Ümit KIVANÇ
Ülkesi dışından da kitleler halinde hayran edinebilen nadir Alman pop şarkıcılarından Nena (“99 Uçanbalon”u belki hatırlayan vardır), şarkısı “Irgendwie, Irgendwo, Irgendwann”ın (“Bir şekilde, bir yerde, bir zaman”) klibini çekip yayımladığında yıl 1984’tü. Bir şekilde dünyadaki her şeyin rezil edildiği “80’ler”in rengine, tarzına, “klip” denen yeni icadın bir zamanki emekleme aşamasına uygun, bugünün imkânları ve bütçeleriyle kıyaslandığında pek mütevazı görünen klibi izlemek isterseniz, buyurun, link burada.
Klip sanayii alıp başını yürüdükten sonra, Nena’nın, dönemdaşı İngiliz popçu Kim Wilde (“Kids in America”, The Supremes şarkısı “You Keep Me Hangin’ On”) ile neredeyse “samimi pozlar”ın az öncesinde göründüğü bir başka “Irgendwie, Irgendwo, Irgendwann” versiyonu içinse şu linke başvurabilirsiniz.
Şarkıda Nena, ışığa üşüşen böcekler gibi, “zamanın mekânın içinde sonsuza doğru düşüyoruz” diye söze giriyor, “Gelecek, herhangi bir zamanda herhangi bir şekilde herhangi bir yerde başlar,” diye devam ediyordu. Müzikal hiçbir numarası olmayan, ama bir şekilde dilimize dolanan, hattâ bazen bize basbayağı iyi gelen, başarılı pop şarkılarından biriydi bu.
Zamanındaki hayranlarının çoğu bugün, Gabriele Susanne Kerner, yani “Nena” gibi ellilerinde, atmışlarındaydı, zaten Nena hâlâ ortalıktaydı, kısa süre önce ikizleri Sakias ile Larissa vokalist olarak sahnede ona eşlik etmişler, küçük oğlu Simeon da 2015’te klavyesiyle annesinin konserinde yeralmıştı; yani parçanın hatırlayanı çoktu.
NDR’in (Nord-Deutscher Rundfunk / Kuzey Almanya Radyo-Televizyonu) gırgır programı “Extra 3”ün editörleri, hem müziğin popülerliğinden hem sözlerin imkân verdiği çağrışım kolaylığından yararlanmak için, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hicvetme amacıyla bu parçayı seçtiler. Ve parçaya adını da veren nakarattaki sözleri, “Erdowie, Erdowo, Erdoğan (Erdowahn)” olarak değiştirdiler. Saray’ın kaçak inşaatından muhalif gazetecilerin içeri atılmasına, Kürtlerin katledilmesine bir dizi vahim mevzuyu araya sıkıştırarak, ironi ve abartının gücünden yararlanarak, “hiciv” denen şeyin sözlük tanımına uygun bir klip kurguladılar.
Ve yayımladılar. Doğal olarak. (Türkçe altyazıyı sonradan, inadına yaptılar.)
“Haftanın kaçıklığı” gibi bir lejandla sunulan Extra 3, yaklaşık kırk yıldır yayımlanan bir program. Bir şekilde bir yerde bir zaman mevzu yapılmaya değer bir rol oynayıp da bu programda hicvedilmeyen politikacı muhtemelen pek azdır. Erdoğan klibinin yayımlandığı programda, meselâ, Almanya Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Sigmar Gabriel ile epey bir kafa buldular. Erdoğan yayınından bir hafta sonra, ABD başkanının Küba ziyareti dolayısıyla, Obama ve Raul Castro ile uğraştılar.
Ancak “Yeni Türkiye”nin, büyük oyun kurucu, lider ülke şu bu olarak ekseninde yeraldığı hayalî dünyada böyle bir rezaletin kabul edilmesi şüphesiz imkânsızdı. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann TC Dışişleri Bakanlığı’na çağırıldı ve, kelime kelime ne konuşulduğunu elbette bilmiyoruz ama, muhtemelen, “cumhurbaşkanına hakaret! ne münasebet!” falan dendi, sözkonusu programın –artık yayımlanmıştı bir kere!– internetten kaldırılması istendi. Bununla yetinilmedi, iki ülkenin dışişleri müsteşarları-yardımcıları, sonra da bakanları arasında da ayrıca görüşmeler oldu.
