Yıldıray OĞUR
“Şunu biliniz ki , bu konuşma için çok düşündüm. Sizlere , kendimi ifade edecek cümleleri bulabilmek için , oldukça zorlandığımı itiraf etmeliyim. Günün birinde , böyle ağır bir yükün altına gireceğim , aklıma bile gelmezdi. Evet , özgürlüğümle ilgili olarak , beni birilerinin anlaması , ilk kez böylesine önemli oluyor. Bu nedenle , Sayın Mahkemenize , kendimi anlatmayı başarabilmeliyim... Burada , siz Sayın Hakimlerin beni anlamasını sağlayamazsam, bunu çok pahalı bir bedelle , gençliğimle ödemek zorunda kalacağım.
Sayın Hakimler , sizler de ; geleceğim hakkında bir karar verdikten sonra , yani gençliğim ve hayatım hakkında bir yargıda bulunurken , umutlarım ve hayallerim konusunda konuştuktan sonra , geriye dönüp baktığınızda , bence bunu hak ettiğimi düşünmelisiniz. Hak ettiğim her ne ise, yargınız o çerçevede olsun . Bunu yapmalısınız bence . Çünkü yargılanmamı, bana verilen değerin bir göstergesi olarak görmek istiyorum ben . Tüm önyargılarınızı unutarak yapmalısınız bunu...
Eğer sizce ben , ceza almalı isem , bunun gerekçesini anlamak istiyorum . Cezalandırılmamın , hak ettiğim bir şey olduğu konusunda ikna olmak istiyorum. Bu konuda lütfen içtenliğime inanmanızı rica ederim . Bir genç için , kendisine haksızlık yapıldığını düşünmenin ne kadar zor olduğunu düşünün. Gençliğim bana , karşılaştığım haksızlıklara karşı, kayıtsız kalmamamı telkin ediyor çünkü.
Bu salondan , kendisine haksızlık yapıldığını düşünen biri olarak ayrılmanın , benim için ne kadar zor olabileceğini düşünün lütfen . Çünkü o zaman , sizlere haksızlık yaptıran şey her ne ise , tüm zayıflığıma rağmen , ona karşı kayıtsız kalmamak benim için bir zorunluluk olacak.
Şimdi sarf edeceğim şu cümleleri , söyleyip söylememeyi çok düşündüm. Ama sizlerin karşısında , içten olacağım konusunda kendime verdiğim söz , bu sözleri de zorunlu kılıyor.
Sayın Mahkeme , bu yargılamanın adil olmadığını , siyasal bir dava olduğunu söyleyenler de var. Savcının suçlamalarını , oldukça siyasal bulanlar da var. Ben bu işlerden o kadar anlamıyorum. Böyle bir ön yargıyla yaklaşamıyorum , beni yargılayacak olan sizlere . Sizler vicdanlarınıza hesap verdikten sonra , diğer insanları da ikna etmek zorunda olduğunuzu da düşünmelisiniz bence. Belki ben bu gün , Sayın Mahkemenizden farklı düşüncelere sahibim , belki sizden ayrı bir duruşla bulunuyorum hayatın karşısında .Ama adalet başka düşünenlere , yani ötekilere de adil olmalı bence . Değil mi ki o , birlikte paylaştığımız bir payda . Çünkü böyle bir zaaf gösterirse Sayın Mahkemeniz - ki bunu düşünmek bile istemiyorum inanın - birlikte inanarak , güçlendirip çoğaltabileceğimiz , yeryüzünde pek az şey kalmış demektir. Çünkü , birlikte sahip olduğumuz bir şey üzerinde tasarrufta bulunmuş olacaksınız , bu gün bana adaleti uygularken . Sizden beklenen , herkesin zenginleşerek bu salondan ayrıldığı bir uygulama . Çünkü , bu provası olmayan , tanrısal işin sorumluluğunu üstlenmiş hakimler olarak , adaleti siz temsil ediyorsunuz tarihin bu gününde. Evet bu konuşmamla , " dürüstçe bir kapıyı vurmak " benim yaptığım .Adaletin canlı geleneğiyle , o kapının bana da aralanacağı konusunda güvenmek istiyorum mahkemenize . Bu bağlamda , Albert Camus ' nün güzel bir sözünü hatırlatmak istiyorum sizlere ; "Düzen adına , haksızlık yapılmamalı dünyada " diyor Camus . Bizleri ,"düzene sokmak için " haksızlık yapmamanızı talep ediyorum ben de.”
