24 Haziran’ı, seçimlerden bir seçim değil de bir milat olarak ayrıştıran pek çok şey sıralanabilir. Ama herhalde herkesin aklına önce 15 Temmuz alçak darbe ve işgal girişimi geliyordur ki, bu tamamen doğru bir başlangıç noktası olacaktır.

Bu karanlık günde, dünya tarihinde ilk kez, devletin içine 40 yıllık bir kriptolaşmayla bu denli sızan FETÖ’nün ülkeyi mandalaştırmak üzere gerçekleşen ihanetiyle karşı karşıya kaldık. Ve yine tarihte ilk kez, bir millet lideri ile bu işgale geçit vermedi.

Bu tarihten kırk gün gibi kısa bir süre sonra, ordumuz, ÖSO ile birlikte ülkenin ve bölgenin kaderini derinden etkileyecek Fırat Kalkanı harekatını başarıyla gerçekleştirerek, DEAŞ tehdidini sınırlarından uzaklaştıdı. Bu, ne idüğü belirsiz örgüte karşı indirilmiş en ağır darbe oldu. Özellikle sınır şehirlerimiz ve ülkenin tamamı bu yönden de güvenlik altına alındı. 170 binden fazla Suriyeli evlerine güven içinde dönebildi.

Ardından, herkesin ciddi sorunları olduğunda birleştiği, ülkenin verimli, demokratik ve vesayete kapalı şekilde yönetilmesinde engel teşkil eden hükümet sistemi, MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin verdiği destek ile değiştirildi. Bu önemli reform, 16 Nisan’da milletimizin teveccühüne mazhar oldu.

Bu arada Suriye sınırında konuşlanmış PKK/YPG terör örgütüne karşı da Zeytin Dalı harekatı başarıyla gerçekleşti. Afrin özgürleştirildi. Bu harekatların sonucunda, ABD ile Menbiç’in YPG’den temizlenmesi adına önemli bir noktaya gelindi. 24 Haziran’ın sonuçlarına göre bu süreç de hızlanacak ve sonuç elde edilecektir.

AK Parti ve MHP arasında kurulan Cumhur İttifakı’nın hikayesi budur. Ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, oy hesabıyla bu birlikteliği kurmuştur. Bu birliktelik, 15 Temmuz ve Yenikapı ruhuyla ortaya çıkmıştır. Bu bir beka birlikteliğidir.

Yine ne Sayın Erdoğan, ne de Sayın Bahçeli, üç eksik, beş fazla koltık sayısı hesabı içindedirler. Partileri de öyle. Burada sıradan süreçlerde yaşanan seçimlerden çok daha ciddi, farklı öncelikler mevcuttur. Bu öncelik de ülkenin bekasıdır.

O açıdan da, Kürt vatandaşların bu ittifaktan uzak duracakları iddiası, tamamen kötü niyetlidir. Bu hem AK Parti, hem de MHP’ye büyük bir haksızlıktır. Böyle kötücül bir propagandanın vatandaşta bir karşılığı yoktur.

24 Haziran’da vatandaşlarımız tercihleriyle tüm taşları yerine oturtacaktır.