Büyükelçi Erdmann’dan başlayarak Almanya dışişleri sözcülerinden biri, sonra bizzat bakan Frank-Walter Steinmeier, sonra Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Ankara’ya, kabaca “bizde basın özgürlüğü diye bişey var, biliyon mu” tarzında özetlenebilecek cevaplar verdiler. Cevaplarda sıralananlar, bizim belki bir şekilde, bir yerde, bir zaman karşımıza çıkabilecek, şimdilik alâkamız olmayan şeylerdi: hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü.
Otoriter-baskıcı yönetimlerin ülkelerindeki her türlü muhalif sesi kesmek istemesi, basını denetim altına alması, gazetecileri cezalandırması bilinmedik görülmedik şeyler değildi şüphesiz. Hele Türkiye ve Erdoğan sözkonusu olunca, bu tür girişimlerin haber değeri taşıyıp taşımadığı bile tartışılabilirdi. Zira yaklaşık iki yıl önce, Frankfurter Allgemeine gazetesinin çizerleri Achim Greser ve Heribert Lenz, gazetenin pazar versiyonuna çizdikleri Erdoğan karikatürüyle benzer bir diplomatik krize yolaçmışlar, yine Almanya büyükelçisi TC Dışişleri’ne çağırılmıştı.
Yine de bir cumhurbaşkanının başka bir ülkedeki televizyon programını, üstelik internetten kaldırtmaya hamle etmesi, her şeye rağmen, herhangi bir yerde herhangi bir zaman da tuhaf karşılanacak bir haldi. Frankfurter Allgemeine’de Klaus-Dieter Frankenberger, “Öyle görünüyor ki,” diye yazdı, “başkan [Erdoğan], Almanya dışişleri bakanının Alman medya kuruluşlarını sansür edebileceğini sanıyor.”
Fakat bu mümkün değildi!.. Almanya basınının Ankara’dan denetlenebileceği bir mekanizma kurma gereği ortadaydı ve bunu silahlı cihatçı örgütleri sınırdan Almanya’ya sokarak yapmak imkânsızdı. Extra 3’çülerin vatan hainliğiyle suçlanması, terör örgütü propagandasından içeri atılması… bu seçeneklerin hiçbiri geçerli değildi. Bu yüzden meydan boş kaldı, haçlılar gemi azıya aldılar.
Extra 3’çülerin olan bitene tepkilerini aktarmak istiyorum. Türkiye’de hukukun muktedir keyfine göre uygulanışının en büyük simgesi “cumhurbaşkanına hakaret” davalarından bir yenisine –daha buradaki ilk yazıdan– kurban gitmemek için temkinli olayım, neme lâzım.
Programın editörü Andreas Lange, Erdoğan klibi yüzünden yaşanan garabet hakkında konuşurken, “Bütün bunları sadece komik olalım diye yapmıyoruz,” dedi. “Yapıyoruz, çünkü mesele edilmesi gerektiğine inandığımız mevzular var.”
Lange bu sözleriyle belki de Türk Dışişleri’ne kullanabilecekleri motifler konusunda tüyo veriyor sayılır: Yapmayın! Çünkü mesele edilmemesi gerektiğine inandığımız mevzular var; üstelik bunların komik de olmaması gerekiyor!
Lange, Erdoğan klibine Ankara’nın tepkisi sayesinde programın uluslararası alanda şimdiye kadar kendisine nasip olmamış bir ilgi görmesinden duyduğu memnuniyeti gizleyemeyeceğini de sözlerine ekledi. Klibin tıklanma sayısı olan üç milyon, programın izleyici sayısının on katı.
