Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
En kötüsü ama, ‘...gibi’ olmak en kötüsü bile olamamaktır. Kötü gibi ama kötü de değil, iyi gibi ama iyi de değil, güzel gibi, güzel de değil... demokrasi gibi ama demokrasi de değil. Gibi yapmak bünye benzerliğiniz olmadığı halde bir şeyi taklit etmektir. Benzeme çabaları üstünüzden dökülür, başkasının elbisesinin ya kolu kısa gelir ya paçası, eteği uzun. Sırıtır.
Görüntünün sakilliği bir yana daha da kötü olan şey benzemek istediğinize asla ulaşamamak, hep “...gibi” kalmaktır. Çünkü sizdeki değişimi doğuracak sahici dinamikleri “...gibi” olmakla bastırmış, zayıflatmış, giderek öldürmüşsünüzdür. “Ben oyum” diyorsanız, o olduğunuza inanıyorsanız, o olmaya çalışmazsınız. Güzel olduğunuza inanıyorsanız neden güzelleşme gayreti içinde olasınız ki? Her şeyi bildiğinize inanıyorsanız neden bilmeye çaba harcayacaksınız ki? Yaptığınız her şeyin doğru olduğuna iman etmişseniz kendinizle neden yüzleşeceksiniz ki?
Kendinizi eleştirmeye, geçmişle yüzleşmeye ihtiyaç duymamaktan daha kötüsü var. Artık “...gibi” olmak yerleşik bir davranış biçimi halini almışsa kendinizi eleştirmeyi de, geçmişle yüzleşmeyi de “gibi” yaparsınız. Eleştiriyormuş gibi, yüzleşiyormuş gibi... Böylece eleştirinin de, yüzleşmenin de içi boşalır.
Boşalır çünkü kendimizi eleştirmek, geçmişle yüzleşmek gerçek, sahici bir ihtiyacın itkisiyle yapılmış değildir, öyle yapmanın iyi olacağı düşünüldüğü için yapılmıştır, geçmişten duyduğunuz sahici bir utanç, bir acı, bir anlama ihtiyacıyla değil.
Resmî siyaset, bizde “gibi yapma” siyasetidir
Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze dek sürüp gelen sosyal siyasetimizi ve yerleşik siyaset kültürümüzü, tepki veya tepkisizlik nedenlerimizi masaya yatırdığımızda bu hâl ve gidişimizi en özlü anlatan tanımın “...gibi yapmak” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Türkiye 1920’lerde “muasır medeniyete ulaşmaya” gözünü dikti. Şapka giyerek, balolar düzenleyerek, Latin harflerini alarak tepeden gelen Jakoben Batılılaşma yolunu seçti. Böylece neden Batılı olmak zorunda olduğumuzu hiç sormaksızın “Batılı gibi” olduk. Neden öyle yapıldığı bu yazının konusu değil, sonuçları önemli. Bu sonuçlar demokrasimizin kavrukluğuna bir yanıt oluşturması açısından kayda değerdir.
Bizde modernleşme Cumhuriyet’in ilânıyla başlamadı, bu bir şehir efsanesidir. Resmî tarihin peçesi düştükçe görüyoruz bunu artık. Modernleşme Osmanlı’da başladı 1908-1909 bir demokratik devrim başlangıcıydı ve her ne kadar dış baskılar olsa da esas olarak Osmanlı’nın çok kültürlü, çok parçalı yapısının getirdiği sahici dinamizmin ürünüydü. Cumhuriyet ise bu sahici değişim dinamiklerinin üstünde yükselmedi, aksine 1924’ten başlayarak bu dinamikleri bastırdı. Böylece “...gibi Cumhuriyet” ortaya çıktı. Askerî-bürokratik vesayet rejimi de böyle kuruldu. 1946 çok partili siyasete geçiş bile Demokrat Parti’nin programının Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün icazetiyle olabildi.
Gerisi malum. Her on yılda bir askerî darbe ya da onun mümasili olan askerî müdahaleler... Her müdahaleden sonra Meclis’in yeniden açılmasında, sandık başlarına koşuşumuzda demokrasiye döndük diye çocuklar gibi şendik. Bir dahaki müdahaleye kadar tabii...
İşte bu ahval ve şerait altında (yani bu şartlarda) ilk kez veya hemen hemen ilk kez ülkemizde, sahici değişim dinamiklerinin 1980 sonrasının konjonktürel etkileriyle kıpırdadığını görmek heyecanlandırmıştı beni. Hep altını çizmekten usanmadığım gibi bu kıpırdanış İslami uyanış ve Kürt ulusal uyanışının eseriydi. 2002’den itibaren başlayan değişim sürecini bu nedenle bir devrim değil elbette ama “devrimsi değişim” olarak nitelemiştim.
Şimdiki kaygım ise AK Parti’nin iktidarda yerini pekiştirmesiyle birlikte kendini oraya taşıyan değişim dinamiğini söndürmesi ve öte yandan PKK şiddeti bahanesiyle Kürt ulusal uyanışının yarattığı dinamizmin devlet şiddetiyle bastırılması, iğdiş edilmesidir.
Yeniden “gibi” tuzağına düşme tehlikesi var
Böyle baktığım için son seçimler öncesinde, AK Parti’yi de eleştirmekle birlikte eleştirilerim dostça fakat ağırlıkla PKK-BDP (DTP) çizgisinin siyaset yapma/yapamama tarzına yönelikti; bu eleştirel bakışım bugün de sürmekle birlikte son genel seçimlerden sonra eleştirinin sivri ucunu iktidara çevirmenin gerekli olduğunu düşünüyorum.
Fakat her durumda bugün sönümlenmiş olsa da halen potansiyel bir tehdit olduğunu düşündüğüm askerî vesayet hiç kuşkusuz asıl hedef olmalı. Ne var ki bu potansiyel tehdidin ortadan kaldırılması da demokratik değişimin kesintiye uğratılmadan sürdürülmesine bağlı. Bu ise AK Parti’nin devlet olmasıyla birlikte yeni hegemonyanın yani statükonun yeniden inşasının önüne geçmekle mümkün.
Başka deyişle “...gibi demokrasi” tuzağına yeniden düşmemek için AK Parti iktidarının “...gibi” yapmalarının önü alınmalı.
Yetmez ama “evet” artık yetmez.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012