Bu etkileyici ve samimi savunma bundan 19 yıl önce İstanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin soğuk salonlarında yankılanmıştı.
Savunmayı yapan, başörtüsü yüzünden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden son sınıfta atılmış genç bir öğrenci olan Nilüfer Pehlivan’dı.
“Halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmekten” üç yıl hapis talebiyle tutuksuz yargılanan Pehlivan ve 29 sanığın suçu, 11 Ekim 1998 günü İstanbul’dan Ankara’ya kadar yüzbinlerce insanın elele tutuşarak başörtüsü yasağını protesto ettiği “İnanca Saygı, Düşünceye Özgürlük İçin Elele” eylemini organize etmekti.
Tarihi eylemden bir gün sonra Pehlivan ve öğrenci arkadaşları, aralarında gazeteciler, sivil toplum örgütlerinin başkanlarının olduğu 300’e yakın kişiyle birlikte gözaltına alındılar. Yurtları ve evleri basıldı, günlerce emniyette sorgulandılar. Neyse ki tutuksuz yargılanmak üzere üç gün sonra serbest bırakıldılar.
Aralarında Pehlivan’ın da olduğu 30 kişi hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde toplamda 90 yıl hapis istenen bir dava açıldı.
İşte Nilüfer Pehlivan 19 yıl önce üç yıl hapsini isteyen biri asker olan Devlet Güvenlik Mahkemesi heyeti önünde bu savunmayı yaptı.
Ertesi gün Yeni Şafak gazetesinde “Ağlatan Savunma” olarak tam metni yayınlanan savunmanın üzerinden 19 yıl, 28 Şubat’ın üzerinden ise 21 yıl geçti.
https://www.yenisafak.com/arsiv/1999/temmuz/30/gundem/gund8.html
Bu 19 yılda Türkiye çok değişti. Artık sadece üniversitelerde değil kamuda da başörtüsü serbest. Avukatları duruşmalarına başörtülü girdiği için mahkeme heyetinin salonu terk ettiği günlerden, başörtülü hakimlerin olduğu günlere geldik. 28 Şubat atmosferini yaratan generaller bugün müebbetle yargılanıyor. 28 Şubatçıların iktidardan düşürdüğü daha sonra da kapattığı partinin devamı olan parti iktidarda.
Ama bazı şeyler hiç değişmedi.
O yüzden de 19 yıl sonra Nilüfer Pehlivan’ın savunması güncelliğini koruyor.
Bugün Türkiye’nin herhangi bir ilindeki bir ağır ceza mahkemesinde görülen bir davada, fikirleri, attığı bir tweet ya da katıldığı barışçıl eylemler için “halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçlamasıyla yargılanan bir üniversite öğrencisi, mahkemede bu savunmanın aynısını yapabilir.
Mahkeme heyetinden, farklı fikirleri olsa da önyargısız olarak yargılanmayı, suçluysa bile suçunu bilmeyi, düzeni korumak için kendisine haksızlık yapılmamasını isteyebilir.
Muhtemelen tutuklu yargılandığı için tahliye edilmeyi de.
28 Şubatçıları çok kızdıran eylemi organize eden Nilüfer Pehlivan ve arkadaşları, daha sonra DGM’lerin yerine kurulan Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınan davadan delil yetersizliği ve zaman aşımı sebebiyle beraat etmişti.
