yapacak" deniyor. Bu doğru değil. Demokrasinin beşiği İngiltere'de de kısa aralıklarla seçimler yapıldığı zamanlar oldu. Şubat 1974'te yapılan seçimlerde İşçi Partisi en yüksek oyu almasına rağmen Avam Kamarası'nda yeterli sayıya ulaşamadı ve Azınlık Hükümeti kurdu. Ekimde de seçimler yenilendi.
Mesele şu, eğer iki büyük partinin kuracağı koalisyon sağlam temellere oturtulmazsa siyasetin radikalleşmesi kaçınılmaz. Bu da sadece AK Parti'nin değil CHP'nin de düşünmesi gereken bir sorun.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019