Yalçın AKDOĞAN
Son dönemde palazlanan ve ülkeyi yönetmek için siyaset mühendisliğine soyunan neo-vesayetçi anlayışın girişimleriyle çalkanan sancılı bir dönem yaşadık.
Devlet gücünü kullanarak ve hukuk içindeymiş gibi görünerek haksızlık üretmek; yargı ve güvenlik bürokrasisini kötüye, gayrı meşruya, haksızlığa alet etmek bir dönemin ana felsefesi olarak görülebilir.
Ortada devlet var, hukuk var ama, amacından saparak kötülük üreten bir anlayış var.
Meşruiyet çizgisindeymiş gibi görünerek kötülük yapmak, hukuk içindeymiş ve hukuk için uğraşıyormuş gibi görünerek haksızlık üretmek geçmişte münferit hadiselerle görülen bir durumdu. Ama son zamanda bu habis durum sistematik bir hal aldı.
Bunların adalet diye bir derdi yok.
Bunların hak-hukuk diye bir kaygısı yok.
Bunların memleket diye bir duyarlılığı yok.
Bunların ahlak diye bir ölçütü yok.
Bilgi kırıntıları üzerine yalan senaryo uyduruyorlar.
Münferit hadiseler üzerine örgütsel hadiseler bina ediyorlar.
Cüz’i yanlışların üzerine külli yanlışlar bina ediyorlar.
İnsanların hayatlarını, kariyerlerini, izzet ve şereflerini bitiriyorlar.
Ne vicdan tanıyorlar, ne insaf biliyorlar.
Ne olduğunu-olmadığı gayet iyi bildikleri insanları ‘terörist’ diye yaftalamak, örgüt suçlusu haline getirmeye çalışmak nasıl bir vicdansızlıktır?
Kendilerini eleştiren insanları türlü yalanlarla pasifize etmek, susturmaya ve cezalandırmaya çalışmak nasıl bir insafsızlıktır?
Tüm birimleri ve organlarıyla devlet aygıtı hiç bu kadar kötüye kullanılmamıştı.
Vesayetçi yapının elde ettiği bilgileri kendi adamlarının önünü açmak, muhalifleri pasifize etmek ve iktidarı dizayn etmek için bu kadar çarpıttığı bir dönem hiç olmamıştı.
Hukuku tecelli ettiriyormuş gibi görünerek bu kadar büyük bir siyaset mühendisliği yapıldığı, adeta bir sistemin ve ülkenin esarete sürüklendiği bir dönem olmamıştı.
Şantaj, tehdit ve korkutma hiç bu kadar aleni bir hal almamıştı.
Bunu yapan insanlar acaba nasıl bir ahlaka, inanca, vicdana ve insanlık değerlerine sahipler?
Hizbulvahşet Müslümanları kaçırıp katlediyordu, El-Kaide masum-sivil ayırt etmeden bomba patlatıyordu, IŞİD kutsal demeden camileri havaya uçuruyor...
Acaba kendi amacı için heryolu mübah, herkesi kurban edilebilir gören bu anlayışın farklı bir versiyonuyla mı karşı karşıyayız?
Sevap işler gibi kötülük yapan bir zihniyet, bu toprakların mayasına ne kadar uygundur?
Her türlü ahlaki ölçüyü yitiren ve zulümde sınır tanımayan bir anlayış elbette insanlık duvarına toslar...
Herşeye sahip olma güdüsü, açıkça ‘güce tapınmayı’ beraberinde getirir ve sapkınlık kapısını açar.
İstihbarat oyunlarına merak saranlar istihbarat örgütlerinin oyuncağı olurlar.
Cenab-ı Hak tüm Müslümanları güce tapınmaktan ve her yolu mübah görmekten muhafaza etsin..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019