Namık ÇINAR
Tıpkı bir rengin olmamasını istemeye benziyor, kimilerinin özlemleri. Yahut ne bileyim, bir çiçek türünün yeryüzünden silinip gitmesini dilemeye, meselâ.
Mavi ya da kırmızı veya yeşil... keşke hiç olmasaydı bunlardan biri. Yahut gül örneğin, belki papatya, belki de lâle... ne iyi olurdu açmasaydı aralarından bir tanesi, der gibiler bu tutumlarıyla âdetâ.
Şu Taraf çıkmasa, çıkamasa, ah bir yok olup gidebilse; bayram edecek ne çok adam vardır, kimbilir.
Boyuna e-mailler geliyor bana da. Sövmekten alabilmişlerse kendilerini, bu sefer de diyorlar ki: “Hâlâ ne duruyorsun orada”, son dönemdeki ayrılmaları fırsat bilerek. “Bak, falanca falanca gittiler, şimdi de fişmekânca bıraktı, sen ne zaman gidicisin?”
Bütün bunları, sürdürdükleri bir siyasal fikrin, bir dünya görüşünün sözde önü açılsın diye yapıyorlar. Varolabilmelerini, muhalif gördüklerinin yok olmasında arıyorlar.
Kırmızı olmadan, bir başına mavi kalmak gibi. Sarı olmadan yeşille yetinmek gibi. Lâlesiz ya da papatyasız bir dünyada, yalnızlığa mahkûm bir çiçek gibi. Ne yapacaksınız, böyle seçeneksiz ve o yüzden de özgürlüksüz “birörnek” bir hayatı, bilmem ki?
Ne kadar da Erdoğan’a benziyorsunuz bu yanınızla. O da tahammül edemiyor muhalefete, sizin gibi. Pakistan Parlamentosu’nda çıktı, ne dedi? “Muhalefetin amacı iktidarı sınırsız eleştirmek ve onu bir an önce iktidardan uzaklaştırmak değildir.” Vay canına! Ya neymiş pekiyi? “Muhalefetin esas işlevi, halk yararına icraatlara destek olmak, yanlış yapılıyorsa doğrusunu söylemektir.” Ba ba ba ba! Nereden nereye, görüyor musunuz?
Dün de uluslararası reyting kuruluşu S&P’ye attı postasını, “Ankara Kriterleri”ne ricat edeceğini söyleyerek. Bir zamanlar kamuda, özel sektörde, şurada, burada üstüne vazife olmayan teftişlere kalkışmış Cemal Tural adında bir Genelkurmay başkanı vardı. Böyle giderse baktılar ki başa belâ olacak, bir punduna getirip dürüvermişlerdi defterini siyasiler. Galiba Erdoğan da, onun küresel ölçekteki bir versiyonu olacağa benziyor, bu gidişle. Ama yeri gelmişken anımsatalım ki, Ankara Kriterlerinin tecrübe edilmiş, sınanmış en derli toplusu, “Kemalist ilkeler”dir; bilmem anlatabiliyor muyum?
Yani görünen o ki Başbakan, kendi kurup tüzük gereği bir dönem daha seçilemeyecek olduğu partisini, bu üçüncü döneminin sonuna kadar, yine kendisi bitirmeyi iyice kafaya koymuş anlaşılan. AKP’lilerse, patronlarının iki dudağı ucunda olarak, âdetâ bir işletmenin asgari ücretli işçilerininki gibi yetkisiz ve etkisiz eğretilikleriyle; n’apsın garibanlar, bön bön seyretmekle yetiniyorlar, olup biteni sadece.
Gene size dönersek, bre ey Muhteremler! Bu hükümetin gelmesini gitmesini bu gazeteye bağlayacak kadar, kavrayamadınız mı gerçekten dünyanın ve ülkenin sosyo-politik değişimlerinin kaç bucak olduğunu?
AKP’yi ortaya çıkarıp vareden faktör, sizin köhnemiş hurda yapınıza yeni yaklaşımlarla seçenek olmasıydı. Şimdi ise artık o da, söyleyeceğini söylemiş yapacağını bir yere kadar yapmış olarak, tıpkı sizin gibi eskimeye yüztutmuş görünüyor.
Ancak açmazınız odur ki, onlara politikalarını aşan bir başka “yeni” ile değil, karşılarına daha önceki enkazlarınızla çıkmaktasınız ki, bu da geleceğe dönük bir umut oluşturmuyor kimsede.
İşte o nedenle, değişimleri desteklemek ile, hem sizin ve artık hem de hükümetin yanlışlarını görüp söylemek, bu defa da bizim varlık sebebimiz oluyor.
Belli ki, Taraf’ın nerede durduğunu da konumlandıramıyorsunuz bir türlü. Ben kendimi yetkili görmediğim için gazetenin değil, ama kendi köşemdeki alan kadarlık olanını anlatırsam, derim ki; geçmişiyle istisnasız her konuda yüzleşebilmesi için bütün bildik değer yargılarını yeryüzünün yeni verileri ışığında yeniden ele almasını önererek, değişimini sürdürmesini istiyorum, Türkiye’nin. Bu değişimin Liberal-Sol bir alaşım çizgisinde biçimlenmesinin yerinde olacağını düşleyerek, bundan sonra böylesi bir siyasanın galebe çalmasını ümit ediyorum. Lâkin bu sol, sizin sözde öyle görünen, ama aslında “Kızıl Elma Koalisyonu”nun bir parçası olan faşizan anlayışlarınıza bilesiniz ki hiç uymuyor.
Siz muhtemelen o liberallikleri de küçümsüyor ve yadırgıyorsunuz, ama “Şair Baba”nın
“Bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine”
diyerek şakıdığı hasretini, Cyrano’varî tiratlara teşne retoriklerle mangalda kül bırakmadan okuyorsunuz; amma velâkin, gri hücrelerinizi kapalı tutarak nedense.
Oysa, bir ağaç gibi tek ve hür olmak, liberal değerlerle hem-hâl bir bireyin harcı olabilir ancak. Ve bir orman gibi kardeşçesine ortam da, işte özgür olmanın bilincine ve hazzına varmış o bireyin, toplumun diğer özgür bireyleriyle eşit, adil ve hakkaniyetle üleşeceği toplumsal bir hayatı; sınırları, bireyselliğini asla yitirmeyecek olduğu ilkelerle çizilmiş, sosyalist, yani demokratik sol değerlerin de devreye girmesiyle mümkün olabileceğinin sentezine varmakla gerçekleşebilecektir.
Kellim kellim layenfa!
Örneğin geceleri seyrine kapıldığımız gökyüzündeki yıldızlar var ya, aslında kâinatın bir muzipliği olarak, sönmüş olup artık orada olmadıkları hâlde, bize ulaşan ışıklarının gelmeyi sürdürmesi sayesinde varmış gibi görünürler. Bitiş çizgisini çoktan geçip sermayesini tüketmiş köhne siyasetlerin bu hırçın çocukları da, tıpa tıp işte bu yitik yıldızlara benzerler.
Onlara sorarsan vardırlar. Hayata ve doğaya sorarsan yokturlar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016