Ama bugün bu suçtan yargılanan bir öğrenci hakkında bu kararın çıkması kolay değil.
Bugün artık, çok daha çeşitli bir medya olmasına rağmen, ertesi gün savunmasını tam sayfa yayınlayacak, onun haklılığını savunacak bir gazete bulabilmesi de...
19 yıl önce Nilüfer Pehlivan’ın bu tarihi savunmayı yaptığı mahkeme salonunda sanık sandalyesinde yanında oturan, onunla birlikte, aynı suçtan yargılanan gazetecilerden biri Ahmet Taşgetiren’di.
28 Şubatçıların Refah Partisi’ne açtığı kapatma davasında partisini savunan Necmettin Erbakan için yazdığı “Seni Seviyoruz Savunan Adam” yazısı slogana dönüşmüş ünlü yazar da evi basılarak gözaltına alınmıştı.
Onun da suçu “Özgürlük için Elele” eylemine destek vererek “halkı kin ve nefrete tahrik”ti.
Elele zincirine halkı çağırmak için Türkiye’yi dolaşmış, konuşmalar yapmıştı. Malatya’da yaptığı bir konuşmada söylediği “Ankara'yı özgürlükler açısından yeniden inşa etmek lazım” sözünü polis “Ankara'yı özgürlükler açısından yeniden imha etmek lazım” diye kaydedince hakkında Malatya DGM’sinde bir dava daha açılmış, avukatının ve kendisini “Kayıt incelensin” itirazlarını dikkate almayan mahkeme başkanı, “inşa edebilmek için önce imha etmek gerek”diyerek hakkında bir yıl hapis cezası vermişti. Neyse ki o ve Abdurrahman Dilipak hakkında verilen hapis cezası da Yargıtay’dan döndü.
Yıllar önce “Ankara'yı özgürlükler açısından yeniden inşa etmek lazım” dediği için DGM’den hapis cezası almış, 28 Şubatçıların partisini kapatmaya çalıştığı Erbakan için “Seni Seviyoruz Savunan Adam” yazısını kaleme almış, başörtüsü için mücadele eden öğrencilerle birlikte DGM’de yargılanmış Taşgetiren, bugün de başka adaletsizlikleri eleştirdiği, Ankara’yı özgürlükler için yeniden inşa etmeyi savunmaya devam ettiği için 28 Şubat günlerinde bile yazabildiği gazetelerde yazamıyor.
28 Şubat’ın 21. yıldönümünde pek çok söz söylenecek. Geçmiş haklı olarak eleştirilecek, kazanımlar övülecek. “28 Şubat 1000 yıl sürecek” sözü hatırlatılacak.
Ama bütün bunlara rağmen Türkiye hala 19 yıl önce bir 28 Şubat mahkemesinde yapılan savunmanın güncel olduğu bir ülke. Hala düzen için haksızlık yapmak meşru, hala mahkemelerden adalet dileniliyor, hala inanca saygı ve düşünceye özgürlük için elele verilemedi, hala Ankara özgürlükler için yeniden inşa edilemedi. Ve hala bunları söyleyenlere pek hoş bakılmıyor.
O yüzden 28 Şubat’ın 21. yıldönümünde, 19 yıl önce Nilüfer Pehlivan’ın savunmasını tam sayfa yayınlamış gazetenin yöneticilerinin büyük zorluklarla çıkardığı bu gazetenin sayfalarından, 28 Şubat günlerinde savunan adamları ve savunan kadınları savunmuş Ahmet Taşgetiren’e bir selam gönderelim.
Bir selam da genç bir kadın öğrenci olarak 19 yıl önce bir Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin karşısına geçip sadece kendisi için değil herkes için adalet istemiş Nilüfer Hanım’a.
Ve sadece bilenmek için değil, esas gücün haklı olmaktan geldiğini yeniden hissetmek için de o günleri hatırlayalım.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları


































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025