17 Mart’ta yayımlanan klip üzerine Ankara’nın koparttığı yaygaraya Extra 3’çülerin esas tepkisi, 30 Mart’taki programda geldi. Sunucu Christian Ehring, muktedirlerin tek sözüyle içeri atılma tehlikesi nedir bilmeyen televizyoncunun bizim tanımadığımız rahatlığıyla, “ortalık çok gerildi, biz valla yumuşatmak istiyoruz” yollu ironik bir motif eşliğinde, önce, “Biz de Türkiye büyükelçisini buraya çağırdık,” dedi, “ama gelmedi.”
Sunucu sonra, “internetten video sildirmeye kalkma” garabetiyle dalga geçti: “Ne yazık ki, bu mümkün değil,” dedi. “Orası internet, oradan silinemiyor.”
Ehring, “yumuşama adına” diyerek, Türkiye’ye güya bir teklif sundu – o arada mülteciler konusundaki kirli anlaşmaya laf çaktı: Türkiye’de mizahçıların başlarına iş gelmeden yapabilecekleri her espriye karşılık, biz de Erdoğan hakkındaki bir esprimizi silelim.
Ve yine “yumuşama için, iyi niyetle” kalkıştıkları işten sözetti. Şöyle düşünmüşlerdi: Belki klip Almanca olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan yanlış anlamış, bu yüzden kızmıştı; Extra 3, şimdi olumsuzluk yaratmış olabilecek bu ihtimali ortadan kaldıracak ve klibi Türkçe altyazılı olarak tekrar yayımlayacaktı. Yayımladılar.
Christian Ehring, “uzun lafın kısası” bâbında da şunları dedi: “Almanya’da bu iş bayağı basit: Eleştiri duymak istiyorsanız Extra 3’ü seyredin. Eleştiri duymak istemiyorsanız bayan şansölye ile buluşun.”
Extra 3 ekibindekilerin Facebook sayfalarını, Türkiye’de açılan cumhurbaşkanına hakaret davalarının sayısını “iki binlere çıkarma” vaadi eşliğinde, Erdoğan’a dair karikatürler, caps’ler (esprili sözle donatılmış görsel malzeme) vs. ile doldurduğu günlerde, Urfa’da oto elektrikçisi İsmail B., tutuklanıp cezaevine kondu. Hapsedilmesine yolaçan suçu, “devlet büyüklerine hakaret”ti. İsmail B., söylendiğine göre, içmiş içmiş, niyeyse tepesi atmış, niyeyse 155’i arayıp, karşısına çıkan polise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu hakkında atıp tutmuştu. Bunu niye yaptı, bilemiyoruz, muhtemelen anlayamayız da. Telefona çıkan polisin, “sarhoştur, saçmalıyor” demeyip, hattâ yemeyip içmeyip işlenmekte olan korkunç suçu arkadaşlarına bildirmesi, devletin güvenlik kuvvetlerinin bu tehlikeli suçluyu yakalamak üzere harekete geçmesi, İsmail B.’nin yakalanıp savcı önüne getirilmesi, mahkemeye çıkarılması, tutuklanması, hapse konması… Bunları ise ne kadar güzel, ne kadar rahat anlayabiliyoruz.
Kimbilir, biz değil ama, belki çocuklarımız, torunlarımız, bir şekilde, bir yerde, bir zaman insan gibi yaşarlar.
* *
İlk gün notu: P24 sayesinde hayatımın en kısa işsizlik dönemini yaşadım. Müteşekkirim. Burada, hikmeti kendinden menkûl köşe yazarlığı müessesesinden de, ille o gün, o saat anlamına gelen güncellik baskısından uzaklaşabilmeyi umuyorum. Böylece “enlemesine boylamasına derinlemesine” gazetecilik yapabileceğimi sanıyorum. Olayları anlama, yorumlama, yerli yerine oturtmaya elverecek, bilgi-olgu-bağlantı içeren yazılar yazmamın, memleket siyaseti hakkında mütemadiyen aynı fikirleri serdetmekten, hukuksuzlara hukukî, kalpsizlere kalbî, ahlâksızlara ahlâkî tepkiler ifade etmeye çabalamaktan çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Sur’dan götürülüp çukura dökülen molozlar, canımızdan, içimizden kopan parçalardır. Koparılmalarına, dökülmelerine engel olamıyorum, yerlerine de koyamıyorum. Bari elimden geleni yapayım.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024