Murat AKSOY
Mısır'da geçtiğimiz cuma günü yaşanan ve katliama varan şiddetin insanlık tarihine kara leke olarak geçeceği muhakkak. Darbe karşısında sivil, silahsız ve barışçıl protesto eylemleri yapan insanlara yapılan saldırı, bu saldırı emrini verenlerin elde ettikleri iktidarı korumak için her şeyi yapacağını gösteriyor.
Bu katliam karşısında Batı'nın cılız tepkisi, Rusya ve Çin'in sessizliği, Arabistan'ın darbecileri sahiplenmesi karşısında Türkiye tek başına haklı ve insani tepki verdi.
Türkiye'nin tepkisi, vicdan sesi olarak güçlü ama siyaseten güçsüzdür.
Türkiye'nin Mısır'a sahip çıkması -başka gerekçeler olsa bile-, yapılanın darbe olması ve darbecilerin barışçı protestoculara karşı gösterdiği şiddet nedeniyle haklıdır.
Türkiye'nin tepkisinin siyaseten etki yaratması haklı olmanın dışında güçlü olmayı da gerektiriyor. Türkiye'nin eksiği budur.
Türkiye, AK Parti iktidarıyla birlikte içerde demokratikleşme ve normalleşme yolunda büyük adımlar attı. Aynı dönem içinde dış politikada da proaktif bir politika izledi.
DEMOKRATİKLEŞTİKÇE GÜÇLENEN TÜRKİYE
2011 yılına kadar aktif olarak sürdürülen 'komşularla sıfır sorun' politikası komşularla iyi ilişkiler dışında 'ortak bölgesel politikaların' yolunu açtı.
Türkiye'nin bu politikaları,
a)içerde demokratikleşme ve normalleşmeyle uyumlu ve
b)dışarda dünyada yaşanan büyük değişime uyumlu idi.
AK Parti hem içerde hem de dışarda üst üste binen değişim dalgalarıyla bölgesel hiyerarşide yükselmeye başladı.
Bu yükselişin temelinde içerdeki demokratikleşme ve normalleşme var. Türkiye içerde demokratikleştikçe toplumsal meşruiyeti artan hükümet; dış politikada risk aldıkça bölgesel hiyerarşide yükseldi, güçlü bir ülke olmaya başladı.
Suriye ve Mısır örneğinde gördük ki, dış politikada esas olan 'reel politik'. Kültürel, tarihsel ve dinsel ortaklıklar ilişkileri bir noktaya kadar taşıyabiliyor, ebedi dostluklar asla mümkün olamıyor.
Bölgesinde güçlenen Türkiye'nin hem Batı'da hem de Ortadoğu'da rakiplerinin olacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Batı'da Almanya ve Fransa'nın; Ortadoğu'da İsrail, Arabistan ve İran'ın, Asya'da Rusya ve Çin'in Türkiye'nin yükselişinden memnun olacaklarını düşünmek safdillik olur.
Bunun için bu ülkelerin Türkiye'yi karıştırmak isteyebilecekleri, içerdeki sorunları kaşıyabilecekleri bir gerçek. Ama bu tür dışardan operasyonları boşa çıkarmanın yolu içerde demokratikleşme ve normalleşmeyi askıya almak değil tersine derinleştirmektir.
Bugüne kadar hiyerarşik olarak Türkiye'nin üzerinde olmuş ülkelerin Türkiye'nin yükselişini ancak kendi kontrolünde olursa izin verecekleri reel politikanın bir kuralı.
Türkiye dış politikası son yıllarda en çok bu gerçeği göz ardı etmiş görünüyor. Din olarak İslam, mezhep olarak Sünni, kültürel olarak Osmanlı geçmişinin Ortadoğu ve Afrika'da; etnik kimlik olarak Türk olmanın Orta Asya'da Türkiye'ye yeni fırsatlara sunduğu bir gerçek. Ama bütün bu fırsatların gerçeğe dönüşmesi idealist değil; reel politikayla mümkün.
Türkiye'nin hem Müslüman hem de demokratik ve laik ülke modelinin, Ortadoğu'da, Afrika'da ve Orta Asya'da dinsel, kültürel ve etnik olarak yakın olduğumuz ülkelere model olması; bizim isteğimiz dışında dünyadaki dengeler ve değişim sürecine bağlıdır.
Bu denge ve değişimin yönü 2011'e kadar Türkiye'nin yanındaydı. Görmemiz gereken gerçek bu denge ve değişimin yönünün artık yanımızda olmadığı.
HAKLI OLMAK YETERLİ DEĞİLSE
Arap Baharı ile Mısır, Tunus ve Libya'da ortaya çıkan tablo başta Batı olmak üzere Rusya'yı memnun etmedi. Bunda Batı'nın İslamofobi korkusu kadar Türkiye'nin bu ülkelerle demokrasi ve çoğulculuk yerine 'dinsel kimlik' ekseni üzerinden kurduğu ilişkinin de payı var. Bu ilişkinin küresel güç odaklarında rahatsızlık yarattığı son gelişmelerle ortaya çıkmış olmaktadır.
Mısır'la demokrasi üzerinden kurulan güçlü ilişkisi benzer biçimde Arabistan ve Katar'la kurulmuş olsaydı Türkiye daha güçlü olabilirdi.
Türkiye Mısır konusunda insani olarak en doğru politikayı seslendirmiş ve Mısır'da demokrasiyi savunmuştur. Bu politika doğru ve haklıdır ama dünyada var olan denklemi değiştirecek kadar etkili değildir.
2011'den sonra yönü değişen değişim dalgası Türkiye'nin etrafındaki hızı arttırdı. Bu hızın Türkiye'yi olumsuz etkilememesinin yolu sadece Mısır meselesindeki gibi doğru ve haklı pozisyonu savunmaktan geçmiyor. Bunun yolu içerde demokratikleşmenin, normalleşmenin devamı ve son dönemde artan toplumsal gerilimin düşürülmesinden geçiyor.
Dışarda Türkiye'yi güçlü kılan içerdeki toplumsal meşruiyetin yerini toplumsal gerilim ve kutuplaşmaya bırakması Türkiye'yi dış politikada zayıflatmaktadır.
Son günlerde üzerine çok konuşulan 'demokratikleşme paketi' bunun ilk adımı olabilir. Sadece çözüm süreci için değil; demokratikleşme ve toplumsal gerilimi düşürmek için de büyük bir adım olabilir.
Olmazsa mı? İçerde gerilim, dışarda sıkışma artarak devam eder.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018