Namık ÇINAR
Tam bir sarmal!
Gerçeği yazacaksan, deliliğin ortalıkta gömleksiz dolaştığını söylemek, dilinin ve kaleminin ucuna gelen ilk şey oluyor.
Bu da seni eninde sonunda mahkemelik yapmaya yetiyor.
Bir seçeneğin daha var tabii:
O da yalakalık yapmak.
Karakterin müsaitse, üstelik epeyi de kârlı.
Gelinen nokta bu!
Hem, yaşananlar o raddeye vardı ki, hangi birini anlatacaksın?
Bir daha geriye dönüp yüzleşmeyecekmişçesine toplumsal/ siyasal yapıyı sorumsuzca yakıp yıkan bu vandallığın sonuçlarına da hazır mısınız, pekiyi?
İşlenen her şeyin bedeli var çünkü.
Sadece yapanların yanına kâr kalmayacak değil ki; toplumun kendisi de ödeyecek o akıl almaz faturayı!
Meselâ, geçen hafta toplanan MGK’nın aldığı kararlara, sorarım size, aklı başında olup da kim üzülmez?
Paraledi maraleldi diyerek, iç politika kavgalarından askerlere ne?
Siz değil miydiniz, daha düne kadar “askerî vesayet”ten şikâyetçi olan?
Bir zamanlar televizyonlarda hop oturup hop kalkarak demokrasi nutukları çeken, köşelerinde yazdıkları satırların altını gazetenin kâğıdını yırtarcasına çizen; ama artık kalemlerini satarak hukuksuzluklarınızı örtmek için kullanan, yüzsüz yazar/çizer borazanlarınızda hiç değilse bi’parçacık olsun utanma kalmadı mı?
Çıkıp aynı şeyleri şimdi de konuşsalar ve yazsalar ya!
“MGK antidemokratik bir kurumdur. Askerî vesayetin temel organıdır. Aldığı kararlarla, seçilmişleri atanmışların denetimine sokar.
Siyaset, var olan sorunlarını hukuk ve sivil yapı içinde ancak kendisi çözer.
‘Legal görünümlü illegal yapılar’ tarzındaki ‘lâf söyledi bal kabağı’ türünden sorunlu tanımlamalardan geçtik, bunlar TSK’yı hiçbir surette ilgilendirmez. Bu sadece siyasetin işidir.
Türkiye ‘Kırmızı Kitap’larla değil, demokratik yasalarla idare edilir”, deseler ya!
Erdoğan’ın, askerî darbe dönemlerini aratmayacak ölçüde toplumu yaptıklarıyla aldattığını, haykırsalar ya!
Bakmayın, benimki saf bir dilek işte.
Ama umarsız da olmayın.
Kerime Nadir romanlarındaki sulu gözlü genç kızın hatıra defteri değil ki bu Kırmızı Kitap, eline kalem kâğıt alıp bir çırpıda yazasın!
Birtakım süreçleri var ve TSK bakımından olgunlaşması, en az yedi-sekiz ay daha sürer.
Eskiden, biliyorsunuz, MGK Genel Sekreteri askerlerden olurdu. Şimdi onun, kafasını değilse bile, görüntüsünü sivilleştirdiler. Artık oraya sivil birini oturtuyorlar. Ama unutmayın, bu onu demokratik yapmaya yetmiyor.
İşte bu Genel Sekreter, Erdoğan’ın doğrudan etkisine açık ve bağlı bir şekilde, hazırladığı “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Taslağı”nı “karar”a dönüşsün diye MGK’nın önüne getiriyor.
Önceleri askerler siyasete silah gücüyle kendileri müdahil olurlardı, ne ki şimdi artık Erdoğan’ın zoruyla oluyorlar.
Oluyorlar ama onlara eskisi gibi suç atfetmek de artık adil görünmüyor.
MGK Kararları öyle pat diye kendiliğinden tamamlanmış sayılmıyor. İlkin Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek Başbakanlık Direktifi’ne dönüşüyor ve ilgili devlet organlarına gönderiliyorlar. O organlar da, direktifte kendilerine yüklenen görevleri eylem plânları hâline getiriyorlar.
Örneğin bunların en başında gelen Genelkurmay, hükümetten aldığı direktifi “Batı Çalışma Grubu” gibi bir ünitede “Eylem Plânları”na çevireceği “TÜMAS” (Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi) belgesini hazırlıyor ve “olur”unu almak için tekrar Başbakanlığa gönderiyor.
“Olur”u alınan TÜMAS belgesi, Genelkurmay Başkanı’nca “onay”lanarak yürürlüğe giriyor ve Kuvvet Komutanlıklarına tevdi edilen görevler çerçevesinde hiyerarşik olarak aşağıya doğru, tıpkı “Balyoz” diye bilinen eylem plânındaki gibi, ordunun bütün ülkeyi sarıp sarmaladığı müdahale plânlarıyla kontrol altına alınması sağlanmış oluyor.
Sonra da yakalayınca, “vay siz oradakiler, yoksa siyasete karşı darbeye falan mı hazırlanıyordunuz”, karmaşası yaşanıyor.
Oysa bugün için askerin sivil topluma ve siyasete müdahalesini, gözünüze soka soka artık Erdoğantezgâhlıyor.
Bunu değiştirmek istiyorsanız, 7 Haziran’da oyunuzu ona göre kullanmalısınız.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016